Kent Haberleri

Bursa Hanlar Bölgesi, AVM'lere meydan okuyor!

Günümüzde AVM’ler karşısında etkinliğini yitirmiş görünse de Bursa’nın kalbi hâlâ Hanlar Bölgesi’nde atıyor. Tarihi dokusu, güler yüzlü esnafı, yenilenen yüzü ve rengârenk görüntüsüyle öne çıkan Çarşı, geleneğini insan merkezli ticaret anlayışıyla sürdürü

Osmanlı şehirlerinin kalbi başka hiçbir yerde olmadığı kadar, çarşıda atarmış… Her tabakadan erkek ve kadının karşılaştığı,  çok farklı dil ve yerel ağızların bir araya geldiği ‘çarşı’ kent cemaatinin ve gündelik yaşamdaki hemen her şeyin iç içe geçip ‘kaynaştığı’ yermiş… Sadece ticaret değil, siyaset tartışmaları kadar, devlet dedikodularının da yapıldığı yermiş çarşılar… Deyim yerindeyse kentin kalbi her anlamda çarşı da yani merkezde atarmış. İşte biz de YeniDönem gazetesi olarak ‘çarşı’yı solumak, kentin nabzını tutmak için Bursa Tarihi Çarşı Hanlar Birliği’nin (BTÇHB) kapısını çaldık. Birlik Başkanı Muhsin Özyıldırım’dan güneyinde Atatürk Caddesi, kuzeyinde Cumhuriyet Caddesi, doğusunda Gökdere Bulvarı, batısında Cemal Nadir Caddesi olarak tanımlanan UNESCO korumasındaki bölgenin tarihsel sürecini, sorunlarını, geleceğe yönelik planlarını ve günümüzde yok olmaya yüz tutan ‘çarşı’ kültürünü öğrenmeye çalıştık.


OSMANLI’NIN İLK ÇARŞISI

Osmanlı şehirleri bu ‘çarşı’ların çevresinde gelişir ve şehir içi yollar bu merkezlerde buluşurmuş. Kentte üretilen her türlü mal ve hizmet, Bedesten’den başlayan ve genellikle ‘Uzun Çarşı’ diye adlandırılan işlek bir cadde üzerinde yer alırmış. Bu caddeden ayrılan sokakların her birinde, belirli bir iş kolunda mal ve hizmet üreten esnaf ve onların örgütleri bulunurmuş.  Birçok Osmanlı kentinde olduğu gibi, ilk payitaht Bursa’da da Kapalı Çarşı’nın hemen yanı başından başlayan ‘Uzun Çarşı’ya sağlı sollu bağlanan sokakların isimleri de esnafın iş koluna göre Okçular, Çıracılar, Sarraflar, Sahaflar, Tespihçiler, Yorgancılar, Bakırcılar, Kavaflar gibi adlar almış…


650 YILLIK BİR MAZİ

“En geniş ve en doğal alışveriş alanı bizim çarşılarımız” diyen BTÇHB Başkanı Muhsin Özyıldırım, Osmanlı’nın ilk ve en büyük çarşısının 650 yıllık bir mazisi olduğunu, 450 dönüm civarında bir bölgeyi kapsadığını söylüyor.  Osmanlı’nın ilk 6 padişah ve daha sonrasında İstanbul’daki padişah ve vezirlerin katkısıyla yapılan hanlar, hamamlar, camiler, bedestenler, çarşılar ve sektörel kümelenmelerin yoğunlaştığı arastaların bölgeyi oluşturduğunu söyleyen Özyıldırım, buna benzer çarşıların İstanbul’da Edirne’de Kayseri’de, Konya’da, Kahramanmaraş’ta, Şanlıurfa’da, Gaziantep’te ve Hatay’da da yaşamın içinde yer aldığını belirtiyor. Özyıldırım, “Ancak bu çarşılar diğer uygarlıkların izlerini taşırken, Bursa’daki çarşı Osmanlı’nın çarşılarının ilki… Osmanlı ile güçlenen çarşı kültürünün en iyi korunduğu ve yaşatıldığı yer Bursa… Çarşı kültürü en üst noktaya Osmanlı döneminde çıktı. Bu kültür içinde aynı zamanda tüketiciyi, esnafı, ürünü ve çarşıyı koruyan, geliştiren, sevk ve idare eden, disiplini sağlayan, dayanışmayı içeren Ahilik kültürünü de içinde barındırıyor. Çağımızla birlikte serbest piyasa ekonomisine geçişle birlikte bu kültürü yaşatabilmek, var olan dokuyu ve idareyi koruyabilmek zorlaşıyor” diyor.


