Kent Haberleri

Bursa'ya çevreci elektrik üretim tesisi kurulacak!

Bursa'nın en yeni yatırımı ile bölgedeki 100'e yakın baca tek bacaya düşürülerek temiz bir hava sağlanacak. Bu yatırımla DOSAB'dan doğalgaza yılda 100 milyon dolar daha az para harcanacak.

DOSAB'dan dev Türkiye'nin en çağdaş altyapısını kuran Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi (DOSAB) insana değer veren, sürdürülebilir bir çevre için yatırım hazırlığı içinde. 


DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül, çevreye ve insan sağlığına hiçbir olumsuz etkisi olmayacak yatırım ile, bölgedeki 100'e yakın bacayı, Çevre Bakanlığı tarafından 7/24 online kontrol altında olan tek bacaya düşürerek, daha temiz bir hava sağlanacağını söyledi. Kahraman, "Kömür ve kireçtaşının nakliyesi, stoku ve yanması tamamen kapalı sistemde olacak. Baca gazı emisyonunda; metreküpte 30 mg toz yerine Türkiye ve AB mevzuatının da altında 10 mg üst limiti olarak gerçekleşecek" dedi. 


EN DUYARLI TESİS


 Şengül, çevre konusunda Bursa ve Türkiye'nin en duyarlı ve en çok yatırım yapan bölgelerinden birisi olduklarını hatırlatarak, "Atık su arıtma tesisimiz 2007 yılından bu yana çalışıyor. Bu tesiste yılda 17 milyon metreküp suyu arıtıp yasal sınırlar altında değerlerle deşarj ediyoruz. Derelerimizin kirliliği DOSAB sanayisi kaynaklı değil, çevre maliyetlerine katlanmayanlar kaynaklıdır. Bu tesiste kullandığımız elektriğin de yarısını teşvik olarak devletten alıyoruz. Bursa'da kriterleri yerine getiren ve bu teşviki alan iki organize sanayi bölgesinden birisiyiz" diye konuştu. 


ÇEVRE YATIRIMLARI 


Şengiil, "Yeraltı kuyularının tamamını DSİ ile işbirliği yaparak bölge müdürlüğümüze tahsis ettik. Bunu bizden başka yapan yok. Su yönetimi tamamen bölge müdürlüğümüzce yapılıyor. 3 yıl önce atık su arıtma tesisimizden deşarj ettiğimiz suyun geri kazanımı için 10'ar bin tonluk iki depo ve altyapı yatırımını yaptık. Bir yıl içinde, arıtma suyunu üretimde kullanmak için gerekli yatırımları bitiriyoruz. Gerek sanayide gerek santralda bu geri kazanım suyunu kullanacak ve yeraltı suyu kullanımını minimum düzeye indireceğiz. 


Çevre yatırımlarımız ile Çevre ve Orman Bakanlığı ile Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği tarafından, 2009,2012 ve 2013 yıllarında üç kez çevre ödülü aldık. Sınırlarımız içerisinde 160 bin metrekare yeşil alan oluşturup, 12.500 ağaç diktik. Çevre ve insan sağlığı konusunda en duyarlı bölgeyiz. Çünkü biz de Bursa'da yaşıyoruz ve çevreye yatırımın geleceğimize yatırım olduğunu biliyoruz. Çevre konusunda genel anlamda ülke karnemiz iyi değil. Ancak son zamanlarda olumlu gelişmeler var. DOSAB, bu olumlu adımları atan kurumların başındadır" dedi. 


BURSA KAZANACAK 


Serhat Şengül, çevre ve insan sağlığı konusunda bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da hiçbir soDOSAB Buhar ve Elektrik Üretim Tesisi'ni hayata geçirmek için girişimde bulunan DOSAB yönetimi, tesis için yerli kaynağımız olan kömürü kullanacak. 


rumluluktan kaçınmayacaklarını belirterek, DOSAB Buhar ve elektrik Üretim santralı hakkında şunları söyledi: "Biz Türkiye'nin en çevreci Buhar ve Elektrik Üretim Tesisi'ni hayata geçirme konusunda iddialı olarak yola çıktık. 


Bunun için de proje aşamasında hiçbir yatırımdan kaçınmayıp, ülkemiz mevzuatının ötesinde AB kriterlerinin de altında bir proje ortaya çıkardık. Zaten aksini düşünmek mümkün değil. 

Neden doğalgaz değil, kömür kullanıyoruz sorusunun cevabı da şudur? 


