Binali Yıldırım: İstanbul'a çok güzel müjdelerimiz var!
AK Parti İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, "18'inden sonra, belirli bir takvime göre biz projelerimizi açıklayacağız, İstanbul'a çok güzel müjdelerimiz var." dedi.
TBMM Başkanı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Binali Yıldırım, canlı yayında açıklamalarda bulundu.
İstanbul için çözüm önerileri
Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre; Yıldırım, İstanbul'un ulaşım sorunuyla ilgili çözümlerini de harita üzerinden göstererek anlattı.
Toplam 5 bin 462 kilometre kare yüz ölçümü bulunan İstanbul'un, Türkiye'nin yüz ölçümünün binde 7'si olduğunu, nüfus olarak da ülkenin yüzde 20'sine denk geldiğini ifade eden Yıldırım, yerleşim alanının da toplam yüz ölçümünün beşte biri olduğunu dile getirdi.
Yıldırım, kuzey kısmı yapılaşma dışında kalan kentin TEM ve D-100 kara yolu arasındaki kesimde nüfusun büyük kısmının yaşadığını anlatarak, "Her türlü olumsuzluğun bir araya toplandığı bir yerden bahsediyoruz, fiziksel olarak, coğrafya olarak. Diğer yandan, İstanbul'un başkalarıyla kıyaslanamayacak özellikleri var. Eğer İstanbul tek başına ülke olsa, Avrupa'da 13'üncü büyük ülke, dünyada da 200 ülkeden 41'inci büyük ülke olur nüfusu itibarıyla." diye konuştu.
İstanbul'un, Türkiye'nin ihracatının yarısını karşıladığını, Türkiye'deki vergilerinin yarısının da İstanbul'da toplandığını, 500 büyük sanayi kuruluşunun 250'sinin kentte olduğunu vurgulayan Yıldırım, 5 milyon 664 bin aktif çalışan kişinin bulunduğu İstanbul'un, Türkiye'nin milli gelirinin üçte birini sağladığını dile getirdi.
Yıldırım, "İstanbul demek Türkiye'nin lokomotifi demek, Türkiye'nin kalbi demek, Türkiye'nin özeti demek. 81 vilayetten İstanbul'da yaşayan vatandaşlarımız var. İstanbul, Türkiye'nin mozaiği, Türkiye'nin özetidir." dedi.
İstanbul'un nüfus yoğunluğunun Türkiye'nin yoğunluğundan 27 kat fazla olduğunu vurgulayan Yıldırım, kente bu özelliğiyle Hong Kong'un biraz benzediğini anlattı.
"İstanbul'un ulaşımını ben çözerim"
Binali Yıldırım, "İstanbul'un ulaşımını ben çözerim. Çünkü ben Türkiye'nin ulaşımını çözdüm." diyerek, kentin Anadolu'ya, Avrupa'ya ulaşımıyla bir sorununun olmadığını kaydetti.
Kentten Anadolu'nun 56 havalimanına uçuş yapıldığını aktaran Yıldırım, şimdi hava yolunun halkın yolu haline geldiğini, Anadolu'nun bütün şehirlerinde 15 yılda 22 bin kilometre bölünmüş yol yaptıklarını dile getirdi.
Yolları bölerek hayatları, milleti ve Türkiye'yi birleştirdiklerini belirten Yıldırım, "Ama bir şeye asla izin verdirmedim. Yolları böleriz, Türkiye'yi böldürtmeyiz."dedi.
Kentten Anadolu'ya ve dünyaya ulaşım problemi olmamasına rağmen, şehir içinde sorun yaşandığını vurgulan Yıldırım, 170 kilometre raylı sistem bulunan kentte Gebze'den başlayıp Halkalı'ya giden Devlet Demir Yolları'nın banliyö hattının eklenmesiyle bunun 233 kilometreye çıkacağını söyledi.
Binali Yıldırım, bu hattın açılış tarihine bakanlığın karar vereceğini ifade ederek, "Benim edindiğim bilgi, Mart ayının 10'undan itibaren yolculu seferlere başlayacak hale gelecek. Bu biraz uzun sürdü. Bu aslında Marmaray'ın ikinci bölümüdür." diye konuştu.