DOĞAL KÜMELENME…

Günümüzde alışverişin yoğun yaşandığı AVM’lerin yapılanmasında Osmanlı’nın en doğal alışveriş mekânının yattığına dikkat çeken Muhsin Özyıldırım, “Hem ticaretin hem de üretimin yapıldığı bu alanlarda esnafın yapılanması bulunduğu yere ve ilgi alanlarına göre şekillenmiş. Örneğin camiye yakın dükkânlarda tespihçiler, fesçiler, sahaflar olmuş. İpekle ilgili imalatın olduğu yerlerde kazazhaneler ve kazazlar, ipek üreten ve dokuyan yerler olmuş. Üretim ve ticaret bu bölgede yapılır olmuş” diyor.


PLATFORMDAN BİRLİĞE…

Reyhan ve Kayhan çarşıları katıldığında 600 dönümlük geniş bir alana yayılan Bursa Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği’nin (BTÇHB) sorumluluk alanında 4 bin dükkân ve esnafın bulunduğunu söyleyen Başkan Muhsin Özyıldırım, birliğin kuruluş öyküsünü şöyle anlatıyor: “100 yıllardır ticaretin yapıldığı bu alanları sevk ve idare eden esnaf teşkilatları vardı. Ancak çarşılar, Cumhuriyet dönemiyle birlikte esnaf ve ticaret odalarıyla buluşmak suretiyle yasal bir desteğe dayandırıldı. Ancak son 20 - 25 yıldır çarşı esnafı, odalardan istediği sonuçları alamadı. Bunun üzerine esnaf, çok özel olan tarihi dokularını korumak adına çalışma alanına göre çeşitli isimlerle dernekleşme yoluna gitti. Muhtelif isimlerde dernekler oluşmaya başladı. Çarşılardaki bu idari farklılıklar yeni bir oluşumu doğurdu. Farklı adlarla ve mekânlarda olsa da sorunlar ve beklentiler ortaktı. Bu amaçla dernekler bir araya gelerek ‘çatı’ kuruluş oluşturma kararı aldı. 2007 yılında BTÇHB Platformu oluşturulmasıyla ilk adım atıldı.”


ORTAK AMAÇ VE HEDEFLER

Kent dinamikleriyle birlikte tarihi bölgeyi korumak, yaşatmak, yönetmek ve fiziki planlamasında söz sahibi olmak, bölgesindeki ekonomik canlanmayı sağlamak için kurulduklarını belirten BTÇHB Başkanı Özyıldırım, Nisan 2010’da bu platformun birliğe dönüştüğünü ifade ediyor. Özyıldırım, “Tek çatı altında toplandıktan sonra yaptığımız ilk iş, bölge esnafının sorunlarını belirlemek oldu. Ortak sorun ve beklentileri karşılayabilmek için oluşturduğumuz bu birliğin amacı; gerçekçi, adil, bilimsel ve kalıcı çözümler üretecek, hiçbir siyasi oluşum içinde olmadan; tamamen sivil toplum kuruluşu olarak bölgesine hizmet etmek” diyor. Birliğin, bölgenin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne girmesiyle ilgili alan çalışmalarında aktif olarak görev aldığını da belirten Özyıldırım, yakın gelecekte tarihi mahalle özelliğinden çıkıp ticari alana dönüşen Reyhan ve Kayhan’ın da eklenmesiyle sorumluluk alanlarının genişleyeceği sinyalini de veriyor.


