Genel

Çevre Mühendisleri çevre duyarlı kentsel dönüşüm istiyor!

Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, kentsel dönüşümün çevresel etkiler gözardı edilmeden hayata geçirilmesini istedi.Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan konu ile ilgili açıklama yaptı.


Koza TV’de yayınlanan ve Gazeteci Murat Barhun’un hazırlayıp sunduğu Parantez programına konuk olan Doğan, Kentsel dönüşümün çevresel etkilerin de göz önünde bulundurulmasının yaşam kalitesini yükselteceğini söyledi.


Kentleşme, demografik açıdan kent sayısının ve nüfusun artışı anlamına geldiğini, toplumun sosyo-ekonomik yapısına göre değişkenlik gösteren bir durum olduğunu anlatan Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, “Kent; İnsanların yaşamlarını sürdürdükleri mekan, toprak parçasıdır. Adana çarpık kentleşmenin yoğun olduğu bir kenttir. Kentimiz; daha iyi yaşamak amacıyla göç eden insanların tercihlerinde, öncelikli sıralarda yer almaktadır. Göç almasının nedeni çekiciliğinden değil, göç veren kırsalın sınırlı koşullarındandır” dedi.


“KENTSEL DÖNÜŞÜMDE TOPLUM YARARI GÖZETİLMELİ”


Doğan daha sonra şunları söyledi:

“Günümüzde kentsel yenileme, iyileştirme, koruma ve canlandırma gibi kenti daha iyi bir duruma getirmek için yapılan çalışmalar “Kentsel Dönüşüm” adı altında gerçekleştirilmektedir. Kentsel dönüşüm kentin gecekondu alanlarında, kent merkezlerinde, sanayi alanlarının kent merkezlerini terk etmesi sonucu oluşan yıkıntı alanlarında, olası bir afet sonrasında kentin en fazla zarar görmesi muhtemel olan alanlarında koruma, yenileme, iyileştirme, yenileşme, yeniden canlandırma ve soylulaştırma araçlarını kullanarak bu alanların toplum yararına düzenlenmesini amaç edinmelidir. Kentsel dönüşüm uygulamaları kentlerin sürdürülebilir planlı, sağlıklı kentleşmesi için oldukça önemlidir. Kentsel dönüşüm, sadece gecekonduları ve sağlıksız binaları yıkıp yerine yeni apartmanlar dikmek demek değildir. Kentsel dönüşümde; sosyal donatı alanları yaratmak ve kente yeni yeşil alanlar kazandırmak gerekmektedir. Üstelik kentsel dönüşüm, her kentin coğrafi konumu ve sosyo-kültürel özelliklerine göre değişkenlik göstermelidir. Kentsel sorunlara çözüm üretmek amacıyla, değişime uğrayan bir bölgenin ekonomik, fiziksel, sosyal ve çevresel koşullarına kalıcı bir çözüm sağlamaya çalışan kapsamlı bir projeler üretilmelidir”


“KENTSEL DÖNÜŞÜM RANT AMAÇLI YAPILMAMALI“


Kentsel dönüşümün Dünya’da güzel örnekleri olduğunu anımsatan Doğan, sözlerini şöyle sürdürdü;

“Yunanistan’da Sular İdaresi, Demiryolu idaresi, Tarım Bakanlığı, Ekolojik Tarım Derneği, Yenilenebilir Enerji Kaynakları Merkezi gibi birimler proje için bir araya gelmişlerdir. Projenin Amacı Atina’nın kuzey batısında yer alan düşük gelir grubunun yaşadığı 66 hektarlık "Oueen’s Tower Park" bölgesinde yeşillendirme, ağaçlandırma, su oyunları, yaya ve bisiklet yolları, organik ekim yöntemleri, sürekli "yeşil fuar" alanları oluşturmak ve Atina bölgesi bitki örtüsünün tanıtıldığı açık hava müzesi oluşturarak çevresel ve ekonomik yenileşme gerçekleştirmek. Ancak ülkemizde bu olumlu örneğe karşı Samsun’da kentsel dönüşüm uygulamalarındaki yanlışlıklar vahim sonuçlar doğurmuştur. Samsun’da yaşanan sel felaketinde vatandaşların hayatını kaybetmesinin nedeni olarak, kentsel dönüşüm çalışmalarının sadece rant amaçlı yapılmasından kaynaklandığını söylemek mümkündür.”


“KENTSEL SAÇAKLAMA DOĞAL YAPIYI YOK EDİYOR”


Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) Adana Şube Başkanı Kenan Doğan, Kentsel saçaklanmanın da doğal yapıyı hızla yok etmekte, ekolojik dengeyi bozmakta ve tarımsal üretimi olumsuz etkilemekte olduğunu söyledi. “Kentlerin mekanda aşırı yayılması, en başta mekanın temel varlığı olan toprağı etkilemektedir” diyen Doğan şöyle devam etti:


“Kırsal alan ve faaliyetleri için son derece önemli olan toprak, aynı zamanda kentleşme ve sanayileşme için de mutlak gerekli olduğundan, bu eğilimler öncelikle kentin yakın çevresindeki toprağı tehdit etmektedir. Kentsel gelişme baskısı ile; toprak en başta özelliğini büyük ölçüde yitirmekte, içerdiği biyolojik çeşitlilik azalmaya başlamakta, su tutma kapasitesinin azalmasıyla erozyon hızlanmakta, toprak yüzeylerin yerini doğal olmayan beton yüzeylerin almaya başlamasıyla yağışların toprağa ve yer altı sularına erişimi engellenmektedir. Bunun sonucunda en ufak yağışta seller gerçekleşmekte halkımız vahim olaylar yaşamak durumunda kalmaktadır. Suyun yeraltına ulaşması engellendiğinden, yer altı suları beslenemez hale gelmektedir. Bunun sonucunda ise, artan yer altı suyu kullanım ihtiyacına karşı hidrolojik döngü ve hassas kıyı ekosistemi zarar görmektedir. Sonuç olarak, toprağın, kentsel gelişme baskıları sonucu öz yapısına aykırı şekilde kullanılması en başta ekolojik yapıyı olumsuz etkilemektedir. Kentleşen alandaki önemli sorunlardan biri, kentsel gelişim için kullanılmak istenen alanın oldukça büyük bir kısmının verimli tarım toprağı olmasıdır.”


Milliyet