Raylı sistem 520 kilometreye çıkacak
Yıldırım, 110 dakikada Gebze"den Halkalı'ya kadar gidileceğini belirterek, raylı sistemlerin yapımı tamamlandığında, 5 yıl içerisinde kentteki metro uzunluğunun yaklaşık 520 kilometreye geleceğini, yüzde 18 olan raylı sistemle taşınan yolcu oranının yüzde 48'in üzerine çıkacağını söyledi.
İstanbul'da 31,5 milyon kişinin seyahat ettiğini, bunun 15 milyonunun araçla gerçekleştiğini vurgulayan Yıldırım, raylı sistem uzunluğunu 25 yılda 45 kilometreden 170 kilometreye çıktığını anlattı.
Yıldırım, raylı sistemin İstanbul'da geç kalınmış bir iş olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"İstanbul'un trafikle ilgili sorununda rahatlama, 5 yılı beklemeyeceğiz, yıldan yıla görülecek. 'Ben, İstanbul'un trafik sorununu yüzde yüz çözeceğim' diyen kim varsa doğru söylemiyor. Büyük şehirlerin hepsinde trafik sorunu var. Ancak bizim hedefimiz ne olmalı? Trafik akışı durmadan ulaşım devam etmeli. Yani sürekli 70-80 kilometrede gidemezsiniz ama en azından 20 kilometre de olsa, sürekli trafik akmalı. Ben bunu garanti ediyorum. Trafikte günlük bekleme süresi yaklaşık 45-50 dakika. Bu süreyi 25 dakikaya çekmek. Bu hedef, raylı sistem 518 kilometreyi bulduğunda gerçekleşecek."
Yıldırım, akıllı trafik sistemleri uygulanarak trafikte iyileştirme yapılacağını, 2023 sonunda İstanbul'da evinden çıkan bir kişinin her 750 metre mesafede bir metro istasyonuna ulaşacağını dile getirdi.
"Denizi daha çok kullanacağız, İstanbul'un trafik sorununu bitireceğiz." şeklindeki söyleme katılmadığını ve bunu gerçekçi bulmadığını dile getiren Yıldırım, "Yok böyle bir şey, kim derse desin. Niye? Çünkü Avrupa'dan Asya'ya, Asya'dan Avrupa'ya geçişlerin toplamı 1 milyon 600 bin. Yani hepsini denizle taşısanız toplam yolculuğun yüzde 10'u ediyor." ifadelerini kullandı.
İstanbul'da Marmaray, Avrasya Tüneli ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile karşıya geçiş alternatiflerinin arttığını, deniz yoluyla günde yaklaşık 500, 550 bin yolcunun karşıya geçtiğini hatırlatan Yıldırım, şöyle devam etti:
"Bunu ne kadar zorlarsanız, bir 50 bin daha artırırsınız. Daha fazla artıramazsınız. Çünkü oturduğunuz yerde, kesintisiz gitmek mi var, bir iskeleye geleceksiniz, oradan motora bineceksiniz, gideceksiniz, oradan inip başka bir araca bineceksiniz. Halbuki Marmaray'da biniyorsunuz, iniyorsunuz. Avrasya'da arabanızla gidiyorsunuz. Deniz ulaşımını iyi bir şey değil diye anlatmıyorum, gerçekçi olmamız gerektiğini söylüyorum. İstanbul'da denizin payı ancak yüzde 1, yüzde 2 daha artırılabilir, artan yolculuk talebine göre. Onun dışındakiler boş. Bazıları diyor ki, 'Ben sahilin kuzeyinden Sarıyer'den Eminönü'ne, Üsküdar'a sefer koyacağım'. Koy kardeşim. Boğaz'da 10 mil sürat var. Boğaz'ın mesafesi minimum 16 mil, etti sana 1,5 saat. 8'de çıktım, 9,30'da geldim. Bir tane sefer yaptın. Ne olacak? Kaç kişi getireceksin? 300 kişi. Denize paralel taşımacılık iş görmez. Mesleğim bu, hayatımı bu işe verdim. Onun için çözüm toplu ulaşımda, toplu ulaşımda da raylı sistemde. Artı deniz, bununla ilgili de güzel entegrasyona yönelik projelerimiz var, onu da daha sonra anlatacağız."
Binali Yıldırım, "18'inden sonra, belirli bir takvime göre biz projelerimizi açıklayacağız, İstanbul'a çok güzel müjdelerimiz var." dedi.
