Çankaya Zülfü Livaneli Sanat Merkezi'nin temeli atıldı!
Çankaya Belediyesi tarafından yaptırılan Zülfü Livaneli Sanat Merkezi'nin temeli törenle atıldı. Tören Çankaya Belediyesi Filarmoni Orkestrası'nca Zülfü Livaneli'nin öne çıkan film müzikleri dinletisi ile başladı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Yarı açık bir cezaevinde yaşıyoruz aslında, açık ifade edelim. Ama biz direnmesini bileceğiz, mücadaleyi bileceğiz. O sanatçılar, yazarlar, çizerler, gazeteciler, avukatlar hiç merak etmesinler. Türkiye, çağdaş uygarlık yolunda, yoluna devam ediyor." dedi.
Çankaya Belediyesi tarafından yaptırılan Zülfü Livaneli Sanat Merkezi'nin temeli törenle atıldı.
Törene, CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, sanatçı ve yazar Zülfü Livaneli, yapımcı ve yönetmen Nebil Özgentürk, Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen'in de aralarında bulunduğu siyaset, sanat camiasından çok sayıda kişi katıldı.
Çankaya Belediyesi Filarmoni Orkestrası'nca Zülfü Livaneli'nin öne çıkan film müzikleri dinletisi ile başlayan tören, yapımcı Nebil Özgentürk'ün imzasını taşıyan Livaneli'nin yaşamını anlatan belgesel ile devam etti.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, törenin açılışında yaptığı konuşmada, Zülfü Livaneli ile en uzun birlikteliklerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin çatısı altında olduğunu, ancak kendisini öğrencilik yıllarından bu yana tanıdığını belirtti.
Livaneli'nin sıradan bir sanatçı değil, müzisyen, besteci ve yazar olduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, toplumların her zaman sanata ve sanatçıya değer vermesi gerektiğini vurguladı.
Kemal Kılıçdaroğlu, sanatçının kolay yetişmediğini, eğitimle, okumayla sanatçı olunmadığını, bunun için ayrı bir ruh gerektiğini ifade ederek, "Sanatçı için en önemli kavram özgürlük." dedi.
Kılıçdaroğlu, "Özgürlük ve bağımsızlık sanatçının da karekteridir. Özgür ortamda eserlerini yazar ve özgürce düşünür. Bu nedenledir ki sanatçılardan en çok darbeciler şikayet eder. Onları, hapse atarlar, yazı yazmasına, resim yapmasına, öykü, şiir, roman yazmasına, film çekmesine engel olurlar. Ama nehrin bir akışı vardır. Ne kadar set koyarlarsa koysunlar, sanatçılar gücünü her ortamda ortaya koyarlar." diye konuştu.
Sanatçıları, dünyanın en güçlü insanları olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, "Gücünün farkında olduğu içindir ki tüm dikta yönetimlerine karşı çıkmıştır. Yasaklar gelmiş, yasaklara direnmişlerdir, hapislere atılmıştır hapiste direnmişlerdir." ifadesini kullandı.
Sanatçıların yapıtlarının her zaman her kuşakta yer bulacağını anlatan Kemal Kılıçdaroğlu, "Dikta yönetimlerinde bir dönem diktatörlük yapıp, iktidarda kalanlar, sadece o dönemle sınırlı olmak üzere yaşamlarını sürdürüyorlar ama sanat ve saratçının gücü çok daha fazla." değerlendirmesinde bulundu.
Kılıçdaroğlu, diğer katılımcılarla birlikte sanat merkezinin temel atma töreni için butona basmadan önce Zülfü Livaneli'nin bir isteği olduğunu belirterek, "Sayın Livaneli, 'Bunu, tutuklu yazarlarımıza adayabilir miyiz?' dedi. Evet, tutuklu yazarlarımız var, gazetecilerimiz var, sanatçılarımız var. Onlara adıyoruz. Yarı açık bir cezaevinde yaşıyoruz aslında, açık ifade edelim. Ama biz direnmesini bileceğiz, mücadaleyi bileceğiz. O sanatçılar, yazarlar, çizerler, gazeteciler, avukatlar hiç merak etmesinler. Türkiye, çağdaş uygarlık yolunda, yoluna devam ediyor." dedi.