Projem izde, yerli kaynağımız olan kömürü kullanacağız. Doğalgaz da yapabilirdik ancak doğalgazda dışa bağımlıyız. Fiyatlar sürekli artıyor ve doğalgaz arzında sıkıntılar var. Sanayide kesintiler yaşanıyor. Zaten ülkemizin elektrik üretiminde doğalgazın payını yüzde 40-50'lerden daha aşağılara düşürmek milli bir politika. 


Elektrik üretiminde kömürün payı ise çok düşük. Linyit kaynaklı elektrik üretimimiz geçen yıl yüzde 12'ler seviyesindeydi. Bunu bu tür projelerle artırmamız lazım. DOSAB, bu santral projesini hayata geçirdiğinde bölgede doğalgaz kullanımı yüzde 65 azalacak. Bunun rakamsal karşılığı yıllık 100 milyon dolara yakın bir bedeldir. 10 yıllık bir süreçte bakıldığında 1 milyar dolar, DOSAB sanayicisinin doğalgaza daha az fatura ödemesi demektir. 


MALİYET DÜŞECEK


 Biliyorsunuz, enerji ithalatına ödediğimiz bedel, dış ticaret ve cari açığımızın önemli bir sebebi. Yılda 100,10 yılda 1 milyar dolar sadece DOSAB'dan daha az doğalgaza kaynak gidecek. Bu tür projeleri birkaç OSB'nin yapması durumunda cari açığımız önemli ölçüde düşecektir. 


Bu genel faydanın yanında, buhar ve elektrik enerjisinin maliyetinde düşüşler olacak. Sanayinin en önemli girdisi olan enerjideki maliyet düşüşleri rekabet gücünü artıracak. Bu rekabet gücü istihdam artışı, iş artışı, ekmek kapısı artışı demektir. 


DOSAB sanayicileri olarak, buhar ve elektrik Bu yatırımla sadece DOSAB'dan yılda 100,10 yılda 1 milyar dolar daha az doğalgaza kaynak gidecek. Yani dış ticaret açığımızın küçülmesine katkı koyacak. 

üretim santralı projesi ile milli ekonomiye büyük katma değerler yaratacağız. Bu genel faydayı sağlarken de çevreye hiçbir olumsuz etkimiz olmayacak. Bunun garantisini ve taahhüdünü her ortamda veriyoruz. 


Öncelikle halkımızın sağlığına, daha sonra bu tesisin tabiri caiz ise dibinde yaşayacak bizlerin sağlığına etki edecek bir yatırım içinde olmayız. 


ÖRNEK SANTRAL 


Gerek baca gazı emisyonu, gerekse kömür tozunda çevreye hiçbir olumsuz etki yaratmayacağız. Kömürün taşınmasından yakma teknolojisine, küllerin nakliyesine kadar tamamen kapalı çağdaş bir proses kuruyoruz. Çevre konusunda hiç bir yatırımdan çekinmeyip, yasal sınırlarımızın ve Avrupa ülkeleri değerlerinin çok altında emisyon değerlerine sahip, Türkiye'nin en çevreci ve örnek santralını kuracağız. Bu koııuı da bu kadar iddialıyız. Kömürü kapalı kasa kamyonlarla Balıkesir bölgesinden getireceğiz. Stok alanımız tamamen kapalı. Santrala ulaşması kapalı boru konveyörlerle olacak Yandıktan sonra baca gazı emisyonlarında da hiçbir olumsuz etki olmayacak. Ülkemizde mevzuat, havadaki toz miktarını metreküpte 30 miligram isterken, biz şartnamede metreküpte 10 miligramı garanti ediyoruz. Bu sözde değil, ÇED dosyasındaki yasal taahhüdümüzdür. Ayrıca bu tesisimizin baca emisyonları 7 gün 24 saat Çevre Bakanlığı tarafından online olarak izlenecek. 


Filtre sistemleriyle tuttuğumuz yatak ve baca küllerini de kapalı silolarda toplayıp, pnömatik sistemlerle yine tamamen kapalı silobaslara yükleyecek ve bölgeden taşıyacağız. Yatak külü ayrı bir ÇED'le kömür havzasına götürülecek ve orada depolanıp, üstü yeşillendirilecek. Baca külü de çimento fabrikalarına verilecek. Yani kömürün gelmesi, depolanması ve ardından külü hiçbir şekilde görülmeyecek tamamen kapalı sistemde olacak

EN GELİŞMİŞ SİSTEM 


Elbette, Bursa kamuoyu bu projemize duyarlı olmakta haklı... Bursa'da yaşayan insanlar olarak, çevreye duyarlı yaklaşımlara, eleştirilere katılıyoruz ve destekliyoruz. Çünkü, biz de aynı havayı soluyor, aynı suyu içiyoruz, çocuklarımız burada doğup büyüyor. 