Avrasya Tüneli'nin hikayesi
İstanbul'un iki yakasını lastik tekerli araçlar için deniz altından bağlayan Avrasya Tüneli projesinin çıkış hikayesini paylaşan Yıldırım, Ulaştırma Bakanı olarak görev yaptığı 2004'te trafikte kaldığını belirterek, "Havaalanından çıktım karşı tarafta da Göztepe'de programım var. Bir an önce yetişmek istiyorum, geç kaldım. Sahil yoluna düştük, aman ya Rabbi bir trafik, bir trafik zaman geçiyor, Beni sancılar aldı, toplantıya da geç kalmayı çok sevmem, vaktinde gitmeye hep gayret ederim. Geldik, geldik Yenikapı'ya doğru yaklaştık, Sarayburnu'na. Dedim ki keşke şuradan bir tünel olsa da direkt Üsküdar'a geçsek, oradan da Göztepe'ye ne güzel olur ve elimdeki kağıda oturdum çizdim..." ifadelerini kullandı.
Orada karar verdiğini, tünelde zor bir teknolojinin kullanıldığını dile getiren Yıldırım, şöyle devam etti:
"En derin yeri 106 metre. Dünyadaki en derin tünel 44 metre, Amerika'da. 2,5 kat daha derinden geçiyor. Önce bu mühendislik olarak olur mu olmaz mı bunların çok uzun araştırmalarını yaptık. Model deneylerini yaptırdık. Burası meşhur İstanbul'un deprem fay hattına paralel ve yakın bir yerde. Depremsellik araştırmalarını yaptık ve sonunda teknolojik olarak bunun yapılacağını belirledik ama resmen bir şey yok. 'Kim bu işi buluyor?' dedik. Bir Japon, 75 yaşında, ihtiyar bir mühendis. Adamı bulduk, davet ettik, geldik anlattık. 'Ben bunun fizibilite ve ön projelerini yaparım' dedi. 'Yap kardeşim. Ne istiyorsun?' '400 bin dolar.' 'Para yok, resmen veremeyiz. 'Yap, bitir, biz bunu ihale edeceğimiz zaman deriz ki bunun ön fizibilite ve proje bedeli şu kadardır, ihaleyi kazanan firma, filanca firmaya öderiz diye işin içine koyarız' dedik. Adam kabul etti, yaptı getirdi. Nihayet bunun temelini zannediyorum 2012'de atabildik. 2012'de ama bir şey söyleyeyim mi yani o süreye kadar öyle bir proje olduğunu kimse bilmedi. Bir gün Marmaray'ı incelerken Cumhurbaşkanımıza dedim ki 'Yan tarafta da bir etkinliğimiz var, oraya gidebilir miyiz?' 'Ne oldu?' dedi. Marmaray'a bir kardeş geliyor, bir tünel daha yapacağız. 'Nereden çıktı?' dedi. Hemen orada geldik, temel attık ve açılışını da geçtiğimiz sene, 20 Aralık'ta gerçekleştirdik, 2017'de. Böylece çok güzel hizmet veriyor. Şu anda 50 bine yakın araç geçiyor. 2 dakikada, 3 dakikada Yenikapı'dan giriyorsunuz, karşıdan çıkıyorsunuz."
Fiyat değişikliği açıklaması
Bir soru üzerine, Avrasya Tüneli'nin internet sitesinde kısa süreliğine yer alan ve daha sonra kaldırılan "yeni ücret tablosu" konusuna değinen Yıldırım, "Fiyat işi bu biraz kafa karıştırdı. Ben arkadaşlarla görüştüm, Sayın Bakan'ı aradım, 'Bu neyin nesi?' 'Efendim' dedi, 'Bir fiyat değişikliği kesinkes bu sene olmayacak. Aslında anlaşma da buna imkan veriyor. Biz böyle bir fiyat artışı yapmayacağız'..." şeklinde konuştu.
"Seçimden sonra artıracaklar" şeklindeki iddiaların gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Yıldırım, "Milleti yanıltıyorlar, Böyle bir şey olmadığını söyleyebilirim. Çünkü ben de bunu Sayın Bakan'dan aldığım bilgiye dayanarak, burada sorulabilir diye düşündüm. En taze bilgi, bu fiyatlar bu yılın sonuna kadar aynen devam edecek." dedi.
Yeşil alanlar
Yıldırım, İstanbul'da 5 millet bahçesinin açıldığını, 15'inin de ihale hazırlıklarının sürdüğünü açıkladı.
