Çin’e karşı yerli üreticiyi koruyan önlemler isteniyor!
Geçtiğimiz yıl 34.7 milyon ton çelik üretimi gerçekleştiren çelik sektörü, bu üretim kapasitesi ile dünyanın en büyük 8’inci, Avrupa’nın ise 2’inci büyük üreticisi konumunda yer alıyor.
Geçtiğimiz yıl 34.7 milyon ton çelik üretimi gerçekleştiren çelik sektörü, bu üretim kapasitesi ile dünyanın en büyük 8’inci, Avrupa’nın ise 2’inci büyük üreticisi konumunda yer alıyor. 2013’te üretiminin 18.4 milyon tonunu 13.9 milyar dolara ihraç eden sektör, bu yılın ocak-eylül döneminde geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 3.3 azalış ile 10 milyar 110 milyon dolar, miktar bazında ise yüzde 4.5 düşüş ile 13.3 milyon ton olarak ihracat gerçekleştirdi. Özellikle ABD’de açılan antidamping soruşturmaları ve Irak’taki iç savaş nedeniyle üretiminde ve ihracatında gerileme yaşayan çelik sektörü, son aylarda da Çin’den gelen ucuz ürünler nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçiriyor.
ABD’nin Çin’e filmaşinde uygulamaya koyduğu damping sonrası, Çin’in filmaşinleri son bir aydır Türkiye’ye çok ucuza satması da yerli üreticileri isyan noktasına getirdi. Çin’in dünya çelik üretiminin yüzde 50’sinden fazlasını gerçekleştirdiğini anlatan Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Kemal Ekinci, bu özelliği nedeniyle Çin’in tehlike arz ettiğini vurguladı. ABD’ye ihracatı azalınca ve Avrupa’ya mal satamayınca Çin’in diğer ülkelere saldırmaya başladığını söyleyen Ekinci, Çin’in buna devam edeceğini, Türkiye’nin de buna karşın korunmasız bir şekilde durduğunu belirtti.
Çin’in ihracatı bu yıl 80 milyon tonu bulacak
Çinlilerin her yıl üretimlerini anormal derecede artırdıklarına dikkat çeken Ekinci, sözlerine şöyle devam etti: “Başka ülkelerde üretim azalırken, Çin üreterek dünyada üretim artıyormuş gibi gösterdi. Tabi bunu da bir yerde Çin’in tüketmesi lazım. Kendi bünyesinde tüketemeyince geçen sene 35 milyon ton ihracatlarını bu sene 80 milyon tona çıkarıyorlar. Buradaki yapıya baktığımızda, Çin’dekilerin büyük çoğunluğu devlet şirketi. Dünya Ticaret Örgütü’nün (DTÖ) kurallarına uygun hareket edince bu tür tehlikeler ortadan kalkacak. Ancak şu an zararına da olsa mal satıyorlar.” Artan ithalattan dolayı bütün çelik üreticilerinin etkilendiğini ifade eden Ekinci, Çin’in ayrıca Ortadoğu ve Afrika gibi kendi ihraç pazarlarına da ucuz ürünler sattığını kaydetti. Ekinci, bu durumun kendileri açısından ihraç pazarlarını kaybetme riski yarattığını sözlerine ekledi.
Ekonomi Bakanlığı konuyu yakından inceliyor
Konuyu Ekonomi Bakanlığı’na intikal ettirdiklerini dile getiren Türkiye Demir Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan, bakanlığın konuyu yakından incelediğini belirtti. Çin’nin, geçmişte hem üretimini hem tüketimini yüzde 20’ler, sonra yüzde 10’lar seviyesinde artırdığına dikkat çeken Yayan, şunları söyledi: “Bu yıl için de hedefl eri yüzde 6-7 artış seviyesindeydi. Ancak ortaya çıkan durum, Çin’in tüketiminin ya geçen yılla aynı seviyede, ya da negatif gelişebileceği yönünde. Buna karşın üretiminin yüzde 3-4 artabileceği görülüyor.
Çin’in üretimi ile tüketimi arasındaki 1 puanlık fark, 8.2 milyon tonluk ihtiyaç fazlası üretim anlamına geliyor. Şu anda 4 puana yakın bir fark var. Dolayısıyla 30 milyon tondan daha fazla piyasalara ilave satış var. Maalesef Çinlilerin orta ve uzun vadeli değil de, günü kurtarma anlayışıyla devam ettikleri, çok bilinçsizce bütün piyasalara saldırıp tahrip ettiği görülüyor. Buna karşın bütün ekonomiler bir takım tedbirler alıyor. Türkiye’nin bu konu dışında kalması söz konusu olamaz. Ekonomi Bakanlığı’nın bu konu üzerinde çalıştığı ve yakın bir tarihte tedbir açıklayabileceği kanaati ve beklentisi içerisindeyiz.” Çin’in fazla üretiminin giderek arttığını ifade eden Yayan, “Çin’in yıllık üretimi 820 milyon ton. Tüketimi ise 750 milyon ton. Fazlalığı tüm dünya piyasalarına satıyor. Çin’in üretimindeki artış fren tutmuyor. Dolayısıyla Çin çelik sektörü bütün dünyayı istila eden bir görüntüye sahip. Üstüne üstlük Çin’in mahalli idareleri sektörü destekliyor” dedi.
Bu sıkıntının son birkaç aydır başladığını, ama son 1 aydır etkisinin net bir şekilde ortaya çıktığını belirten Yayan, yılın ilk 8 ayında Çin’den ithalatın yüzde 90 civarında arttığını, ancak bu kadar tahrip edici fiyatların piyasalara girişinin eylül-ekim aylarında olduğunu anlattı. Yayan, “İthalatın artması bizim piyasayı alt üst etti. Alıcı 490 dolara alabileceği bir ürünü, ondan 50-60 dolar aşağıya bulunca Çin mi Türk mü olduğuna bakmaksızın ucuzuna yöneliyor. Herhangi bir kalite değerlendirmesi de yapmıyor. Bu durum, büyük emeklerle kaynak tahsisleriyle oluşturulan Türkiye’deki kapasitelerin devre dışı kalmasına neden oluyor” diye konuştu.
Mısır'dan ek vergi
Bu arada, Mısır yerel inşaat demiri üreticilerini korumak için ithal ürünlere yüzde 7.3 geçici ek vergi getirdi. Ek ithalat vergisi azami 200 gün süreyle geçerli olacak. Ancak daha sonra kalıcı hale getirilebilecek.
‘Gümrüksüz alınan ürünler iç piyasaya sürülüyor’
Türkiye’nin artan çelik ithalatının iki sebebi olduğunu anlatan Namık Ekinci “İlki, Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında gelen ürünler. İkincisi ise Gümrük Gözetimi Altında Yapılan İthalat. Minareyi çalanlar kılıfına uydurmaya çalışırlar ya, onun gibi bir ithalat şekli. DİR kapsamında yapılan ihracatı gümrüksüz ithal edersin, ama ihraç etmek zorundasın. Gümrük Gözetimi Altında Yapılan İthalat, yine gümrüksüz yapılıyor ama iç piyasaya satılıyor. Özellikle yassı üretimde. Bunun bir an önce kalkması lazım” ifadelerini kullandı.
Dünya