Genel

Bilecik'te yap-satçılar sat-yapçı oldu!

Bilecik'te yıllar önce her köşe başında bir bina inşaatı yapılacak dense idi kimse inanmazdı ama bugün her köşe başında adı yap-satçı olan ama sat-yapçı olarak geçen müteahhitlerin binaları yükseliyor

Bilecik'te yıllar önce her köşe başında bir bina inşaatı yapılacak dense idi kimse inanmazdı ama bugün her köşe başında adı yap-satçı olan ama sat-yapçı olarak geçen müteahhitlerin binaları yükseliyor.

Bilecik hızlı bir büyüme ivmesi içerisinde. Gerek Bilecik Üniversitesi'nin kurulması, gerek yeni açılan fabrikalar, gerek hızlı tren ve duble yolun yapımı çıtayı her geçen gün üst seviyelere çıkartıyor.

Marmara Bölgesi'nin parlayan yıldızı Bilecik, her geçen gün ismini daha çok duyurmaya başladı, İstanbul'un yorucu trafiğinden bunalan, kendisine huzurlu bir yer arayan ama İstanbul'a çok da uzak kalmak istemeyenler için Bilecik adeta ikinci adres. Araba ile 2.5 saatte İstanbul'a ulaşabiliyorsunuz. Hızlı tren tamamlandığı zaman otobüs yada otomobile gerek kalmadan 1.5 saatte İstanbul'a ulaşılacak. Durum böyle olunca Bilecik bir cazibe merkezi haline geliyor. Bilecik Belediye Başkanı Selim Yağcı ve Bilecik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Azmi Özcan '2011 yılı Bilecik yılı olacak' sözünün altını kalın çizgilerle çiziyorlar.

Tüm bu gelişmeler karşısında 50 bin civarındaki nüfus, 2011 yılında binlerce insanın göç etmesi ile 60 bin civarına kadar yükseldi. Tabii durum böyle olunca, konut ihtiyacı en üst düzeye çıkıyor; kiralar yükseliyor. Herkesin gözü müteahhitlikte... Bilecik'in her köşesi adeta bir şantiyeye döndü. Balıkçı, balcı, sucu derken herkes müteahhit oldu. Bilen de yapıyor bilmeyen de.

Konut yapıp daha sonra satan insanlara yap-satçı diyorlar ama Bilecik'te bunun ismi tam tersi oldu. ilk önce satıyorlar, daha sonra yapıyorlar. Bu durumda adları da sat-yapçı oldu. Bilecik'te sat-yapçılar, ilk önce Bilecik'in en gözde meknlarını arıyorlar. Eğer kendilerinin arsaları yok ise gözde yerleri buluyorlar. Bulunan yerde eğer eski ev vs. varsa ve yer tek kişininse, oturuyorlar pazarlığa. Yer sahibine binadan yüzde 50'ye kadar ortaklıkla verebiliyorlar. Daha sonra güzel bir proje çizdiriyorlar. çizilen proje resimleri oluşturuluyor ve tanıtımı yapılıyor. Daha binanın temeli atılmadan daireler satılıyor. Binanın temeli atılıyor, satılacak daire kalmamış... Bina seneye teslim. Paralar ödendi ama bina yok. Binanın bitmesi bekleniyor. Yap-satçı bu sefer topladığı para ile başka bir binaya daha başlıyor. Bu durum bu şekilde Bilecik'te devam ediyor. Daire alan vatandaşta ise durum çok farklı değil.

Eğer kendi evi varsa, burayı hemen apart yapıyor ve 250 TL'den 4 öğrenciye kiraya veriyor. Böylece ayda bin TL aylık kazanç elde ediyor. Bir bakıma alınan daire kendi parasını kendi başına ödüyor.

Eğer ekonomide çıta yükseğe doğru giderse Bilecik'teki sat-yapçılarda bir problem yok gibi görünüyor. Ama eğer ekonomi kötüye giderse durum vahim. Amerika'da yaşanan Mortgage krizini bizim Bilecik'te yaşamamız pek de zor gibi gözükmüyor.
Tuncay çankaya/Dünya