Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi!
Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM'ye sunuldu. Kanun teklifi ile karşılıksız çekten kaynaklı hapis cezasının kaldırılması öngörülüyor.
Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM'ye sunuldu. Komisyonda görüşmeleri devam eden kanun teklifi ile çek hesabı açtırmak isteyenlerden adli sicil kayıt hesaplarını isteme zorunluluğunun kaldırılması; çek bedelinin, bankanın ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmi ödenmesi halinde başlatılacak işlemlerin hapis cezası yerine idari yaptırıma tabii olması ve karşılıksız çekten kaynaklı hapis cezasının kaldırılması amaçlanıyor.
GENEL GEREKÇE
Ülkemizde uzun dönemdir izlenen üretime değil tüketime, ihracata değil ithalata, sanayi ya da yüksek teknolojiye dayalı sektörlere değil hizmet sektörüne yönelik politikalar ekonomimizin, yüksek enflasyon altında resesyona girmesine sebep olmuştur. Bir yandan tüketim mallarının fiyatlarında artış yaşanırken diğer yandan alım gücü gerilemiş, işsizlik oranı yüzde 13'lere ulaşmış durumdadır.
ÇEK KANUNU'NDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
MADDE 1 : 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununun 2 nci maddesinin ikinci fikrasında yer alan "ile adlî sicil” ibaresi, metinden çıkartılmıştır.
MADDE 2 : 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununun 3 üncü maddesinin altinci.
fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
"(6) Muhatap bankanın üçüncü fikraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmî ödeme hâlinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, icra ceza mahkemesinden idari yaptırım talebinde bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile icra ceza mahkemesinden idari yaptırım talebinde ispat aracı olarak kullanabilir. İcra ceza mahkemesi veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin asli bu mercilere gönderilir."
MADDE 3 – 14/12/2009 tarihli ve 5941 sayılı Çek Kanununun 5 inci maddesinin başlığı “Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” şeklinde, üçüncü fikrasında yer alan "hukukî ve cezai sorumluluk” ibaresi “hukukî sorumluluk ile idarî yaptırım sorumluluğu” şeklinde, birinci ve onuncu fikraları aşa şekilde değiştirilmiş; ikinci, dokuzuncu ve onbirinci fikraları yürürlükten kaldırılmıştır.
"(1) Üzerinde yazılı bulunan düzenleme tarihine göre kanunî ibraz süresi içinde ibrazında, çekle ilgili olarak karşılıksızdır işlemi yapılması hâlinde, altı ay içinde hamilin talepte bulunması üzerine, çek hesabı sahibi gerçek veya tüzel kişi hakkında, çekin tahsil için bankaya ibraz edildiği veya çek hesabının açıldığı banka şubesinin bulunduğu yer ya da çek hesabı sahibinin yahut talepte bulunanın yerleşim yeri icra ceza mahkemesi tarafından, her bir çekle ilgili olarak çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı verilir. Bu fikra hükmüne göre çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı, karşılıksızdır işlemine tabi tutulan çekin düzenlenmesi suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi hâlinde de verilir."
Ekonomide yaşanan bu olumsuz tablo ne yazık ki en çok dar gelirli vatandaşlarımızı ve orta ölçekli işletmeleri etkilemektedir. Yayınlanan son raporlara göre, zamanında ödenmediği için takibe alinan krediler 28.6 milyar lira artarak 23 Ağustos itibariyla 122.6 milyar lira oldu. Kredi stokunun yüzde 5.1 oranında arttığı bir dönemde batık kredilerdeki artış oranı yüzde 30.5'i buldu. Kredi kartı borcu 1 Ocak-23 Ağustos 2019 arasında 9.9 milyar lira artarak 528.11 milyar liraya çıktı. Bu borcun 416,4 milyar lirası tüketici kredilerinden, 111.7 milyar lirası kredi kartlarından kaynaklanıyor. Takibe alınan tüketici kredisi ve kredi kartı borcu ise 2.8 milyar lira daha artarak 23 Ağustos 2019 itibarıyla 21.5 milyar lira oldu.