Bursa Nilüfer'de kaçak yapılaşma var!
Gazete Bursa köşe yazarı olan Muharrem Karabulut bugünkü köşe yazısında imar hataları, yanlış planlama ve şehirleşme hataları olan kentlerde insanların nasıl uzaklaştığını anlattı. Karabulut, Bursa'da kaçak yapılaşmanın arttığını belirtti.
Bursa metropol bir kent. Çevreye çıkıp bakıldığında, ucu bucağı gözükmüyor. Her yerleşim alanının kendince bir cazibeci ve albenisi var. Eskiden, gecekondu bölgesi olan yerler, bu kentin en güzel semtleri oldu. Lüks olan yerlerde ise, imar hataları, yanlış planlama ve şehirleşme nedeniyle insanlar bu bölgelerden kaçar oldu. Tabi, birinci neden ulaşım. Trafik. İnsanlar, evlerinin kapısı önüne arabalarını park edecek yer bulamıyorlar. Bulsalar bile, ya polis gelip ceza yazıyor. Ya da belediye zabıtası gelip ceza yazıyor. Planlı gelişim bölgelerinde de öylesine kaçak yapılaşma ve göz yumma olayları var ki, sormayın gitsin. Eskiden gecekondu bölgesi olarak Yıldırım ilçesi eleştiriliyordu. Örneğin, Yıldırım Millet Mahallesi'nde yapılan inşaatlar gecekondu ve kaçak yapılaşmaya örnek gösteriliyordu. Planlı gelişim bölgesi Nilüfer gözde kent idi. Şimdi, bakıyorum, Millet Mahallesi, toplu konut ve yeni yapılaşmalarla Bursa'nın yeni yerleşim ve yeni gözde mekanları, semtleri arasına girmiş. Nilüfer'e baktığımızda ise, bazı bölgelerdeki kaçak yapılaşmalar var. Kaçak sanayi bölgesi kurulan yerler bile var. Yeşil alanların betonlaşmasında zaten belediye eskiden beri sabıkalı. Şimdi de belediye ile belediyeye iş yapan müteahhitler arasındaki sıkı dostluklar ve ihalelerdeki bazı olaylarla ilgili inceleme yapılmaya başlandığı bilgisi geldi kulağıma. Hatta, bu işlerin içinde genel iktidar AK Parti içinde etkin ve yetkin kişilerin de CHP'li belediye ile kol kola, paralel bir şekilde iş paylaşımları yapıldığı iddiaları var ki, AK Parti Genel Merkezi işte bu olaylara tam el koymuş ve doğruluk derecesini araştırmaya başlamış. Doğru çıkar, yanlış çıkar. Belki de uydurmadır. Ata sözümüzü unutmayalım, "ateş olmayan yerden duman çıkmaz." Gelelim, kent suçluları meselesine. Bursa başta olmak üzere Türkiye genelinde, kent suçluları izlenmesine yönelik yeni kanunların çıkarılması gerekiyor. Çünkü, yeşil alanların betonlaşmasına göz yuman bir yerel yönetimin, kısmi olarak değil, bütün Türkiye genelindeki mahalli idarelere ibreti alem için bildirilmesi gerekiyor. Bu olayları herkes bilsin, görsün, duysun ki, "ben iyi hizmet yapıyorum. Sen şöyle iyisin, böyle kötüsün" gibi siyasi eleştirilerin de hedefi doğru olsun. Kısaca, kimin yalan yanlış siyaset yürüttüğünü, kimin doğruları yapıp halka gerçek hizmeti sunduğunu, kimin rantiyeye hizmet ettiğini, kimin halka hizmet ettiğini bilelim. Kent suçları, sadece mahalli idarelerle ilgili olmasın. Merkezi idarenin de halka rağmen, halkın istemlerine aykırı şekilde yaptığı, yapmak istediği, planları hizmete karşı da halkın hesap sorabilmesi ve konudan haberdar olması gerekmektedir. Aslında, benim bu yazdıklarım, mahalli idareler yasasıyla koruma altına alındı ama, rant ve paylaşım etkisi, hizmetlerin sorgulanmasına engel oluyor. Halkın genelinde böyle bir izlenim var. İddialar var. Hepsi, yapılan işlerin sadece koltuklarda oturan yöneticiler tarafından değil, onların etrafında dizili duran kişilerin de yardım ve destekleriyle yapılabileceğine inandırmışlar kendilerini. Bu konuda, yeni bir algı yaratılması lazım. Yeni bir düzenleme yapılması lazım. Halkımız, hizmet edenlerle hizmet edilenler arasındaki boşluğun doldurulması için denetim mekanizmalarının iyi işletilmesini istiyorlar. Bu konuda, siyasetçilerin, özellikle kamu yönetiminde etkin olanların "benden, senden" ayrımı yapmadan, olaylara tarafsız gözle bakıp yaklaşmasını, suç işleyenlerin de cezalandırılmasını bekliyor halkımız. Bursa'da kent suçluları veya kente karşı işlenen suçların belirlenmesi amaçlı olarak bir siyasi gelişme yaşandı. Geçtiğimiz günlerde toplanan CHP il yönetimi, bu konuda bir komisyon kurulması, komisyona semt halkının da katılıp katkı koymasına yönelik çalışma başlatılmasına yönelik bir öneri gündeme gelmiş. Gerçekten sevindim. Siyasi parti ayrımı yapılmadan, ideolojik koruma yapılmadan, kimin kimlere karşı nasıl rant paylaştırdığının ortaya çıkarılmasına vesile olur belki diye de sevindim.
Muharrem KARABULUT/Gazete Bursa