Bursa'da imara açılan sit alanları TBMM gündeminde!
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil başta olmak üzere 25 milletvekili, Bursa'da ve ülke genelinde arkeolojik, kentsel, doğal veya tarihî sit alanı olmaktan çıkarılıp yapılaşmaya açılmış yerlerin tespit edilmesi için Meclis araştırması talep etti..
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil başta olmak üzere 25 milletvekili, Bursa'da ve ülke genelinde arkeolojik, kentsel, doğal veya tarihî sit alanı olmaktan çıkarılıp yapılaşmaya açılmış yerlerin tespit edilmesi, bugüne kadar olan rantın boyutlarının ortaya çıkarılması, bundan sonrası için tarih ve çevre katliamlarına engel olmak üzere alınması gereken önlemlerin belirlenmesi amacıyla Anayasa'nın 98 ve TBMM İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis araştırması açılmasını talep etti.
Talebin gerekçesi şu şekilde; "Ülkemizin 1982 yılında imzaladığı Dünya Kültürel ve Doğal Mirasın Korunması Sözleşmesi'nin 1'inci maddesinde SİT; "tarihsel, estetik, etnolojik veya antropolojik bakımlardan istisnai evrensel değeri olan insan ürünü eserler veya doğa ve insanın ortak eserleri ve arkeolojik SİT'leri kapsayan alanlar" olarak tanımlanmıştır.
Arkeolojik, kentsel, doğal veya tarihî SİT'lerin korunması büyük önem taşımaktadır. Türkiye tarihî ve doğal yapısı itibarıyla son derece değerli pek çok SİT alanına sahiptir. Bu alanlar, tarih öncesi dönemden günümüze pek çok medeniyetin ürünüdür. Bu anlamda farklı medeniyet ve kültürlerin yaşadıkları dönemlerin toplumsal, ekonomik, mimari özelliklerini yansıtmaktadır.
Ne yazık ki, yasa ve yönetmeliklerin değiştirilerek tüm kıyılarda, tarım alanlarında, orman ve meralarda, göl havzalarında, SİT alanlarında rantın önünün açıldığı görülmektedir. Ülkemiz genelinde olduğu gibi Bursa'da da rant girişimleri devam etmektedir. Marmara Bölgesi'nin en büyük gölü olan İznik Gölü, Türkiye'nin de 5'inci büyük gölüdür. İznik Gölü hem Çevre Planı'nda hem de Toprak Koruma Kurulu kararları gereği koruma altındadır. Bu bölge doğal SİT alanıdır. Bu bölge plan değişikliğine gidilerek, ağır sanayi hariç sanayi tesisinin kurulmasına açık hâle getirilmeye çalışılmıştır. Ancak İznik Gölü'ne 630 metre uzaklıkta kâğıt fabrikası kurulması için Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yapılan 1/25.000 ölçekli plan değişikliği, Bursa 2. İdare Mahkemesi tarafından, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) olumlu raporu da, Bursa 3. İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir.
Bursa Atatürk Stadyumu, Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından 2007 yılında otel ve alışveriş merkezi olarak planlanmış ancak meslek odalarının bu plana yaptığı itiraz sonucu bölge, Bursa Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu kararıyla 3'üncü derece doğal SİT alanı olarak ilan edilmiştir. Bu alan Atatürk Stadyumu, Atatürk Spor Salonu, Kapalı Yüzme Havuzu, Atatürk Anadolu Lisesi, İpekiş Fabrikası, Yahudi Mezarlığı ve Emniyet Müdürlüğünün kullandığı alanla birlikte 849 bin metrekaredir. Burada da yapılmak istenen benzerdir. Atatürk Stadyumu ve çevresi ranta kurban edilmek istenmiştir. Ancak bu rant odaklı girişim yine meslek odalarının çabalarıyla engellenmiş, Bursa
Büyükşehir Belediyesinin, Atatürk Stadyumunu yıkıp bu alana meydan yapma projesi, Bursa 1. İdare Mahkemesi tarafınca iptal edilmiştir. Doğayı ve çevreyi katlettirmemek için mücadele eden meslek odalarının mücadelesi son derece önemlidir. Ancak SİT alanlarını ranta/ticari alanlara dönüştürmek isteyen kesimlerin girişimlerinin devam edebileceği olasılığı da göz ardı edilmemelidir.
Ne yazık ki sadece Bursa'da değil, ülkemiz genelindeki SİT alanları ranta ve talana kurban edilmek istenmektedir. Arkeolojik, kentsel, doğal veya tarihî SİT alanları istenilen yasal değişikliklerle imara açılabilmektedir. Yapılan düzenlemelerle, bugüne kadar oluşturulan doğal ve kültürel çevrenin korunmasına ilişkin tüm mevzuat yok sayılmaktadır. Sit alanlarına verilen izinlerin her biri hem çevre/doğa hem de tarih katliamıdır.
Bursa'da ve ülkemiz genelinde arkeolojik, kentsel, doğal veya tarihî sit alanı olmaktan çıkarılarak yapılaşmaya açılmış yerlerin tespit edilmesi, rantın boyutlarının ortaya çıkarılması, bundan sonraki süreçte yaşanacaklara engel olmak üzere gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir.
Taraf olduğumuz "Birleşmiş Milletler Dünya Kültürel ve Doğal Mirasının Korunmasına Dair Sözleşme" ile "Arkeolojik Mirasın Korunmasına İlişkin Avrupa Sözleşmeleri" ve Anayasa'nın "Tarih, kültür ve tabiat varlıklarının korunması" başlıklı 63'üncü maddesinde yer alan "Devlet, tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar, bu amaçla destekleyici ve teşvik edici tedbirleri alır." hükmü ve sözleşmelerle uyumlu düzenlemeler tarihe, doğaya, çevreye ve insanın yaşam hakkına saygı duyan demokratik bir ülke olmanın gereğidir."