Coca-Cola, 111 Navy Chair projesiyle pet şişeleri sandalyeye dönüştürdü!
Coca-Cola, geçtiğimiz yıl '111 Navy Chair' isimli bir sürdürülebilirlik projesine imza attı ve PET şişeler, sandalyeye dönüştürüldü
Coca-Cola, geçtiğimiz yıl '111 Navy Chair' isimli bir sürdürülebilirlik projesine imza attı ve PET şişeler, sandalyeye dönüştürüldü. Ülkemizde de satışa sunulan sandalyelerin yaratıcısı olan Bruce Mau "Ekolojik dengeyi altüst etmeden varolmanın yolunu bulmalıyız," diyor
Günümüzde 'ekoloji', 'çevre' gibi kavramlar artık hayatın her detayında karşımıza çıkıyor. Dünya nüfusu kalabalıklaştıkça, kirlilik artıyor, çevreye duyarlı işler yapmak bir zorunluluk haline geliyor. Özellikle global markalar, artık söz konusu çevre olunca daha özenli davranıyor. Coca Cola da sürdürebilirlik konusuna önem veren markalardan biri. 'Live pozitively' (pozitif yaşa) adında, uluslararası sürdürebilirlik programı başlatan firma, geri dönüşümlü PET şişelerden uzun yıllar kullanılabilecek bir sandalye yarattı. Bunun için de sürdürülebilir tasarım alanında dünyaca ünlü tasarımcı ve Emeco'nun yaratıcı direktörü Bruce Mau ile çalıştı. Sonuç: 111 adet yarım litrelik PET şişe geri dönüştürülerek, 111 Navy Chair (111 Donanma Sandalyesi) adı verilen sandalyeler üretildi. Altı renkte üretilen sandalyeler ülkemizde Mozaik tarafından satışa çıkarıldı. Bruce Mau da, sandalyelerin tanıtımı için ülkemize geldi. Hem lansmanda sandalyeleri tanıttı hem de Coca Cola çalışanları için bir konferans verdi. Çevreye duyarlı tasarımlar yapmanın bir zorunluluk haline dönüştüğünü söyleyen Mau ile sandalyeleri ve sürdürülebilir tasarım dünyasını konuştuk.
SANDALYENİN HİKAYESİ
Coca Cola şişelerinin geri dönüştürülmesiyle tasarlanan sandalyelerin altı rengi var. Kırmızı, turuncu, yeşil, beyaz, gri ve koyu gri renklerde satışa çıkarılan sandalyenin fiyatı 325 dolar. Sandalyelerin altında, "Bir PET şişeyi geri dönüştürdüğünüzde, iyi bir şey yaparsınız. 111 PET şişeyi geri dönüştürdüğünüzde ise muhteşem bir şey yapmış olursunuz," yazıyor. Mau, bu sandalyelerin dayanıklılığına dikkat çekiyor ve hikayesini anlatmaya başlıyor: "1944 yılında Amerikan ordusu, denizaltılarda kullanılmak üzere çok dayanıklı, paslanmayan, alev almayan, magnetik olmayan ve antibakteriyel bir sandalye yaptırmak istiyor. Bir mühendis, uzun çalışmalar sonrasında geri dönüştürülmüş alüminyumdan, tek parça, tamamen el işçiliğiyle üretilen bir sandalye yapıyor ve bu inovasyon ile Emeco kuruluyor. Sandalyeye, 'navy' (donanma) adı veriliyor. Üstelik sadece donanmada değil, çok dayanıklı olduğu için hastaneler ve okullar gibi diğer kamu alanlarında da bu sandalyeler kullanıyor." Sandalyenin çok dayanıklı olması aslında o yıllarda şirket için çok da faydalı olmamış. Mau'nun anlattığına göre 150 yıl garantisi olan bu sandalyeler kolay kolay eskimediği için satışı azalmış, firma çalışanlarının sayısı 600'den 12'ye düşmüş. Firma kapanmak üzereyken de firmanın sahibinin oğlu, Armani gibi moda markalarının da bu sandalyeyi satın aldığını öğrenip el işçiliğini tasarımla birleştirmek üzere şirketi babasından satın almış. "Çünkü sandalye zaman içinde ikonik bir ürüne dönüştü," diye anlatıyor Mau.
6,5 MİLYON ŞİŞE GERİ DÖNÜŞTÜRÜLDÜ
Coca Cola'nın bu sandalyeyi tekrardan hayata geçirmesi ise MoMA'nın tavsiyesiyle olmuş. Firma, Emeco'ya sandalyeyi, bu kez PET şişeleri geri dönüştürerek üretmesini teklif etmiş. Dört yıl süren mühendislik çalışmalarından sonra yapılan sandalyeler 1944'teki orijinal tasarımıyla birebir aynı. 2010 yılından bugüne kadar 6,5 milyondan fazla PET şişeyi geri dönüştürdüklerini söyleyen Mau, "Bu sayede atık azaltmaya büyük ölçüde yardımcı olduk," diyor. Dünyada 7 milyar insanın yaşadığına dikkat eden Mau, "Eskiden problem olduğunda sorun çözmek için kolları sıvardık. Ama artık devir değişti. Çevreye duyarlı olmak bir zorunluluk haline geldi. Şimdi problem olmadan çözüm üretme zamanı. Tüketim çılgınlığı yaşanıyor. Her yıl telefonumuzun bir üst modeli çıkıyor ve hepimiz bunu alıyoruz. Biliyoruz ki 10 yıl sonra 10 telefon tüketmiş olacağız. O halde bu üretim çılgınlığında çözümler bulmalı, ekolojik dengeyi alt üst etmeden varolmanın yolunu yaratmalıyız," diye anlatıyor. Tasarımın gücüyle iyimser değişimler olabileceğine ve aslında herkesin bir tasarımcı olduğuna inanan Mau, kendisini 'fikir tasarımcısı' olarak tanımlıyor. "Önemli olan bir binayı değil, bir fikri tasarlamaktır," diyor. Endüstriyel tasarımcılığın geleceğin gözde branşlarından biri olduğunu savunan Mau, "Ama artık sadece sürdürülebilir tasarımlar yapanlar başarılı olabilir," diyor.
BURCU ALDİNÇ/Sabah