Bir kez daha altını çizmek isterim ki, bu sektördeki dünyanın en gelişmiş sistemlerini kuracağız. Bu konuda tüm Bursa'nın son derece rahat olmasını özellikle belirtmek istiyorum. Hatta bir adım daha ileri giderek, biz Bursa'nın havasını temizlemeye katkı koyacak bir santral yapıyoruz diyoruz. Çünkü, bugün Bursa'da bir çok sanayi tesisinde kömür kullanıp buhar elde edenler var. 


Bunları biz biliyoruz. Üstelik bunların birçoğunun denetim altında olup olmadığı da tartışılır. Bizim bölgemiz tekstil yoğun bir bölge ve buhar tüketimimiz çok. 


Bizim temel amacımız öncelikle tüm bölgenin buhar talebini karşılamak. Buhar üretirken, elektriğimizin de üçte birini karşılayacağız. Böylece santral verimi de maksimum oluyor. Bugünkü teknolojilerle buharı 4-5 km. taşıyabiliyorsunuz, onun için santralı bölgemizde kuruyoruz. 


TEK BİR BACA 


Böylece, bölgemizde 100 civarındaki fabrikanın doğalgaz üretim tesisleri olmayacak. Bu tesislerin de zaten bir emisyonu var. Kısaca biz, bu kadar tesisin bacasını tek bir bacaya indirip, üstelik tüm çevre şartlarıM. 


ÇEVRECİ PROJEYLE' BURSA KAZANACAK


 DOSAB Bölge Müdürü Serhat Şengül, kamuoyunda olan tepkilere dönük olarak da şunları söyledi: "Santral yatırımımızla ilgili ÇED henüz alınmış değil. 


Biz 4 Haziran'da Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurumuzu yaptık. Bakanlık, 12 kurumdan oluşan ÇED komisyonunu belirledi. Bu kurumlar görüşlerini veriyorlar. Bayram sonrası komisyon toplanacak. Burada tüm kurumların görüşlerini dikkate alacak, bizim düşünemediğimiz ne öneri varsa çevre ve insan sağlığına dönük onları da yerine getireceğiz. 


HALKLA EL ELE  


ÇED süreci 4-5 aylık bir süreç. Bu arada bakanlık, halkın katılım toplantısını koymadı. Buna karar veren biz değiliz. Biz, bilgilendirme toplantılarımızı haziran, temmuz ve ağustos aylarında yoğun bir tempoda yapıyoruz. Kamu kurum ve kuruluşları, siyasi partiler, milletvekilleri, basın kuruluşları... 


Bunların hepsi bir program dahilinde yapılıyor. Halkın katılım toplantısı olmamasına rağmen bölgedeki 12 mahalle muhtarını bölgemizde yaptığımız bir toplantı ile bilgilendirdik. 


BİZ İNANDIK


 Projeyi eleştiren bazı sivil toplum örgütlerini de davet ettik. Başlangıçta kabul ettiler ancak sonra bilgilendirme istemediklerini söylediler. Biz görüş bildiren herkese şunu söylüyoruz; bizden bir kez bu projemizi ve çevre-insan sağlığı konusunda alınan önlemleri dinleyin. 


Ama bunu yapmayanlar var. Biz yolumuzda yürümeye devam ediyoruz. Çünkü, çevreci bir yatırım yapıyoruz. Ama bazı insanlar belki geçmiş kötü tecrübelerden, bizim böylesi iyi değerlerde bir proje yapacağımıza inanmak istemiyor. 


Hatta, santralımızın idari binası üstüne bir kafeterya yaparak, burada hep birlikte konuklarımızı ağırlamak, çay kahve ikram etmek, tesisimizin çevreci yönünü göstermek istiyoruz. Günümüzde gelişmiş birçok ülkenin yerleşim alanında, çevre dostu kömür santralları halen çalışıyor. Teknoloji bu santralların insan sağlığı ve doğaya hiçbir olumsuz etki yaratmamasını sağlar duruma geldi... Biz tüm bu santralları inceledik. 


Bugün Fransa'da Paris'te, Almanya'da birçok kentte, Danimarka'da şehirlerin içinde üstelik tozumaması için gerekli tedbirleri alınıp açık stok yapılan santrallar çalışıyor. İncelemelerimiz sonunda kendimize bir hedef koyduk; biz üç çevre ödülü aldık. Bu santral projemizle Avrupa'dan da çevre ile ilgili ödüllere aday olacak ve bunu da alacağız." 


Bursa Hakimiyet