43 ALT BİRİMDEN OLUŞUYOR

BTÇHB’nin üye sayısına göre irili ufaklı 43 alt birimden oluştuğunu belirten Birlik Başkanı Muhsin Özyıldırım, “Bu alt birimlerden 20’si çarşı, 10’u han, cadde, pazar yerleri, köprüler ve aralarında Aynalı, Gümüşçüler, Tavuk Pazarı ve Nalıncılar çarşılarının da bulunduğu, günümüzde ticaret alanı olarak kullanılan hamamlar yer alıyor. Bölgede sadece Nasuhpaşa, Çakır ve Demirtaşpaşa hamamları aktif olarak çalışmalarını yürütüyor” diyor.


BAŞLICA SORUN OTOPARK 

Tarihi Çarşı ve Hanlar Bölgesi’ndeki sorunları fiziki, yönetimsel, eğitim ve tanıtım olarak 4 farklı kategoride toplayan Muhsin Özyıldırım, tüm tarihi eserleri bünyesinde barındıran yerleşim alanlarında olduğu gibi Çarşı’da da otopark sorununun çözüm beklediğini söylüyor. Otoparkların tarihi dokuya zarar vermeden yer altında yapılandırılması gerektiğini vurgulayan Özyıldırım, “Çarşılarımıza alışveriş için gelen, sadece müşterilerimize hizmet veren, bölgeye dağılmış otoparklar var. Ama bunlar yeterli değil… Tarihi alanda görüntü kirliliği yaratacağı için yer üstü katlı otoparkları yerine yer altı otoparklarının yapılması gerektiğine inanıyoruz. Böylece müşterilerin alışverişlerini rahat ve güvenli bir şekilde yapmalarını sağlayıp, çarşı bağlantılarına yapılacak modern, tasarımlı ve çevre düzenlemeleriyle soluk alacakları açık alanları oluşturabiliriz” diyor. Özyıldırım ayrıca bu otoparklardan yararlanacak müşterilere yönelik, çarşıda geçireceği zaman da baz alınarak özel bir ücret politikası izlenebileceğini de belirtiyor. Çarşı’nın bir diğer fiziki sorunu da tuvaletler… Bunun için gün içinde çok ciddi bir nüfusa hizmet veren mevcut tuvaletlerin bölgede çalışanlara, yeni yapılacakların ise sadece müşterilere hizmet vermesi gerektiğini belirten Özyıldırım, bu alanların hijyenin öncelikleri olduğunu belirtiyor.


GÖÇTEN ETKİLENMİŞ…

Son yıllarda bölge esnafının artan göçle birlikte değişime uğradığını dile getiren BTÇHB Başkanı Muhsin Özyıldırım, “Esnafımız ve çalışanlarının bir kısmının çarşı kültüründen yoksunlar. Her çarşının kendine özgü bir adabı ve dokusu vardır. Son günlerde ortaya çıkan geleneksel esnaf ahlâkındaki çözülmelerin önüne geçmek için eğitim çalışmaları başlattık. Bir yandan çarşının ruhunu yansıtan kurallarımızı aramıza yeni katılan esnafımıza ve çalışanlarına öğretirken, diğer yandan da çağdaş satış tekniklerinin geleneksel ticaretimize kazandırılmasına yönelik eğitim çalışmaları veriyoruz” diyor.


HİZMET KALİTESİ ARTACAK

Fiziki kalitesiyle alışveriş merkezleriyle yarışır hale gelen, ancak hizmet sunumu açısından beklenen kaliteye ulaşamayan Çarşı’da bugünlerde hummalı bir çalışma hâkim… Tarihi bölgenin istenilen hizmet kalitesine ulaşması, çarşının daha çok müşteri çekmesi ve AVM mantığında çalışmasını sağlayacak yeni kurallar için kollar sıvanmış… Bu amaçla Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin özel bir çalışma başlattığını söyleyen Muhsin Özyıldırım, Başkan Recep Altepe’nin esnafla buluşarak çarşı derneklerinden kendi kurallarını belirlemelerini istediğini söylüyor ve ekliyor: “Çarşının AVM mantığında işlemesini sağlayacak bu çalışma;  dükkân önüne malzeme çıkarılmasından çalışma saatlerine, hatta çığırtkanlığın sonlandırılmasına kadar birçok kararı içinde barındırıyor. Bu kararlar mermer levhalarla çarşının girişlerine konulacak ve herkes bu kurallara uyacak. Böylece Çarşı’da hem hizmet kalitesi artacak hem de ekonomik hareketlilik sağlanacak.”