İstanbul'da kişi başına ortalama 8,2 metrekare yeşil alan bulunduğunu hatırlatan Yıldırım, "İstanbul'da yeşil alan artıyor. 2003'ten beri 3 katına çıktı yeşil alan. Yetiyor mu? Yetmez. 10 metrekarenin üzerine çıkması lazım kişi başına." ifadelerini kullandı.
Literatürde yeşil alanların insanların gidip vakit geçirebildikleri, erişebildikleri alanlar olarak tanımlandığını kaydeden Yıldırım, "Erişilen yeşil alan bakımından daha yapacağımız iş var. Onlar da Millet Bahçeleri. Mesela Atatürk Havalimanı tamamen Millet Bahçesine dönüşüyor. Erenköy Gümrüğü var. O tamamen Millet Bahçesi'ne dönüşecek, oradan Gümrük taşınacak hem ağır araçlar kalkmış olacak." dedi.
Dereleri tekrar İstanbul'a kazandırmayı hedeflediklerini aktaran Yıldırım, "Derenin etrafında yeşil alanlar oluşacak. İnsanlar yeşil alana çıkmak isterse çıkacak veya yerleşim alanından denize inmek isterse inecek. Ne olacak? Burada trafik olmayacak, burada yaya yolları olacak, etrafında ağaçlar olacak, uygun yerlerde bisiklet yolları olacak. İstanbul'un çok büyük yeşil alanıyla yerleşim alanını birbiriyle birleştirme projesi..." şeklinde konuştu.
"Yedi tepeli İstanbul'a 7 tane eser yaptık Cumhurbaşkanımızla beraber"
Bugüne kadar 17 yıldır çeşitli görevlerle millete hizmet ettiğini hatırlatan Yıldırım, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın eksik kaldığını, İstanbulluların duası ve desteğiyle başarılı olurlarsa doya doya hizmet edeceklerini söyledi.
İstanbul'a neden talip olduğuyla ilgili de konuşan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Neden İstanbul? İstanbul orta okul öğrencisi Binali'yi, Binali Yıldırım yapan şehirdir. Dolayısıyla bu şehre bir borcumuz var ve bu borcu ödememiz lazım. Bugüne kadar boş mu durduk? Yedi tepeli İstanbul'a 7 tane eser yaptık Cumhurbaşkanımızla beraber. Ankara'dan İstanbul'a gelen hızlı tren, üçüncü Boğaz köprüsü, Marmaray, Avrasya Tüneli, dünyanın en büyük havalimanı, İstanbul-İzmir Otoyolu ve Osmangazi Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu. Bir de sekiz var, dünyanın en uzun köprüsü olan Çanakkale köprüsü ve o da 2022'de bitecek. Bu da İstanbul'u ilgilendiren bir proje."
AK Parti'nin 11 maddelik manifestosu içerisinde bulunan 'Yatay Şehirleşme' üzerine konuşan Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yatay şehirleşmeden kastım, herkesin İstanbul'un manzaralarından istifade etmesidir. Şehircilik açısından yukarıya doğru yapılaşma komşuluk ilişkilerini de zayıflatıyor. Yüksek katlı bina ve sitelerde insanlar birbirlerini tanımıyor, birbirlerine gitmiyor. Aynı binada yaşıyor ama birbirlerine yabancılar. Mutlaka yatay yapılaşma ada bazında olacak ve adada yaşam alanları, yeşil alanlar, ulaşım konuları çözülecek. İstanbul'da var mı? Kısmen var. Maalesef kötü bir alışkanlığımız var, Türkiye'nin bütün büyük şehirlerinde önce büyük paralar harcayarak berbat ediyoruz sonra da yıkarak onu abad ediyoruz. Bu çok maliyetli bir iş, maalesef bunun önüne geçemiyoruz. Geçebilsek bugün İzmir'in yüzde 60'ı, İstanbul'un yüzde 40'ı-50'si sağlıksız, depreme dayanıksız, imar yanlışlıkları olan yapılardan oluşuyor. Kentsel dönüşüm denilen şey, İstanbul için depremsel veya dayanıklılık dönüşümü olarak anlaşılması lazım. İstanbul'da deprem dönüşümüne şiddetle ihtiyaç var. Bu kısmen yapıldı ama çok acil dönüşmesi gereken 30 bin yapı var."
