22 / 11 / 2024
fuzul

Bilfen, Türkiye’de toplam 142 okul açtı!

Bilfen, Türkiye’de toplam 142 okul açtı!

Bilfen geçen yıl doluluk oranı yüzünden binlerce öğrenciyi geri çevirmek zorunda kaldı. Fatih Öztürk geçen yılı 1,6 milyar lira ciroyla kapatan Bilfen’i büyüme hedefi koymadan büyütüyor…




Bilfen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Öztürk, gelecek yatırımlarına dair açıklamalarda bulundu.

Forbesv- Dergisi’nin bu ayki sayısında yer alan habere göre; Bilfen Şirketler Grubu'nun İstanbul, Ataşehir’deki yönetim merkezinin büyük toplantı odası, klasik Türk ressamlarının eserleriyle dolu. Bir kısmı asılı bir kısmı duvara öylece yaslanmış... Sami Yetik’in kağnıları, Nuri İyem’in portrelerinden bakan kocaman gözlü köylü kadınlar hemen göze çarpıyor. Oryantalist ressamların eski İstanbul resimleri, deniz tabloları ile ünlü Ivan Ayvazoski’nin fırtınalı bir denizi resmettiği tablosu, İbrahim Çallılar, Hoca Ali Rızalar... Öztürk Ailesi’nin ağırlıklı olarak klasik dönem ve modern Türk ressamlarının eserlerini barındıran 750 kadar tablodan oluşan büyük koleksiyonunun bir bölümü bu. Duvarlar boyandığı için yerlerinden indirilmişler.

Bilfen Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkan Vekili Fatih Öztürk’ün odası babası Osman Öztürk’ten farklı bir zevki olduğunu yansıtıyor. 47 yaşındaki Öztürk çağdaş Türk ressamlarını tercih ediyor belli ki. Duvarlarında Burhan Doğançay’ın, Ergin İnan’m ve Devrim Erbil’in tabloları var. Bir müze düşünceleri var ama Öztürk zaman vermiyor, “Hemen seneye gerçekleştiririz diye bir şey yok. Müze de hayallerimizden biri” diyor.

Öztürk’ün 2019’u 1,6 milyar lira ciro ile kapatan Bilfen Şirketler Grubu için başka hayalleri de var. Ancak birçok işadamının aksine hayallerini ve hedeflerini açıklamakta oldukça ketum... Okul sayısını artırmak, ciro hedefleri, büyümeyi katlamak... Öztürk böyle şeylerden pek söz etmiyor. “Büyüme hedefiniz” sorusuna verdiği ilk yanıt “Bir büyüme hedefimiz yok aslında” oluyor. Sonra yılda aslında sadece bir-iki okul açtıklarını, bundan sonra da bu sayının çok değişmeyeceğini anlatıyor. Bir satın alma planları da yok.

Bu yaklaşım, Bilfen’in ve Fatih Öztürk’ün kendi alanındaki stratejisini de özetliyor aslında. Toplam cironun yüzde 55’inin geldiği eğitim alanında şu anda Türkiye’de İstanbul dahil 8 farklı şehrinde Bilfen okulları, yine İstanbul dahil 10 şehirde de Bilnet okulları var. Toplamda ise 142 (88’i Bilfen, 54’ü Bilnet) okul bulunuyor. Bilfen Okulları üst gelir grubuna, yüksek kaliteli ve başarı odaklı bir eğitim vaat ediyor. Orta eğitim kurumlarmm sınav başarısıyla gurur duyuyorlar. Öztürk, Robert Kolej’in her yıl 220 kadar öğrenci kabul ettiğini, bunların 75-80 kadarının da Bilfen öğrencilerinden çıktığını anlatıyor. Üsküdar Amerikan, İstanbul Erkek gibi diğer köklü okullara yerleşenlerin sayısı da az değil. Öztürk kendi liselerine, Bilfen’in ortaöğretim okullarından gelip kayıt olan öğrenci sayısının çok daha az olduğunu söylüyor. Özel okullar kendi mezunlarının yine kendi zincirleri içinde kalmasını tercih ediyor. “Herhangi bir özel okulda, kendi öğrencilerinin ilköğretimden ortaöğretime geçişteki oranı yüzde 50’nin altına düşerse, yöneticiler bu durumu sorgular, ‘bu oran neden düşük’ diye. Biz öyle bakmıyoruz” diyor.