ÖZEL YASA İSTİYORLAR

Yaptırım gücünden yoksun çarşı ve han yönetimleri ile yaptırım gücüne sahip resmi kurumlar arasındaki koordinasyon kopukluğunun tarihi çarşı ve hanlara özgü yasa eksikliğinden de yakınan Muhsin Özyıldırım, Bursa Tarihi Çarşı ve Hanlar Birliği öncülüğünde bir yasa tasarısı taslağı hazırlandığını hatırlatıyor. Bu yıl hedeflerinin merkezinde bu özel yasanın yer alacağını vurgulayan Özyıldırım, “Çarşı ve hanlarda görülen bazı yanlış uygulamaları ve düzensizlikleri gidermek istiyoruz. Ancak, mevcut hukuki durum çarşı esnafını yavaşlatıyor. Yasa sayesinde Türkiye'deki çok sayıda han ve çarşının yönetim biçimi korunarak gelecek kuşaklara taşınması için resmiyet kazanacak” diyor.


GÜVENLİK VE YANGIN…

Bursa’nın merkezinde yaşamın kalp atışlarının duyulduğu Çarşı, en büyük yangınını 24 Ağustos 1958 yılında yaşamış… Bu yangın Bursa kent tarihinin 1854 depreminden sonra yaşadığı en büyük doğal afet olarak tanımlanmış. Sahaflar Çarşısı’nda başlayan yangın nedeniyle çeşitli iş kollarında hizmet veren 3 bin civarındaki çarşı esnafı iş yerini; binlerce aile de geçimini kaybetmiş, 2 milyar lira değerindeki ekonomik kayıp kent ekonomisini derinden sarsmış. Bu yangının Bursa’nın imar planlarının revize edilmesine de vesile olmuş. Kentin Doğu - Batı ekseninde, Ankara yolu ile İzmir yolu uzantısında, daha çok Uludağ’ın eteklerine doğru gelişen bir doğrusal kent haline gelmesini sağlayan bu planda Kapalı Çarşı yangını belirleyici olmuş. Geçtiğimiz günlerde 52 dükkânın zarar gördüğü bir yangın felaketiyle karşı karşıya kalan tarihi Çarşı’da bu kapsamda yapılan çalışmalara da değinen BTÇHB Başkanı Muhsin Özyıldırım, “Çarşı’da yangın sırasında kullanılacak vanalarımız var. Buna ek olarak yangın fıskiyelerinin de devreye  girmesi gerekiyor. 7/24 izlenen tarihi bölgede olası sorunlara karşı hazırız. Tarihi dokuya yönelik yapılan restorasyon çalışmaları tamamlandığında yangın riski de minimize edilmiş olacak. Biz de bu arada özellikle gece bekçilerini organize hale getireceğiz” diyor.


GELENEK YAŞATILIYOR

Osmanlı çarşı kültüründe “Komşusu siftah yapmamışsa, müşteriyi komşuya göndermek” âdettenmiş. Aynı şekilde, vârisleri bulunan ama mezata düşmüş hacizli bir malın satışına, “Ağlayanın malı gülene hayır etmez” düşüncesiyle, çarşı esnafından hiçbiri katılmazmış… Günümüzde de bu kültürün yaşatılmaya çalışıldığı, önceliğin ‘yaren’ olarak tanımlanan müşteride olduğunu dile getiren BTÇHB Başkanı Özyıldırım, “Biz de hâlâ eski sistem ticarete devam ediyoruz. Müşteri bizim ürün ve mal sattığımız kişi değil, bir arkadaştır. Veresiye isterse veresiye, pazarlık isterse pazarlık… Bir de  ‘harman sonu ödeme’ diye bir kavram vardır. Günümüzde pek yaygın olmasa da müşterilerimiz alışverişlerini ipeği, zeytini sattıktan sonra ödemek isterdi, esnaf da karşılıklı güven içinde bu talebi kabul ederdi. Hatta Çarşı’da, öyle güvenilir esnaflar vardı ki, köylü parasını ona teslim eder, ihtiyaç duyduğunda gelir ondan alırdı” diyerek anlatıyor.


Yeni Dönem