Kentsel Dönüşüm

Bursa'daki yoğunluk artışı kentsel dönüşümü etkileyecek!

Yeni Dönem Gazetesi köşe yazarı olan Yüksel Baysal bugünkü yazısında kentsel dönüşüm ve yenileme konusunda yazdığı yazısıyla ilgili gelen iletileri okuyucularıyla paylaştı. İşte Baysal'ın o yazısı...

Mahkeme iptal etmesine karşın 0.50 yoğunluk artışıyla ilgili tartışmalar devam ediyor. Çünkü bazı yerlerde bu uygulama sürüyor. Çağdaş Mühendisler’in İnşaat Mühendisleri Odası başkan adayı Yaşar Poyraz’ın açıklamaları bağlamında yazdığım yazıya çeşitli tepkiler geldi. Nilüfer Sitesi sakinlerinden olduğunu sandığım (ya da yüklenici firma sahibi de olabilir) Emin Adanur imzasıyla bir ileti aldım.


Şöyle diyor Adanur:


“180 dairenin 340 çıkması normal bir şey olsa bunun adı ‘Kentsel Dönüşüm’ olmazdı zaten. Bozbey'in neden karşı çıktığını hepimiz biliyoruz, kendileri yoğunluğun artması taraftarı değil. Kent rantını KENTTE YAŞAYAN, o arazinin sahibi olanlara vermenin neyi doğru değil? Ticari alanların olduğu yerlerde çok mu yaşanır? Bugün FSM Bulvarı’ndaki trafik rezaleti nerede var? Bunun tek sebebi oradaki Ticari Alanlar değil mi? Yaşar Poyraz, kentsel dönüşüme karşı birisi olarak, ‘Kentsel Dönüşümde Riskli Binaları’ ilan eden firmanın ortağı… Ayrıca Nilüfer Sitesi’nin kentsel dönüşüme girerken binalarını riskli ilan edip, kentsel dönüşüme sokan firma… Bence insan canı bu kadar ucuz değil. Bir insanın canı olası bir depremde kurtulacaksa inanın orada kaç daire olduğunun hiçbir önemi yok. İnsanlar rant amacıyla bu işi yapmak istese zaten kendileri yapardı, müteahhit bulmak zorunda kalmazlardı. Bence arsasını büyük paraya satmaya çalışanlardan ziyade, bir emekli maaşıyla geçinip, sağlıklı bir ev ümidiyle ümitlenen insanları tanıyın derim!”


Bu düşüncelerin bir kısmına katılmasam da doğru saptamalar da içeren bazı noktaları bilginize sunmak istedim. Katılmadığım noktayı bir kez daha belirteyim. Kamu alanları çoğaltılmadan, yoğunluk artışı yapılması kent açısından büyük bir sorun doğuracaktır. Hatta böyle devam edilirse kent yaşanılmaz hale gelecektir.


Bu ve benzeri sitelerdeki ev sahipleri, biraz da kendi katkılarıyla sorunu çözmek zorundadır. Aksi halde yerel yönetimlerin, kentsel dönüşüm veya daha doğru deyimle kentsel yenileme yapıyoruz havalarına girmelerinin bir anlamı yok! Soruyorum, belediyelerin bu projede hangi katkısı var? “0.50 artırdım, siz gidin müteahhitle anlaşın, kent rantı üzerinden konforlu binalarınızı yapın!” Okul, yol, trafik, hastane, yeşil alan ne olacak? “Canım ne olursa olsun, altta kalanın canı çıksın!” Ev sahibi olmayanlar, toprağa sahip olmayanlar ne yapacak? Önce çürük bir sitede ev satın alacak, sonra yaşadığı sitenin kentsel yenileme kapsamına girmesini bekleyecek, ardından “cukkayı indirecek!” Bu mudur bütün koskoca kentsel dönüşüm?Bu arada konuyla ilgili görüştüğüm Yaşar Poyraz, “Site yönetimi bize başvurdu. 3 ay çalışarak yaptığımız incelemede binaların yaşanmaz olduğunu saptadık. Sonrası bizi ilgilendirmiyor. 0.50 katsayı olmuş, tümüyle yıkılıp meydan yapılmış, bu kararla ilgimiz yok” dedi.


Bu konuda en doğru çizgiyi Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ortaya koyuyor.


Kentsel dönüşüm ve yenileme konusunda yazım üzerine bir ileti gönderdi, paylaşmak istiyorum:


“Yüksel merhaba, Büyükşehir'in yoğunluk artışına baştan beri karşı çıkan ben ve arkadaşlarımdır. Sanıyorum konuyu anlatamamışız. Çünkü sürekli olarak bugüne kadar medya ile yaptığım toplantılarda kesinlikle kamu alanları artmadan (sosyal-kültürel-sağlık-okul vs.) yoğunluk artırılmaz diyen bendim.


Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de defalarca bunu gündeme getirdim. Üstelik bize gelen tüm taleplere de RET verdik. Ama sizin yazınızda farklı bir ifade yer almış, doğru değil. Asla yoğunluğun artmaması gerektiğini beraber kahvaltı yaptığımız gün de dile getirdim ve ‘Her yer Altıparmak olacak. Hatta şu an trafik olarak şehir içine girilemiyor ve de şehirden Nilüfer'e gelinemiyor. Saatlerce yollarda trafik çilesi çekiliyor’ dedim.


Kentsel yenileme ile ilgili tavrımız çok net. Özellikle bu konuda daha önce Bakanlık yetkililerine, bu konuda önerim sorulduğunda şunu söyledim: ‘Kentsel yenilemenin, dönüşüm demiyorum. Çünkü dönüşüm insanla başlar insanla biter ve arada binalar yenilenir. Ama dönüşüm yapılacak alanlarda ki (mahalle ve bölge ölçeğinde planların yapılması gerekir) yaşayanların mimar, hekim, mühendislik disiplinleri, toplum bilimcileri, psikologlar vs. disiplinlerin o insanları yenilenecek olan binalarda yaşayabilecek duruma getirmesi önemlidir. Hatta bazıları o binalarda yaşayamayacaksa onlar için faklı alanda mutlu yaşayabilecekleri yapıların yapılması gerekir. Bunu o disiplinler belirlemelidir.


Yani dönüşüm yapılacak bir alanda, evinde hayvan bakan ve onun sütü ile geçimini sağlayanlar yenilenen binalarda mutlu yaşayabilecek mi? Bence hayır. İşte bu insanlara farklı bölgede mutlu ve huzurlu yaşayacakları yapıları oluşturmak yerel yönetimlerin görevidir.


Ayrıca yenileme yapılacak alanlarda ise YOĞUNLUĞUN asla artmaması için daire sahiplerine Bakanlığın, uzun vadeli ve faizsiz kredi vermesini, yapılacak inşaatlar ile ilgili vergiden muaf tutulması ve KDV muafiyeti getirmesi gerektiğini ilettim. İşte o zaman yoğunluk artırılmadan, KENTLER KİRLENMEDEN binalar yenilenecektir dedim.Ve bu görüşümü yıllardır tekrarlıyorum… Doğrusu budur. Selamlar.”



Yüksel BAYSAL/Yeni Dönem