Turizm

Çağdaş Holding Bodrum'daki ikinci otelini 2016'da açacak!

Haziranda Swissotel Bodrum’u açan Çağdaş Holding, 2016 yazında aynı marka altında ikinci oteli faaliyete geçirecek. Eski öğretmen Yüksel Çağdaş tarafından kurulan şirket 24 yılda Bodrum'a 600 milyon euro yatırım yaptı.

Çağdaş Çağlar beyaz keten gömleği ve rahat pantolonuyla Swissotel Bodrum’a tatil için gelmiş konuklardan birine benziyor. Oysa otelin sahibi olarak tüm yıl boyunca tercih ettiği kıyafet bu. “Bodrum’da takım elbiseyle dolandırıcı gibi görünürsünüz” diyor gülerek. Swissotel İstanbul Genel Müdürü ve FRHI Hotels & Resorts Türkiye ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Gerhard Struger kendisiyle görüşmek için Bodrum’a takım elbiseyle geldiğinde de gülüp tepki göstermiş. Bodrum’a daha uygun kıyafetlerle iş yemeklerinin en bilinen adreslerinden Balıkçı Sait’e gitmişler. Struger ile aralarında iyi bir diyalog kurulunca, Bodrum, Turgutreis’te 75 milyon dolar yatırımla kurdukları otel ve etrafındaki 72 konuttan oluşan projenin işletmesi için Swissotel ile anlaşmışlar. Çağlar uzun bir yemekten sonra masadan resmiyetle kalkılabilecek biri değil. Struger’den söz ederken ilk adını kullanıyor ve Swissotel’in Türkiye’yi iyi bildiğini ve içlerine sinen bir işletmeci olduğunu anlatıyor. Birçok başka marka arasından seçtikleri Svvisso-tel, Bodrum merkezde 100 milyon euro yatırımla açacakları ikinci otelin ve etrafındaki konutların da işletmecisi olacak. Çağdaş Çağlar henüz netleşmemiş olsa da Bodrum’da aynı modelde yani etrafında konutlarıyla iki otel daha yapmak istediklerini söylüyor. İstanbul’da da otel yatırımı düşünceleri var -Avrupa Yakası’nda Beşiktaş’tan Sarıyer’e uzanan sahil şeridinde...


Tabii asıl odak hala Bodrum. Zaten İstanbul’da Koç, Sabancı Holding neyse Bodrum’da da Çağdaş Holding o. İnşaat projelerinde çalışan dönemsel işçiler ve otel personelleri hariç 700 çalışanları var (bu çalışan ordusunun ikameti için 10 milyon dolar yatırımla 435 odalı bir otel yapıyorlar). Bugüne kadar Bodrum’da yaklaşık 30 inşaat ve konut projesi gerçekleştirip 600 milyon euroluk yatırım yapmışlar. Çağlar, tanesi 3-5 milyon euro’ya satılan konutların kalitesiyle gurur duyuyor. Bodrum’un çok ihtiyaç duyduğu limanı da onlar yapmış. Global Yatırım Holding’in yüzde 60’ma sahip olduğu limanın yüzde 30’u, Çağdaş’m yüzde 10 ise Koç Holding şirketi Setur’un. Bodrum’da iki AVM’nin yanı sıra geçen yıl açılışını yaptıkları Duravit yapı marketin de sahipleri. Bodrum’da hatırı sayılır miktarda gayrimenkul portföyleri ve en önemlisi bir de beton santralleri var.


Aslında Çağlar Ailesi Bodrum’un yerlisi değil. 1991’de İstanbul’dan gelmişler. Çağdaş Çağlar’ın üniversiteden yeni mezun olup şimdi beton santralinin, yönetiminde çalışmaya başlayan ve ismini 2 ünlü şair Fazıl Hüsnü Dağlarca’dan alan kardeşi Dağlarca da aynı yıl doğmuş. Çağdaş Holding | ise ismini 38 yaşındaki Çağdaş Çağlar’dan alıyor. Holdingin kurucusu Yüksel Çağlar şirketlerine S oğlunun adını vermiş. Bugün artık oğlunun baş danışmanı gibi çalışıyor. En büyük saygıyı gören ve ilişkileri kuvvetli olan baba ama işleri yürüten daha çok CEO Çağdaş Çağlar. Baba Yüksel Çağlar’m ilginç bir hayat hikayesi var. Trabzonlu 11 çocuklu bir ailenin oğlu olarak güçlüklerle okuyup öğretmen olmuş. Yazar ve sendikacı Fakir Baykurt ile birlikte çalışmakla övünen sol görüşlü bir öğretmen... Adıyaman’da öğretmenlik yaparken yıllardır sınıfta kalıp okuldan mezun olamayan bir grup öğrenciyi, “artık bunları okulda tutmanın anlamı yok, hayata atılmaları gerek” diyerek mezun etmiş. Bu kararı soruşturulunca da istifa edip öğretmenliği bırakmış ve Adapazarı’na yerleşmiş.


