Genel

Caroline Koç Avrupa'da mağaza açacak!

Caroline Koç ' çeşme-Alaçatı ve Beyrut'ta bir mağazamız var şimdilik. Önümüzdeki bir-iki sene içinde de mutlaka Avrupa'da bir mağaza açmak istiyoruz.' dedi...  

KOç Holding Kurucusu Vehbi Koç tarafından 1985'te temelleri atılan Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAPV) 26. yılını kutluyor. Vakıf, Türkiye'de anne-çocuk sağlığı ve cinsel sağlık şartlarının iyileştirilmesi konularında projeler üretiyor; bu hizmetlere erişimi kolaylaştırmak için uğraşıyor.

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç'un zarif eşi Caroline Koç'un beş yıldır başkanlığını sürdürdüğü vakıf, geçtiğimiz hafta sadece kadınların katılımı ile düzenlenen özel bir davetle gündeme geldi.

Cemiyet ve iş hayatının birbirinden ünlü simaları bu davete katıldı, ünlü isimler sahne aldı. Alev Taşkent Belgin'in gelirini vakfa bırakacağı Annem Derdi ki isimli kitabınm tanıtımı da aynı davette yapıldı.

Bu özel davetin ardından vakfın başkanı Caroline Koç ile buluştum; hem vakfın son dönem çalışmalarını, hem yarattığı Haremlique markasını konuştuk...

- Vakfa gelir sağlamak amacıyla bir davet verdiniz. Bu vesileyle Annem Derdi fci isimli kitabın tanıtımını da gerçekleştirdiniz. Bu kitabın önemi neydi

- Alev Taşkent Belgin Hanım uzun yıllardır bir kitap üzerinde çalışıyormuş. Hem annesinin sıkça kullandığı atasözlerini, hem kendi etrafında duyduğu sözleri derlediği bir kitap bu. İçinde gerçekten enteresan atasözleri var... Kitabın oluşturacağı geliri bir vakıf için bağışlamak istemiş. Bizim çalışmalarımız da genellikle anne ve çocuk odaklı olduğu için vakfımızı uygun görmüş ve bize ulaştı. Bizde kitabı çok beyendik, tamamlanmasına yardımcı olduk, baskıyı yaptırdık. Geçtiğimiz haftada bir davetle kitabın tanıtımını gerçekleştirdik.

- Kaç bilet sattınız, ne kadar gelir elde ettiniz

- Doğrusu katılım sayısının üzerinde bilet sattık bilet sattık ama katılımda çok iyiydi. 600 kişiye ulaştık. Biletler 200 liradan satıldı. Bunun dışında, sponsorlarımız bize çok destek verdi, iyi bir kaynak sağlandı vakıf için, gayet memnunuz.

- Organizasyonun sunuculuğunu Demet Akbağ yaptı; Erol Evgin, Sibel Can ve Ziynet şžali gibi isimler sahne aldı. Bu isimleri seçmenizin özel bir nedeni var mıydı

- Hem Erol Evgin'le hem Sibel çan'la diğer vakıf gecelerinde birlikte çalışmıştık. Ziynet şžali de beğenilen, popüler bir isim, onun da olmasını arzuladık. Demet Akbağ'la önceden tanışıklığım vardır. Kendisiyle iletişime geçtik, bu projede bizimle birlikte çalışmasını rica ettik, o da sağ olsun bizi kırmadı ve organizasyonun bir nevi 'orkestra şefliğini' yapmayı kabul etti. özellikle kadınların ilgisini çekmek ve desteğini sağlamak istedik bu yüzden de kadınlara yönelik bir organizasyon olmasını tercih ettik.

- 26 yıllık geçmişe sahip bir vakfın başkam olarak öncelikleriniz nelerdir, hangi konularda çalışıyorsunuz

- Vakıf, 26 yıldan bu yana anne ve çocuk sağlığı, doğurganlığın düzenlenmesi, cinsel sağlık konularında yaptığı programlarla ailelerin yaşam kalitesini yükseltmek için çalışıyor. Hızla değişen ülkemizde öncelikler ve sorun alanları da biçim değiştiriyor. Artık ergenlere ve gençlere yönelik cinsel sağlık eğitimi, erkeklerin katılımı, kadın haklarının yaşama geçirilmesi konularımda da çalışıyoruz.