Binali Yıldırım, kentsel dönüşüm konusundaki tartışmalara da değinerek, "Kentsel dönüşümün gönüllü dönüşüm olması lazım. Hiç kimse istemediği bir dönüşüme zorlanmayacak." dedi.
Tek tek bina dönüşümü yerine bir ada, bir mahalle dönüşümü yapmanın daha doğru olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti:
"Aksi halde imar uyumsuzluklarını yaşama durumuyla karşı karşıya kalırız. Şehir planlamaları üzerinde en fazla durulması gereken konu. Yani, 'Aklıma geldi, ben binayı kafama göre yıkayım, imar değişikliği yapayım. Beş katlıysa 15 katlı yapayım.' Böyle bir plan anlayışını asla benimsemiyoruz. Eğer İstanbullu beni başkan olarak seçerse benim vaadim şudur; Plan tadilat değişiklikleri, benim meclisimde ilk gündem maddesi olmayacak. Yani ısmarlama, kişiye özel plan tadilatları yer almayacak. Daha bütüncül, uzun vadeye yayılı planlar olacak. Açık parsel bazlı plan değişiklikleri. Bu benim dediğimin başka türlü bir ifadesi. Bu haksızlık demek. Yani aynı mahallede bakıyorsunuz binalar yan yana dizilmiş, bir tanesi böyle kazık gibi yukarı doğru gitmiş. Ne oluyor, öbürlerinin hakkına tecavüz etmiş oluyor. Bunun olmaması lazım. Haksız kazanca da sebep. Bunlar oldu mu, oldu. İnsanın olduğu yerde maalesef hata da oluyor. Cumhurbaşkanımızın İstanbul için söylediği bir laf var, bunu dillerine doladılar, 'Efendim itiraftır bu' diye. Cumhurbaşkanımız da bir özeleştiri yaptı, bir tehlikeye dikkat çekti. Bütün belediyelerde oluyor bu."
"Adalar'ın en büyük sorunu trafik"
Yıldırım, diğer bir konunun da hayvan hakları, hayvanlara yapılan işkencenin önlenmesi ve hayvanların rehabilitasyonuya ilgili bir kanun teklifi olduğunu belirterek, bunu da hazırladıklarını ve bugün veya yarın Meclis'te ilgili komisyonlara gitmiş olacağını ifade etti.
Adalar'da 270'ten fazla faytonun bulunduğunu, bu faytonlardaki atların, insanın yüreğini sızlatacak şekilde hor kullanıldığını ve büyük bir eziyete tabi tutulduğuna vurgu yapan Yıldırım, "Esasında Adalar'ın en büyük sorunu trafik. Adalar içinde bir yerden bir yere gitmek hakikaten mesele. Faytonların da dolayısıyla gözden geçirilmesi lazım. Nostalji olarak bir iki tane fayton kalabilir. Bunun yerine sessiz, elektrikle çalışan araçlar var, onlar konabilir. Bununla ilgili bir proje çalışması yapılıyor. Tabii bütün bunlar yapılırken ada halkının görüşleri alınarak, onların rızası alınarak yapılacak ama şartlar ne olursa olsun o atlara yapılan eziyete asla gönlümüz razı değil, bu rezalete son vereceğimizi zaten kamuoyuyla paylaştık."
"Sürekli yol talebi geliyor"
"Ömür biter yol bitmez" diye hep söylediği bir söz olduğunu aktaran Yıldırım, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sürekli yol talebi geliyor. Şehirler arası yolları yapınca, ilçeler arası, ilçeler arasını yapınca köyler arası... Dolayısıyla Türkiye'de 430 bin kilometre köy yolu var sadece. Bölünmüş yol miktarı 26 bin kilometre, otoyol miktarı 3 bin kilometreyi aştı, demiryolu 12 bin kilometre. İstanbul'da bile 33 bin kilometre yol var. Buradan şunu demek istiyorum, Allah sağlık sıhhat verdikten sonra milletimize hizmet etmek bizim için bir şereftir, bir onurdur. Bunu hep yaptık, bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Hele hele İstanbul gibi bizi biz yapan şehre bu hizmetleri yapmak bir başka haz, bir başka keyif verecek. İstanbullulara güzel müjdelerim olacak. Projeleri inşallah 18 Şubat'tan sonra peyderpey açıklayacağız. Bizi takip etmeye değerli hemşehrilerimin devam etmesini diliyorum."