Emekli bir öğretmen olan ve Yüksel Çağlar’ı Sakarya’daki tacirlik günlerinden tanıyan arkadaşı Erdal Er, “Çok iyi bir briç oyuncusudur” diyor Çağlar için ve ekliyor: “Zeki ve dürüst bir adamdır. İnsan ilişkileri her zaman çok kuvvetli olmuştur ve sevilen biridir.” O yıllarda küçük bir kasap dükkanı açmak, kahvehane işletmek, Sakaryaspor’da yönetici koçluk gibi çeşitli işlerle uğraşan Yüksel Çağlar sonunda bir kum ocağı satın almış ve o bu işten kazançlı çıkmış. Bu işten biriktirdiği sermayeyle de İstanbul’a gitmeye karar vermiş. İsmini vermek istemeyen emekli bir devlet memuru, 1987’de Çağlar’m İstanbul piyasasına atılmasının cesaret işi olduğunu söylüyor. Ama memuriyeti bırakan Çağlar, eski arkadaşlarından farklı olarak ayakta kalmak için zaten cesur olmak zorundaymış.


İstanbul’da Park Otel’in yıkımı gibi işleri üstlenmiş ve yine inşaatçılık yapmış. Bodrum’a ise ilk olarak ailesiyle tatil için gitmiş. “ ‘Buraya yerleşelim’ deyince annemle şaka yaptığını düşünüp pek de ciddiye almamıştık” diyor Çağdaş Çağlar. Ama İstanbul’daki işleri tamamlayıp satılacakları satıp Bodrum’a yerleşmişler.


Yüksel Çağlar'm Bodrum'daki özel davetleri meşhur. Türkiye'nin her alanda önde gelen isimlerine bu davetlerde rastlamak mümkün. Spor camiasıyla Sakaryaspor’da geçirdiği yıllardan gelen bir samimiyeti var. Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’dan Acun Ilıcalı’ya kadar çok geniş bir çevresi bulunuyor. Bodrum’da iş yapmak isteyen bizim kapımızı çalar mutlaka, illa ortak olmak için değil. Babam buraya yatırım yapacak herkese yardım etmeyi, yol göstermeyi sever. Tanımadığı kimse de yok ister istemez” diyor Çağlar. Bodrum artık birçok markanın prestij için yer almak istediği bir yer ve kapısında da Yüksel Çağlar var. Lakabı “baba”. Bu lakabın nedeni daha çok cana yakınlığı ve yardımseverliği olsa da diğer çağrışımları da ondan bahsedenlerin mutlaka değindiği bir nokta. Hakkında yapılacak ilk aramada çıkan haberlerden biri “Çakıcı’nm Kasası” başlıklı 1999 tarihli bir gazete küpürü. Haber, Çağlar’ın Alaattin Çakıcı, Fransa’da yakalanıp tutuklandığında yanma gitmesini konu alıyor. Çağlar, her çevreden dostlukları olan biri olarak tanınıyor, ismini vermek istemeyen eski bir arkadaşı “Cesur bir adamdır, güvenilirdir. Ahbabı, hemşerisi falan olunca yanında durur” diye anlatıyor bu ilişkileri.


Çağdaş Çağlar’ın babasına duyduğu hayranlık ve saygı kısa bir konuşmadan sonra bile hemen kendini belli ediyor. Kendisine pay çıkarmaya çalışmadan babasını anlatıyor hep. Şirketlerde kardeşi Dağlarca ve kendisinin de hissesi var. “Hisse oranlarını yazan babam değil ki zaten. İnşaat dışındaki işlerde kardeşimle yüzde 50-50 yazdık. İnşaat tarafındaysa büyük hisse -yüzde 80-90- babamın” diyor. Ama zaten holdinge bağlı 12 şirket (Çağdaş Beton, Çağdaş Air, Çağdaş Properties, Çağdaş Peyzaj, Çağdaş Mermer, Bodrum FM, Bodrum Turizm ve Çağdaş Enerji gibi) asıl işleri olan inşaatın gereklerinden doğan ve ana işi besleyen yan operasyonlar daha çok. “Babamın bize kazandırdığı asıl zenginlik samimiyeti, doğru bir insan olmayı öğretmesi.