Bilfen’in tercih edilme sebeplerinden biri tam da bu. İstanbul, İzmir, Eskişehir, Bursa, Gaziantep, Samsun, Denizli, Sakarya, Balıkesir, Bodrum/Manisa’daki 142 okullarında toplam 27 bin 500 öğrencileri var. Buna 2017-2018 öğretim yılında öğrenci almaya başlayan Bilnet’ler dahil. Bilnet, Bilfen tarafından yaratılmış ikinci bir marka. Henüz öğrenci sayısı yedi bin civarında. “Bilfen’in giremeyeceği yedi-sekiz kente bu markayla adım attık” diyor Öztürk. Bilnet’ kurmalarının arkasındaki düşünceyi de şöyle anlatıyor: “Türkiye’deki her çocuk bizim için eşit, Bilfen’deki eğitimi Türkiye’deki her çocuk hak ediyor ama bu modeli her ilde uygulama şansımız yok. Bilnet’leri işte bunun için, daha fazla çocuğa ulaşabilmek için kurduk.”

Bilnet’ler Bilfen’e göre daha geniş bir gelir grubuna hitap ediyor. Bilfen’lerin tamamı kendilerine ait. Okul binalarının da yüzde 80’i kendi mülkleri. Bilnet’lerin ise yaklaşık üçte biri Bilfen’in merkezi tarafından yönetilen, muhasebeleri ayrı okullardan oluşuyor. Öztürk, “akla fast-food zincirlerini getiriyor” diyerek franchise demekten kaçınıyor. Onları “akredite okullar” olarak tanımlıyor. Bir nevi mali olarak özerk ama eğitim öğretim bakımından yine merkez tarafından yönetilen okullar bunlar. Biraz daha uygun fiyatlarla, daha geniş bir kesime ulaşmayı hedeflemeleri bir büyüme stratejisi gibi görünüyor. Ama Öztürk agresif bir büyüme niyetinden çok, kendisine hedef kitlesini genişletecek yeni bir segment yaratıyor: “Bir anda 50 okul olsun, 100 olsun gibi hedeflerimiz asla yok. Kaliteden taviz vermeden kontrollü bir şekilde büyümek istiyorum. Bu yıl sadece iki kampüs açacağız. Biri Ankara’da, diğeri Eskişehir’de.” Zaman içinde Bilnet’lerin öğrenci sayısının Bilfen’i geçmesini bekliyor ama bunun için ne bir süre ne de okul sayısı hedefi var. Öztürk zor duruma düşen ve kapanan özel okulların gündemden düşmediği bu günlerde kendilerinin yaklaşımını “ayağını yorganına göre uzatmak” olarak açıklıyor: “Bizim yaklaşımımız hep bu oldu. Her zaman kontrollü büyüdük. Sadece bir sene dört ayrı ilde dört okul açtık. Onun dışında iki okul açtıysak bir sonraki yıl hiç açmadık ya da bir okul açtık.”

Bilfen Okulları’nın 2020-2021 öğretim döneminde İstanbul Maslak’taki ilköğretim okulları hizmete açılacak. Yine önümüzdeki sene Kayseri Çaybağları’ndaki yeni okul binasına taşınacaklar. Ankara’da Oran’da hizmete açacakları üçüncü ilköğretim binasının da inşaatına başlamış durumdalar. 2020’de yeni okullar için toplam 150 milyon lira yatırım yapacaklar.

Aslında eğitim Bilfen’in tek işi değil. Bilfen Şirketler grubu çatısında toplam 7 bin 420 kişinin çalıştığı 19 şirket bulunuyor. Cirolarının yüzde 15’i matbaadan, yüzde 20 kadarı catering işinden ve kalan yüzde 10’u da yayıncılıktan geliyor. Fatih Öztürk’ün kardeşi İsmail Cem Öztürk de kendisi gibi Yönetim Kurulu Başkan Vekili. O ağırlıklı olarak matbaa ve ambalaj tarafındaki işlerle ilgileniyor. Tüm bu iş kolları,

Bilfen’in eğitim sektöründe büyürken adım atıp sonra bağımsız olarak büyüdüğü alanlar. Fatih Öztürk, yemek ve catering işinde Türkiye’nin en büyük beş şirketinden biri oldukarını ve üretimlerinin günlük 180 bin porsiyonun üzerinde olduğunu söylüyor. Pepsi ve Doğuş Holding gibi birçok özel şirket ve kuruma hizmet veriyorlar. “Başlangıçta sadece öğrencilerimize sağlıklı yemek sunmak amacıyla kurduk ama zamanla büyüdü. Altı yemek üretim fabrikamız var” diye anlatıyor Öztürk. Ocak 2020 itibariyle Biltur Catering adıyla faaliyet gösteren şirketin Bandırma’daki Meyve-Sebze ve Et tesiseri faaliyete başladı.

