Büyük İstanbul depremi beklenenin üstünde hasara neden olacak!
Beklenen İstanbul depremine ilişkin kısa süre önce yapılan resmi açıklamalar, Türkiye’nin en büyük şehrinde yaşayan milyonlarca insanın tedbir alınmaması sebebiyle yaklaşan bir felaketle karşı karşıya olduğuna dikkat çekiyor.
Beklenen İstanbul depremine ilişkin kısa süre önce yapılan resmi açıklamalar, Türkiye’nin en büyük şehrinde yaşayan milyonlarca insanın tedbir alınmaması sebebiyle yaklaşan bir felaketle karşı karşıya olduğunu gözler önüne seriyor.
ABC Gazetesi'nden Ozan Özgür'ün haberine göre; Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Depreme Karşı Alınabilecek Önlemleri Araştırma Komisyonu, 18 Şubat Perşembe günü İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve İstanbul’un deprem konusunda riskli yerleri arasında bulunan Esenler ve Avcılar ilçe belediyelerinin çalışmalarını dinledi.
Belediye yetkililerinin yaptıkları açıklamalar İstanbul’da olması beklenen depremin ortaya çıkartacağı yıkımın boyutlarının öngörülenden çok daha büyük olabileceğini ortaya çıkardı.
Komisyon toplantısında söz alan İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İstanbul’da olması beklenen depremde 200 bin binanın orta ve ağır hasar göreceğinin öngörüldüğünü, bunun sonucunda yaklaşık 3 milyon insanın etkilenebileceğini belirtti.
Polat, Avcılar bölgesinde yapılan bina taramaları sonucunda ortaya çıkan verilerin daha önce tahmin edilenin 4 katına; Silivri bölgesinde ise 2 katına ulaştığını vurgulayarak şöyle konuştu:
“İstanbul genelinde yapacağımız inceleme çalışmalarında bugüne kadar bilinen, hasar görecek bina sayısının en iyimser rakamla iki katına çıkacağını öngörüyoruz. 2000 yılı öncesinde İstanbul’da yapılmış yapı stoku da 790 bin olarak görülüyor.”
1.1 milyon binadan 5'te 1'i kullanılamayacak
İBB Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanı Tayfun Kahraman ise, İstanbul’da 1,16 milyon binanın olduğunu, bu binaların beşte birinin olası depremde kullanılamaz hale geleceğine ve binaların bir kısmının tamamen göçme riskiyle karşı karşıya olduğuna vurgu yaptı.
İstanbul’da 7,5 büyüklüğündeki bir deprem senaryosuna göre 48 bin binanın ağır hasar göreceğinin tahmin edildiğini, bu binalarda göçme riskinin de bulunduğunu belirten Kahraman, olası büyük bir depremde içme suyu, atık su, doğal gaz noktalarında da hasarlar beklediklerini dile getirdi. Başka bir ifadeyle, koronavirüs pandemisinin yanı sıra, büyük bir deprem olması durumunda, kent sakinleri çeşitli salgın tehditleriyle de karşı karşıya kalacak.
Kentsel Dönüşüm ve Şehircilik Vakfı (KENTSEV) Başkanı Haluk Sur’un, Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü’nün verilerinden derlediği sayılara göre, İstanbul’da kayıtlı 1 milyon 164 bin bina ve bu binalarda 4 milyon 500 bin konut mevcut.
Sur, 23 Şubat tarihinde yaptığı açıklamada, İstanbul’da bulunan binaların yüzde 22’sinin 1980 ve öncesinde yapılmış olduğunu ifade etti. Bu binalarda toplamda 1 milyon 51 bin adet konut olduğu ve 3 milyon 152 bin kişinin yaşadığı öngörülüyor. Bu binaların en gencinin dahi 40 yaşını aştığı, bazılarının ise 50-60 yaşlarında olduğu göz önüne alındığında, bu binalarda oturanların İstanbul depreminde çok ciddi risk altına gireceği belirtiliyor.