O zenginlik sayesinde ilişkilerimi daha iyi tutabiliyorum. Olmadığı da oluyor tabii ama istediğim herşeyi yapabiliyorum. Gördüm ki dürüst, samimi olduktan sonra gerisi kolay oluyor zaten.” Büyüme planları, iş hedefleri gibi bildik iş dünyası diliyle konuşmuyor Çağlar. Aslında tam tersine büyüme planı yapmadan büyüyorlar denebilir. “Bir ara büyük şirketleri özellikle inşat alanındaki dünya devlerini inceliyordum. Babam gelip ne yaptığımı sordu. Söyleyince ‘hiçbir zaman öyle bir şirket olmasını istemiyorum. Çok büyümeye gerek yok, bildiğimiz işi yapalım’. Biz de öyle yaptık”.


Bodrum’un o rahat ve her daim tatil havası DNA’larına işlemiş gibi görünüyor. Sonuçta “çok para ile daha çok para arasında” hayat kalitesini değiştiren pek bir fark olmadığını anlatıyor bilgece. Yine de bir özel uçakları var. “Var ama saysanız babam da ailemiz de altı - yedi kez binmemişizdir” diyor. Iş icabı olması gerektiğini, satmayı düşünüp turizm işine girince “belki kullanılır” diye vazgeçtiklerini söylüyor. Daha gençken, milliyetçi çizgide olduğu bir dönem babasıyla bu “varlıklılık” hali üzerine yaptıkları bir konuşmayı hatırlıyor. Şimdi “Baba, sen solcuyum diyorsun. Ama Mercedes’imiz var. O nasıl oluyor?” diye gülerek özetliyor o zamanki sorgulamasını. Yüksel Çağlar’ın yaptığı açıklamayı ise şöyle aktarıyor: “Sistem kurmak için paraya ihtiyaç var. Her şeyimizi dağıtsak yarın hem biz hem çalışanlarımız aç kalır. Kazanacağız ki başkalarına da faydamız olsun. Bütün Türkiye’ye yetmeyiz ama elimizin uzandığı herkese hakkını tam vereceğiz.” Çağlar, “Yapı olarak ne devlete ne de başkasına boyun eğmedik. Bir sorun yaşadıysak ne polisten yardım istedik ne de başkasından destek aradık” diyor.


Yüksel Çağlar’ın 12 yıllık öğretmenlik geçmişi ve eski solcu kimliği kendini hala değişik şekillerde gösteriyor. Çağdaş Holding’in merkezinde büyük bir kitaplığı var. Bodrum merkezde açılacak ikinci ve daha büyük Swissotel’in içinde dev bir spor merkezi gibi alanların yanında bir de büyük kütüphane olacak. Oğlu Çağdaş Çağlar’m eğitim hayatı ise öyle pek akademik başarılarla dolu denemez. Okumak için önce İsviçre’ye gitmiş. Oradan New Jersey’e sonra Florida’da Tampa Üniversitesi’ne, sonra yine New Jersey. Dönüp bir dönem Boğaziçi Üniversitesi’nde de okumuş. Ama sonra yine İsviçre’ye gitmiş. “O kadar çok okul değiştirdim ki babam bana ‘araştırmacı öğrenci’ diyordu. Arada sorardı, ‘şimdi hangi okuldasın’ diye” anlatıyor. Nihayetinde babası “Bu imkanlarla bir üniversiteden mezun olmamanı anlamam mümkün değil” deyince turizm otelcilikten mezun olmuş. Seyahat etmeyi çok sevdiği için ardından İtalya’ya gitmiş, sonra İngiltere... “İtalya’da ithalat ihracat yaptım küçük çaplı. İngiltere’de yaptığımız evleri satmak için gayrimenkul fuarlarını gezdik” diyor. Böyle 11 yılı Türkiye dışında geçirdikten sonra 2005’te şimdi evli olduğu Irmak Çağlarda tanışıp aşık olunca Türkiye’ye kesin dönüş yapmış. Swissotel’in dizaynında da eşinin imzası var. Çağlar otelin girişindeki pembe camdan gösterişli düzenlemeyi gösteriyor gururla ve “Bodrum’un begonvillerini simgeliyor" diyor. Onun için anlamı muhtemelen çok daha fazla.


Otelden ayrılırken beton tesisine de uğramayı teklif ediyor. Çağdaş’m Bodrum’daki kalbi işte bu kum ve çimento tepeleri ile çevrili tesis. Bodrum’da kalıp, büyümeyi hedeflemeden büyümeye devam edecekler. 


Forbes