14 yıl önce yatırım yaptıkları matbaa da başlangıçta küçük bir işmiş: “İlk fizibilite rakamı çok düşüktü -250 bin dolar bir yatırım öngörmüştük. 2006’da işe başladık. İlk yatırımız 11 milyon euro oldu. 20H’de binalar hariç sadece makine yatırımımız 140 milyon euro’ya ulaşmıştı” diyor Öztürk. Bilnet Matbaa ve Ambalaj, gazete matbaaları sayılmazsa Türkiye’nin en büyükleri arasında. Avrupa’nın da üçüncü büyüğü konumundalar.

Bilfen’in kendi basım işleri matbaanın üretiminin ancak yüzde 6’sını oluşturuyor. Oluklu mukavva dışında her şeye baskı yapabilme beceresine sahip bir matbaaları var. Öztürk, 35 ülkeye ihracat yaptıklarını, Türkiye’deki hiçbir matbaanın sahip olmadıkları kapasiteleriyle tüm makinelerini aynı iş için çalıştırsalar, 24 saatte kapağı ve cildi takılmış 128 sayfalık 1,25 milyon kitap basabileceklerini söylüyor. Zaten yayıncılık sektöründe bu yüzden iddialılar.Türkiye’de üretilen yardımcı ders kitaplarının her dört tanesinden biri Bilfen’in matbaalarından çıkıyor. Bilfen Yayıncılık, Netbil Yayıncılık ve FenBil Yayıncılık şirketleri anaokulundan başlayarak üniversiteye kadar kaynak kitap üretiyor. Yayıncılıkta 10 yılda hiçbir hedef koymadan geldikleri nokta bu. Geçen yıl 44 milyon adet kitap yayınladılar. Bu yıl “Çoki” markasıyla çocuk edebiyatı alanında kitaplar çıkarmaya başladılar. Bunu yeni markalarla gençleri ve yetişkinleri de kapsayacak şekilde genişletmek istiyorlar.

Bu noktaya, babaları Osman Öztürk’ün 1972 yılında coğrafya öğretmenliği yaptığı Etiler’deki Turizm Otelcilik Meslek Lisesi’nden geldiler. Osman Öztürk, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Öğretmenliği bölümünden mezun. Coğrafya öğretmeni olarak işe başlayıp (meslek liselerin müfredatından coğrafya dersleri kaldırılınca) idari yönetici olduğu

Turizm Otelcilik Meslek Lisesi’ni satın alarak iş hayatına atıldı. Öztürk, babasının ekonomik sıkıntıları olan okulu borçlarını çalışıp ödemeyi vaat ederek satın aldığını anlatıyor. Ardından Türkiye’nin ilk özel fen lisesi olan Özel Üsküdar Fen Lisesi’ni ve 1988’de de Özel Bilfen Anadolu Lisesi’ni açtılar.

Fatih Öztürk, birçok şirkette ikinci jenerasyonun yaşadığı zorlukları hiç yaşamadıklarını Osman Öztürk’ün çok ileri görüşlü ve vizyonu geniş biri olduğunu anlatıyor: “Her zaman önçeliğimiz eğitim işi oldu. Hayallerimiz de hep bununla ilgili.”

Bu hayallerden gerçekleşmeye yakın gördüğü için açıklamaktan çekinmediği biri Cumhuriyet’in 100’üncü yılında İngiltere’de bir özel okul açmak. İngiltere, çünkü Öztürk Türkiye dışındaki ilk adımını özel okul sisteminin köklü ve başarılı olduğu bir yerde atmak istiyor: “Hedefimiz, eğitim alanında bir iddiası olmayan ama pazarın cazip olduğu ülkeler değil. Bilfen’in eğitim modelini ve farkını, eğitim konusunda iddialı bir ülkede de ortaya koymak.”

Bilfen İngiltere'de okul açacak!

 

 

 

 


Geri Dön