Ekonomi

Brexit, hem Birleşik Krallık'ın hem de Türkiye'nin zararına!

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, "Brexit, hem AB'nin hem bana göre Birleşik Krallık'ın hem de Türkiye'nin zararına." dedi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulunun (DEİK) düzenlediği "Türkiye-İngiltere İş Konseyi Brexit Paneli"nin açılışında yaptığı konuşmada, Birleşik Krallık tarihinde AB ile ilgili Brexit dahil 2 referandum yapıldığını ve AB'nin referandum geçmişinde ise toplam 62 referandumun bulunduğunu aktardı. 

Sözlerine referandumla başlamasının nedenine değinen Kaymakcı, "Eğer referandum yaptığınız konu hakkında referandumda oy kullanacaklar gerçekten bilinçli ise, gerçekten bilgili ise ve bu referandumda gerçekten sorulan soruya yanıt veriyorsa gönlünüz rahat hissedebilir ve 'böyle bir sonuç var, devam edelim' diyebilir." şeklinde konuştu.

"Aslında Brexit kendini otomatik olarak ortadan kaldırıyor"

Faruk Kaymakcı, Birleşik Krallık'ta 2016'da yapılan referandumun popülizmin, aşırı sağın yükselişinin, işsizliğin, göç dalgasının ve güvenlik tehditlerinin altında gerçekleştiğine dikkati çekerek, "Tabiri caizse sapla saman karıştı. Çıkan oya bakıyoruz yüzde 51,7 ve bugün 2019'da Birleşik Krallık bir şekilde AB'den çıkacaksa o tarihten bu yana referandumda oy kullanan ve yaşamını yitirenleri çıkarırsanız ve hiçbir yeni seçmen eklemezseniz aslında Brexit kendini otomatik olarak ortadan kaldırıyor." dedi.

Özellikle gençlerin yaklaşık yüzde 80'inin Birleşik Krallık'ın AB'de kalması için oy kullanmasının önemine işaret eden Kaymakcı, "Bunu da eklerseniz belki bugün itibarıyla yüzde 56, yüzde 57, hatta yüzde 60'a kadar Birleşik Kralık'ın AB'de kalmasını düşünen bir kitle var. Dolayısıyla bu referandum, bağlayıcı olan bir referandum değil, tavsiye niteliğinde bir referandum... Bunun için bu referanduma bu verilerle bakmak da çok önemli." ifadelerini kullandı.

"Son gelişmelerden sonra Brexit'in gerçekleşme ihtimali arttı"

Dışişleri Bakan Yardımcısı ve AB Başkanı Büyükelçi Kaymakcı, Birleşik Krallık'ın bir şekilde referandum meselesini çözmesi gerektiğini ve ikinci bir referandumun iyi fikir olabileceğini söyledi.

Bunu AB'ye aday bir ülkeyi temsilen söylediğine dikkati çeken Kaymakcı, şunları kaydetti:

"Eğer Avrupa kıtasındaysanız, coğrafi, ekonomik, ticari olarak, tarih, kültür, sanat ve edebiyat olarak Avrupalı iseniz AB dışında kalma lüksünüz yok. Kalabilirsiniz ama bu ne kadar fayda elde edeceğinize bağlı. Ben AB'ye emek vermiş biri olarak söylüyorum. Brexit, hem AB'nin hem bana göre Birleşik Krallık'ın hem de Türkiye'nin zararına. Hem Türkiye-Birleşik Krallık ticari, ekonomik, siyasi ilişkileri açısından hem de bir aday ülke olarak Türkiye'nin AB'ye giriş süreci açısından Türkiye'nin zararına. Dolayısıyla benim şahsi görüşlerim bunlar. Umarım önümüzdeki günlerde bu konuda herkesin yararına olacak adımlar atılır."

Başından beri Brexit'in gerçekleşmesine ihtimal vermeyenlerden olduğunu ancak özellikle son 3-4 aydır yaşanan gelişmelerden sonra Brexit'in gerçekleşme ihtimalinin arttığını belirten Kaymakcı, "Yine de hala belki samimi bir düşünce veya dilek olarak gerçekleşmez diye düşünüyorum ama bir taraftan da gerçekleşme ihtimali giderek artıyor, 4 ertelemeden sonra... 29 Mart 2018'den bu yana yapılan ertelemelerden sonra şu anda 5'inci erteleme tarihine yaklaştık. 31 Ekim 2019'da gerçekleşmezse 31 Ocak 2020'ye kadar uzama söz konusu olabilir. Bu süreçte belki de daha farklı çözümler olur." diye konuştu.

Kaymakcı, Birleşik Krallık'taki muhataplarıyla Brexit konusunda başından beri irtibatta olduklarını ve diyalog gurupları oluşturulduğunu söyledi. 

"Sert bir Brexit meydana gelirse bazı önemli hukuki ve idari zorluklar var önümüzde"

Anadolu Ajansı'ndaki habere göre;İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick Chilcott da Brexit sonrası uzun dönemde İngiltere ve Türkiye'nin ilişkilerinin iyi olacağını, kısa dönemin biraz çalkantılı geçebileceğini kaydetti.

Brexit'in iki ülke ilişkilerini belirleyecek 3 ana faktör olduğunu vurgulayan Chilcott, şöyle devam etti:

"İlk olarak, Brexit'in anlaşmalı ya da anlaşmasız olması, çok farklı kısa dönem senaryoları oluşturacaktır. İkincisi, Türkiye önümüzdeki birkaç yıldaki fırsatlardan faydalanacak mı? AB standartları ve normlarına uyum sağlayacak mı? Buna bağlı... Sadece iş olarak değil, toplum genelinde de bunu ne kadar yaparsa dış yatırımcılar ve İngiliz yatırımcılar için o kadar cazip görünecek. Üçüncü olarak da iki hükumetin ilişkileri başarılı ve verimli kılmak için göstereceği politik irade ve harcayacakları çaba belirleyici olacak. Eğer sert bir Brexit meydana gelirse bazı önemli hukuki ve idari zorluklar var önümüzde." şeklinde ifade etti.