- "Lozan'ın yarattığı ozan diyebilirsiniz"
Zülfü Livaneli de sanatçının kültürün aktarılmasında çok önemli bir yer tuttuğunu, Türkiye'nin Yunus Emre dahil halk kültürüyle, yeni şair ve ozanlarıyla iftihar etmesi ve tanımasının Mustafa Kemal Atatürk zamanında gerçekleştiğini vurgulayarak, "Ondan önce halk kültürümüz, bu değerde değildi, bu önem verilmiyordu. Onun için şunu söylüyorum. Bizim liderimiz Atatürk, tapu senedimiz Lozan ve biz de Lozan'ın ozanlarıyız. Lozan'ın yarattığı ozan diyebilirsiniz." diye konuştu.
Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğine işaret eden Livaneli, şunları söyledi:
"Ülkemiz çeşitli çalkantılardan geçiyor. Çeşitli mücadeleler veriyorsunuz. Biz de sanat alanında bu mücadeleyi sürdürmeye çalışıyoruz. Şu hiçbir zaman unutulmasın, tarihi çarpıtmaya çalışıyorlar, başka türlü anlatmaya çalışıyorlar. Bizim gibi askeri darbelerden en fazla acı çekmiş insanları sanki askeri darbelerden yanaymış gibi anlatmaya çalışıyorlar. Oysa tarihi biraz bilenler biliyor ki, askerle siyasetin ayrılmasına en büyük özen gösteren komutan Mustafa Kemal Atatürk'tür.
Biz, her zaman sivil siyasetle, sanatla, kültürle var olmaya devam ettik ve edeceğiz. Çünkü, bu bizim en büyük gücümüz. Başkalarında belki para daha fazla, belki bazı oyunları becerme kabiliyeti daha fazla. Ama bizim elimizden alamayacakları bir güç var. Sanat ve kültür bizim işimiz. Çünkü, sanat insan sevgisini estetikle işlemek demektir ve bunu sağcılar yapamaz. Bu solun işidir. Tarih boyunca bütün dünyada solun işidir, kültürü değerlendirmek de solun işidir. Dolayısıyla, bizim büyük mücadelemiz kültür alanındadır. Bu alanda, elimizden geleni yapacağız."
- "Aydınların isimleri de 'mıh' gibi çakılmalı"
Yapımcı Nebil Özgentürk de her toplumda sanatçıya değer verilmesi gerektiğine işaret ederek, bugün temeli atılan sanat merkezinin Livaneli'nin çocukluğunun geçtiği yerde yapılmasının da ayrı bir önem taşıdığını kaydetti.
Özgentürk, "İyi ki bu karanlık, zalim dönemde iyi ki sığanacağımız sanat diye bir liman var." dedi.
Çankaya Belediye Başkanı Alper Taşdelen de sanatçıların yaşarken onurlandırılmasının daha anlamlı olduğunu düşündüğünü aktardı.
Livaneli'nin adının bu merkeze verilmesinin onurunu yaşadıklarını bildiren Taşdelen, "Çankaya'da Zülfü Livaneli'nin isminin olması çok önemli. Çankaya, Mustafa Kemal Atatürk'ün ilçesi, onun kurduğu ilçe. Onun ilçesine, orası emperyalizmle mücadele ettiyse, orası bilim dışı, akıl dışı olan her şeyle mücadele ederek, bu ülkeyi kurduysa, onun yolunda bu ülkede zulme karşı cumhuriyeti, demokrasiyi, insan haklarını savunan aydınların isimleri de 'mıh' gibi çakılmalı diye düşünüyorum." diye konuştu.
AA