2000'den önce yapılan 790 bin bina riskli
Gerçekte ise, risk altındaki binaların çok daha fazla olduğu öngörülüyor. 17 Ağustos 1999 Kocaeli-Gölcük depreminin ardından Türkiye'de bina yapım yönetmelikleri değiştirildi. Olası İstanbul depremi için bugüne kadar yapılan değerlendirmelerde proje, kullanılan malzeme ve yapı denetimi açısından değerlendirildiğinde, 1980 öncesi değil, yeni yönetmelik ve yasaların uygulanmaya başladığı 2000 yılı odak alınıyor. 2000'den önce inşa edilmiş 790 bin bina kullanılan malzeme ve mühendislik açısından riskli olarak belirtiliyor.
Buna göre, İstanbul’da beklenen deprem karşısında büyük risk oluşturan 790 bin binada 3 milyon 54 bin 123 konutun olduğu hesabı ortaya çıkıyor. Yine Sur’un açıklamasına göre; her konutta ortalama 3,3 kişinin yaşadığı verisinden, olası bir depremde ciddi risk altında olan 10 milyon 78 bin 605 kişinin bulunduğu görülüyor. Yani deprem tehlikesi altında olan insan sayısı, Sur’un açıkladığının yaklaşık 3 katını işaret ediyor.
Türkiye'nin birçok şehri aktif fay hatları üzerine yer alan ve deprem kuşağı üzerinde bulunan bir ülke ve sicilinde çok sayıda deprem felaketi yer alıyor. 1999’daki Marmara depreminde, resmi raporlara göre 18 bine yakın kişinin hayatını kaybettiği, 25 bine yakın kişinin de yaralandığı söylense de, resmi olmayan tahminler 50 bin ölüm ve 100 bin civarında yaralı olduğunu gösteriyordu. 2011’deki Van depremi, 600’den fazla vatandaşın hayatını kaybetmesine ve 4 bin 200’den fazla kişinin yaralanmasına neden oldu.
Geçtiğimiz yıl 24 Ocak’ta Elazığ’da yaşanan 6,8 büyüklüğündeki deprem sonucunda 41 kişi yaşamını yitirmiş, 1.600’den fazla kişi de yaralanmıştı. 30 Ekim 2020 günü merkez üssü Yunanistan’ın Sisam Adası açıkları olan 6,9 büyüklüğündeki depremin ardından ise İzmir’de 117 kişi hayatını kaybetmiş, 1.034 kişi yaralanmış ve 15 bin kişi evsiz kalmıştı. Yunanistan’da ise 2 kişi hayatını kaybederken ve 19 kişi yaralanmıştı.
Naci Görür: Can kaybı 400 binleri geçiyor
Bilim insanları tehlikeler konusunda uyarılar yapmaya devam ediyor. Yerel yönetimler ve devlet ise deprem konusunda sadece iyimser raporlar hazırlıyor.
Geçtiğimiz sene İBB tarafından hazırlanan bir raporda, 16 milyon insanın yaşadığı İstanbul’da olası bir büyük depremde sadece 14 bin ölüm yaşanacağı belirtiliyor.
Deprem konusunda saygın bilim insanlarından biri olan Prof. Dr. Naci Görür, bunun açıkça doğru olmadığını belirterek, İstanbul’daki milyonlarca kişinin karşı karşıya kalacağı tehlikeli durumu şu şekilde anlattı:
“Basit bir hesap: 1 milyon 600 bin bina var. İstanbul’da bütün ölümlü vakaları gel yüzde 1’e indirelim. Yüzde 99’unda insanların burnu kanamasın. 16 bin bina yapar. Her bina 4 katlı olsun, 64 bin kat demektir. Her kata iki daire koy 128 bin daire… Her daireye 4 kişi koy, 400 binleri geçiyor mu?”
Özellikle 17 Ağustos Kocaeli-Gölcük depreminden sonra yapılan tüm araştırmalar, bundan sonra Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yaşanacak depremin Marmara Denizi’nde, İstanbul açıklarında ve Richter ölçeğine göre en az 7,2 büyüklüğünde olacağını ortaya koyuyor. Bu, yalnızca Türkiye’nin en büyük şehrinde değil, Kocaeli, Bursa ve Tekirdağ gibi komşu sanayi şehirlerinde de bir felaket yaratacak.
İstanbul depremi için hangi uzman ne diyor? İşte ürküten açıklamalar!