Çarşı, kentin aynasıdır!
Prof. Dr. Köksal Alver, bir toplumsallaşma birimi olarak tanımladığı çarşının temelinde saygı ve güven olduğunu ve çarşı esnafının, alışverişin aslında ciddi bir kültür işi olduğu bilinciyle hareket etmesi gerektiğini söylüyor.
TOKİ Haber'de yer alan habere göre ilişkilerin sadece satış üzerinden yürümediği, maddi alışverişler kadar görüş alışverişlerinin de yapıldığı yerlerdir çarşılar. Bir şey satın alınmasa bile hayata dair sohbet bedavadır ve tadına doyulmaz. ’Satıcı-müşteri' değil, 'ev sahibi-misafir' vardır çarşılarda ve son tahlilde misafir memnun ayrıldığı esnaf dükkânını, kimi zaman olur ki evinden sonra ikinci mekânı sayar.
TOKİ Haber'de yer alan habere göre Prof. Dr. Köksal Alver, bir toplumsallaşma birimi olarak tanımladığı çarşının temelinde saygı ve güven olduğunu ve çarşı esnafının, alışverişin aslında ciddi bir kültür işi olduğu bilinciyle hareket etmesi gerektiğini söylüyor ve ekliyor: "Çarşının ürettiği kültür, bütün bir şehre yayılır."
1-) Çarşıların sosyal ve kültürel hayatımıza kazandırdığı zenginlikleri, buralardaki alışveriş kültürünü, 'çarşı-mahalle-mahalleli' ilişkisi bağlamında anlatır mısınız?
Çarşının ve çarşı esnafının şehir-mahal-le ilişkisinde önemli rolleri bulunmaktadır. Güven esasına dayanan çarşı işi, şehir ilişkilerinin ne kadar hassas olduğunu gösterir. Çarşının temelinde hürmet, saygı ve güven vardır. Güveni tesis etmek, müşteriyi aldatmamak, kötü ürün satmamak gibi ahlaki temellere dayanır çarşı işleri. Sadece alıp satmak, alışveriş yapıp gitmekle ilgili değildir çarşı. Müşteri kazanmak, helal kazanç elde etmek, sağlam ürün üretmek, güveni tesis etmek ve bütün bunları yaparken rol model olmak, öğretici olmak, güzel bir iz bırakmak, geleneği sürdürüp yenilemek gibi ilkeleri de içerir çarşı. Mahallelinin çarşıya gelmesi, şehir insanının orada toplanması, şehir ilişkilerine katılması bu ilkeler çerçevesinde gerçekleşir esasen. Esnaf-halk ilişkisi temel bir ilişki biçimi olmuştur her zaman. Çarşının güvenliğiyle mahallenin güvenliği eş değerde önemlidir. Şehrin güvenliği de bunlara bağlıdır. Bu yüzden çarşı esnafının, alışverişin aslında ciddi bir kültür işi olduğu bilinciyle hareket etmesi gerekir. Alışverişin, şehir hayatına can katan ritüellerin ve kültürün görüldüğü, tecrübe edildiği, taklit edildiği ve öğrenildiği bir alan olduğu unutulmamalıdır.
Çarşı bir toplumsallaşma birimidir, insan ilişkilerinin yoğun akışına sahne olur. Toplumun değişik kesimlerinden hemen herkes çarşıda yer alır; esnaf, din adamları, bürokratlar, yöneticiler, deliler, çocuklar, kadınlar, işsizler ve hemen herkes oradadır. Toplumda ne kadar tip, insan, grup, yapı varsa onların insanları çarşıdan geçerler, orada konaklarlar, orada yeni bir kültürü var ederler. Yoğun bir insan kümesini barındıran çarşı, çeşni bir kültür üretir ve bu kültürü insanlar kanalıyla toplumun diğer bölgelerine yayar. Çarşının ürettiği kültür, bütün bir şehre yayılır ve tanınır.
"ÇARŞI RİTÜELLERİNDE BÜYÜK GELENEĞİN İZİ GÖRÜLÜR"
Çarşı sosyokültürel bir merkezdir aynı zamanda, öğreticidir, büyük bir tecrübe alanıdır. Sadece ekonominin ritüelleriyle işlemez; ait olduğu toplumun yaşam biçiminin, ilişki biçiminin, aktörler arasındaki sosyalleşmenin ve iletişimin bir yansımasıdır. Bu yönüyle çarşı, şehir hayatının nüanslarını içinde barındıran ilginç bir yaşam alanıdır. Bir şehrin ve kasabanın hayat şekillerinin, düşünce dünyasının, gönül dünyasının emarelerinin izlendiği, tecrübe edildiği, gözlendiği, süreklilik içinde fark edildiği zengin bir kültür damarıdır. Bir üretim yeri olan çarşının, kültür hayatında önemli bir yeri bulunmaktadır. Çarşı ritüellerinde büyük geleneğin izi görülür. Bir kimlik aşısı yapan büyük gelenek, ritü-ellerle insanı sürekli hayatın içinde tutar, hayatla yüzleştirir. Çarşıda bulunmak, çarşılardan geçmek, çarşıya inmek esasen şehir hayatına, şehrin kültürel iklimine katılmak demektir. Çarşılarında dolaşılmayan bir şehir bilinemez, tanınamaz; şehre aşina olmak öncelikle şehrin çarşılar nı, çarşı kültürünü, esnaf-mahalleli, esna halk arasındaki ilişkileri bilmekle sağlanabilir. Çarşı, şehrin sembolü, imajın aynasıdır.
Çarşı, gözlem, sohbet, tanışma imkânı verir. Çarşı kültürünün temelinde insan ilişkileri bulunur. Bir etkileşim alanıdır çarşı, çoğul ortamıyla hayatı temsil eder. Herkes ve her şey oradadır tıpkı hayat gibi. Hayat da herkesi ve her şeyi içerir; tehlike ile güvenlik, yoksulluk ile zenginlik, sağlık ile kötürümlük, güç ile acizlik, küçüklük ile büyüklük, temizlik ile kirlilik hep iç içe, yan yana, karşı karşıyadır hayatta. Çarşı da öyledir.
2-) Çarşıların mekânsal kimlik ve kültürünün sürdürülebilirliği neden önemlidir? Bu devamlılığın sağlanması noktasında nasıl önerilerde bulunursunuz?
Çarşı, işlerin, alışverişin, ticaretin, iktisadın hayat verdiği bir yapılar kompleksidir. Değişik üniteleri bir araya getiren bir bütünsel yapıdır. İçinde kapalı çarşıları, pazarları, bedestenleri, arastaları, dükkânları, tezgâhları barındıran bir büyük yapı kompleksidir. Her bir birimin kendine özgü özellikleri ve sembolik değerleri mevcuttur. Ama her birinin temelinde yer alan düşünce hemen hemen aynıdır; üretim-tüketim ilişkisi, kâr güdüsü, para kazanma algısı.