Bürokratik engellerden bıktık...
İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı olarak sevinerek belirtiyorum ki son yıllarda vatandaşlarımız layık olduğu kalitede ve konforda modern yapılara kavuşmaktadır.
Herkes çocuğunu daha sağlıklı, daha medeni, bahçeli, parklı evlerde yetiştirmek zorundadır. Artık çağ değişti. Globalleşen dünya ile yarışacağız. 7 yaşından 77 yaşına kadar dünya ile yarış etmek zorundadır. Onun için çocuklarımızı daha iyi ortamlarda yetiştirmemiz gerekiyor. Gelecek nesle daha iyi imkanlar bırakmak için daha sağlıklı, daha konforlu evlerde oturmalıyız . Şu an bu yapıların sayısı oldukça az.. Pahalı olduğu söylemleri doğru değildir. Istanbul'umuz dünyanın en önemli metropolu . Dünyanın en güzel şehrinde oturmanın bir bedeli vardır. O bedel de ödenmelidir ki doğru yapılar inşa edilsin. Türkiye'de yapı anlayışı, diğer dünya ülkelerinde olduğu gibi, kalite ve konfor anlamında 2007 ve sonrası için artarak devam edecektir. İstanbul İnşaatçılar Derneği Başkanı olarak şu anda yapılan tüm binaların güvenirliliğine dair imzamı atarım.
Bizleri yönetenlere de çok görev düşüyor. Vatandaşlarımızın güvenli ve modern teknolojiyle donatılmış yapılarda oturmasını sağlayacak müteahhitlerimize köstek değil, destek olmalılar. Eskiden arabasını satan kişiler müteahhitlik yapıyorlardı ve tabiatıyla bürokratlar eğitim düzeyi düşük kişilerle muhatap oluyorlardı. Eski anlayışta müteahhitlik yapanlar bu yeni dönemde otomatikman barınamayıp yok olmuşlardır. Bürokratlar kurumsal kimliği olan inşaat firmalarıyla bunları karıştırılmamalıdır. Bürokratlar son dönemde faaliyette bulunmakta olan yerli ve yabancı inşaat firmaları ile işbirliği içinde rahatça görüşmeli, seçilirken vaat ettikleri ülkemizi refaha kavuşturmanın yollarını birlikte çözmelidirler. Dünya standartların üzerinde projeler yaratan bizlere moral vermelidirler. Bu nedenledir ki, dünyanın önde gelen müteahhitlik firmaları olan bazı büyük müteahhit firmalarımız ülkemizde inşaat yapmamaktadır. Bürokrasi ile uğraşmaktansa, diğer ülkelerde başardıkları güzel projelerle övünmektedir. Ne acı...
Biz Osmanlı Devleti olarak 600 yıl dünyaya hükmetmiş bir neslin torunlarıyız. Hala atalarımızın yaptığı yapılarla övünüyoruz. Kendi atalarımızın yaptığının binde birini yapamıyoruz. Tuvaleti, duş almayı, temizliği ileri gördüğümüz ve imrendiğimiz ülkelere biz öğrettik. Güzel kokmayı onlara biz öğrettik. Şimdi biz ter kokuyoruz. Bu az gelişmiş olmaktan ve ekonomik durumumuzun düşük olmasından kaynaklanıyor. Yapı anlamında da aynı şeyi söylüyorum. Atalarımız bize 600 yıl içerisinde binlerce tarihi eser bıraktı. O yapılar kadar güzel yapılar halen yapamıyoruz. Bize imrenen insanlara şu an biz imreniyoruz. Eğer bunu her insan içine sindiriyorsa ben de sindiriyorum. Onlar bize imrensin. Eğer onlar iyiyse biz onlardan daha iyi olalım. Çünkü biz bunu daha çok hak ediyoruz. Soylu bir neslin torunları böyle olmamalı.
Türkiye'nin konumu ve Türk insanının gelir düzeyi şu anda TOKİ'nin yapmış olduğu işleri yapmak zorunda olduğunu gösteriyor. Çünkü müteahhit bedava arsa üretemez. Bunu devlet kanalıyla üretmesi lazım. Bu işlevi ve fonksiyonu şu an TOKİ üstlenmiştir. Ben diyorum ki; "Dar gelirli insanlara ev alma imkanı sağlayacak olan tek yer TOKİ'dir". Bunu da en iyi şekilde yapıyorlar ve büyük bir sadakatle çalışıyorlar. TOKİ'yi ve onlarla işbirliği yapan müteahhit meslekdaşlarımı tebrik ediyorum. Dar gelirli insanımızı ev sahibi yapmak için nerdeyse maliyet fiyatına evler sattıklarını duyuyorum. Bu da beni keyiflendiriyor. İnşallah daha iyi işler yaparlar. Her gün daha iyiyi yapmak zaten insanoğlunun doğasında vardır.
İnşaat sektörü desteklenmeli. Bir şehrin veya ülkenin kalkınmışlığını o şehirdeki yapıların kalitesi belirler. Bürokratlarımızla elbirliği vererek 2010 kültür başkenti olacak Istanbul'umuzu modern mimari estetiği olan yapılarla giydirmeliyiz.