- şžu anda en şaşırtıcı sonuç nedir kadın ve anne sağlığıyla ilgili

- Türkiye nüfus ve sağlık araştırmasına göre, son beş yıl içinde Türkiye'de gebelerin yüzde 23'ü doğum öncesi bakım . almamış ve doğumların sadece yüzde 80'i eğitimli bir sağlık personeli tarafından gerçekleştirilmiş. Ü®şte bu yüzyılda kabul edilemez bu tabloyu değiştirmek; yeterli, önleyici ve tedavi edici hizmetlerden yoksun milyonlarca anne ve çocuğa bu hizmetleri ulaştırmak için mücadele vermeliyiz. Ayrıca genç yaşta çocuk sahibi olmak ve bebek ölümleriyle ilgili rakamlar çok yüksek. Bu noktalarda aileleri, gençleri ve kadınlarımızı eğitmeye odaklanıyoruz ve    odaklanıyoruz ve   elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi, milli gelir açısından dünyada 17. sırada olan ülkemiz, Birleşmiş Milletler'in insani gelişmişlik endeksi sıralamasında 182 ülke arasında 79. sırada. Bu da gösteriyor ki; ekonomik büyüklük ne yazık ki insani gelişmişliği ve sosyal kalkınmayı beraberinde getirmiyor. Öte yandan tüm veriler, insani gelişmişliğin, ekonomik büyüme ve kalkınmayı beraberinde getirdiğini doğruluyor. Sosyal kalkınmanın önemli göstergelerinden biri olan anne ve bebek ölümlerinin ülkemizde, AB ülkeleri ortalamasına göre çok yüksek olduğunu izliyoruz. Bu nedenle vakfımız son senelerde 'Güvenli Annelik' konusuna da odaklanmış durumda.

-  çalışmayı seviyorsunuz, iş hayatının içinde olmayı tercih ediyorsunuz. Aslında 'hiçbir şey yapmama' lüksünüz de var, neden koşturuyorsunuz bu kadar

-  Evet hiçbir şey yapmamak da mümkün ama benim yapım böyle (gülüyor)! Duyarlı bir insanım, o nedenle, büyük bir keyifle vakıfta çalışıyorum ama üretken olmayı da seviyorum. Haremlique çok sevdiğim bir iş. Ailem İzmir'de yıllarca tekstil işiyle uğraştı, ben de işin içinde büyüdüm...

-  Aslında işletme eğitimi aldınız, değil mi

-  Evet. Okulu bitirince de, evlenip İstanbul'a geldim.

- Kaç yaşında evlendiniz
-21. Dolayısıyla ailemle birebir çalışma fırsatım olmadı ama işleri takip ederdim her zaman. Tekstil alanında iş yapmak da her zaman aklımdaydı.

- Peki 'bir marka   yaratacağım' diye mi yola çıktınız, hobi olarak mı başladı her şey

- Başından beri 'bir marka yaratacağım' iddiasındaydım hep.

- Türkiye'nin en eski tekstilcilerinden, Giraud 'Kesindensiniz. Bu tekstil geleneğini devam ettirmek için mi tekstil işini seçtiniz

- Aslında Türkiye'de çok lüks tekstil markası olmadığı için böyle bir marka yaratmak istedim. Evet, çok tekstil markası ve fabrikası var, fakat lüks tekstil yurtdışına gönderiliyor. Banu Yentür'e götürdüm bu teklifi, o da kabul etti ve bu işe soyunduk.


Avrupa'da mağaza

- Tasarımları bizzat siz mi yapıyorsunuz

- Ortağım ve ben birlikte yapıyoruz tasarımları; Banu zaten tasarımcıdır. Marka da tamamen bizim zevkimizin izlerini taşıyor. En önemlisi, her şeyi Türkiye'de üretiyoruz ve buna çok özen gösteriyoruz.

- Satışa merakınız ve yeteneğiniz var mı peki

- (Gülüyor.) çok iyi olduğumu söyleyemem. Arada mağazada bulunuyorum ama o kuvvetli bir yönüm değil.

-Haremlique markası için planlarınız var mı

- Londra Harrods'ta kahvelerimiz satılıyor, aynı yerde tekstil ürünlerini satmak için de görüşmelerimiz sürüyor. çeşme-Alaçatı ve Beyrut'ta bir mağazamız var şimdilik. Önümüzdeki bir-iki sene içinde de mutlaka Avrupa'da bir mağaza açmak istiyoruz.

- Markayı yaymak taraftan mısınız, butik kalmak mı istiyorsunuz

- Tercihimiz butik kalmak; Türkiye'de çok genişletmeyeceğiz. Bütün dünyanın tanıyacağı bir marka.yarştmış olmak istiyoruz.
Deniz ve çeşme benim için önemli

- Denize ve çeşme'ye büyük tutkunuz var, mağaza şubenizi Alaçatı'da açmanız da bununla mı ilgili

- İzmirli olduğum ve bütün çocukluğumun yazlarını çeşme'de geçirdiğim için, orası benim için önemli. Bizimki gibi bir marka için de, iyi bir nokta.

- Teknede olmayı seviyorsunuz sanırım. Yazları sizi otelden çok teknede görüyoruz...

- Evet. Mustafa da, ben de denizi seviyoruz, dalmaya meraklıyız. Tekneyle daha keyifli geçiyor tatiller.

- Peki rahat hissediyor musunuz kendinizi Türkiye'de Gittiğiniz yerlerde haber olmak, tatillerde bile 'korunaklı' hareket etmek zorunda kalmak yoruyor mu sizi, ne düşünüyorsunuz

- Tabii ki 'Keşke olmasa,' diye düşünüyorum. çünkü çocuklar da çekiniyor. Büyük kızım fotoğrafının çekilmesinden çok rahatsız oluyor. Böyle zamanlarda biraz zorlandığımız oluyor açıkçası.

- Bir Asmalımescit gecenizi hatırlıyorum mesela; paparazziler epey şaşırmıştı orada olmanıza!

- Evet, o ilgi hoşuma gitmiyor açıkçası, herkesin dönüp bakması... Normal bir şekilde yürürken, birdenbire herkes dönüp bakıyor, 'Kim bu, nereden çıktı, kimin fotoğrafını çekiyorlar' diye.

- Yani Koç soyismine sahip olmanın, zaman zaman zor olduğunu da düşünüyor musunuz

- Yok, bunlar çok ufak şeyler. 'Zor' diye adlandırılabilecek kadar zorluk yaşamıyorum.

Önemli olan çocuk sayısı değil, bilinçli karar vermektir


- Vakıf olarak insanlardan ne bekliyorsunuz peki Mesela normal vatandaş bu vakıf için ne yapabilir

- En önemlisi farkmdalık. Bu problemlerin mevcudiyetinin farkında olmak ve bu duruma karşı duyarlı olmak! En basit şekliyle, sağlık
konusunda bir kadına tavsiyede bulunmak, eğitimine destek olmak, en ufak ihtiyacı olanı dinlemek. Sorunların çözümü ile ilgili en ufak fikir dahi, onları çok güçlendirebilir.

- Aile sağlığı ve planlaması konusunda çalışan bir vakfın başkam olarak

- Başbakan'ın 'üç çocuk yapın' açıklaması için ne düşünüyorsunuz

- Biz hiçbir şekilde, ailelerin kaç çocuk yapacağına karışmıyoruz, bu konuda da müdahaleye karşıyız. Sağlık riski olmadığı sürece, sağlık konusunda istedikleri gibi danışmanlık ve hizmet alabildikleri sürece buna kendileri karar vermeli. Annelik rolü çok önemli, bunu çok iyi üstlenebilmek lazım. Dolayısıyla kararlarını hayatlarıyla çelişmeyecek ve bilinçli bir şekilde kocalarıyla beraber vermeliler. Yani kadının da söz hakkının olması önemli; çocuk sayısı değil!

- Medyaya yansıdığı kadarıyla kadın cinayetleri ve dayak çok arttı. çalışmalarınız gündeme göre değişiyor mu zaman zaman

- Değişebiliyor ama önemli olan, kadınların eğitimi, toplumda güçlenmeleri, aile içinde de eşit söz sahibi olmaları. Kadın haklarının üzerine gitmek çok önemli Türkiye'de şu anda; bu gelişim ve değişim pek çok sorunlu alanı düzeltir! çünkü özgüveni olan bir kadına herkesin saygısı artar. Bu da bütün Türkiye'yi çok güçlü kılar, buna inanıyorum.

Sabah/şžirin Sever