Emlak Terimleri

Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi!

Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi TBMM'ye sunuldu. Kanun teklifi ile İmar Kanunu'nda düzenlemeler yapılması planlanıyor.

Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Teklifi TBMM'ye sunuldu. Komisyonda görüşmeleri devam eden kanun teklifi kapsamında mülkiyet hakkının doğurduğu sonuçlar çerçevesinde vatandaşların mağduriyetlerini gidermek, idarelerce imar mevzuatının net olarak anlaşılmasını sağlamak, kaçak yapılaşmayı engellemek ve cezalar ile caydırıcılığı sağlamak ve uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm getirebilmek amacıyla 3194 sayılı İmar Kanunu'nda düzenlemeler yapılması ve planların sayısal verilerinin coğrafi altyapısı üzerinden toplanması sayesinde, plan verilerinin erişilebilirliğinin artması, kontrollü ve doğru şekilde izleme ve arşivleme işlemlerinin gerçekleştirilmesi; imar planları ile imar planlarına göre yapılan arazi ve arsa düzenleme işlemlerine karşı açılan davaların hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için ivedi yargılama usulünün uygulanması; kıyıların çakıllık ve kumluk karakter gösterdiği alanlarda kıyıdan mevcut haliyle yararlanmak mümkün iken kıyının doğal yapısını bozacak nitelikte rekreatif amaçlı iskelelerin yapımının engellenmesi; fiil-yaptırım dengesi gözetilerek görevini mevzuata uygun yerine getirmeyen sorumlulara ilişkin uygulanacak idari müeyyidelerin yeniden düzenlenmesi amacı ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'da düzenlemeler yapılması; 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanunu'nda değişiklik yapılarak 1934 yılında kurulan Yüksek Fen Kurulu'nun tecrübesinden faydalanarak yapım ve yapımla ilgili danışmanlık hizmet işlerine ilişkin sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması; haksız rekabetin ve kayıt dışılığın önlenmesi amacıyla 5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda değişiklik yapılması; 5543 sayılı İskân Kanunu'nda değişiklik yapılarak iskan çalışmaları açısından İçişleri Bakanlığının yetkilendirilmesi ve İskân Kanunu kapsamında yardım alanların kapsamının genişletilmesi ve Coğrafi Bilgi Sistemi verilerinin kamu kurum-kuruluşları, üniversiteler, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri ile paylaşılmasına ilişkin esasların belirlenmesi öngörülüyor.

GENEL GEREKÇE 

Kent; yerleşme ve bir topluluk biçimi olarak, insan toplumlarının gelişme süreci içinde yakın çağların ve belli bir aşamanın ürünüdür. Kent, kısa bir dönem içinde gösterdiği hızlı ve yoğun büyümeyle günümüzün egemen bir yerleşme ve topluluk tipi olma eğilimindedir. Kentler sürekli değişim göstermekte ve toplumların ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir. Bu nedenle, sürdürülebilir bir kent aynı zamanda odağına da insanı almalıdır. Dolayısıyla da yaşanabilir olmalıdır. Bu açıdan ele alındığında, yaşanabilir ve sürdürülebilir bir şehir kompakt ve kapsayıcı olmalı ve orada yaşayan kentliler de işe, okul/sağlık gibi hizmetlere ve çeşitli imkânlara kolaylıkla erişebilmelidir. Aynı zamanda; toplumun daha sağlıklı ortamlarda/yapılarda yaşaması için düzenli ve kontrollü yapılaşmanın sağlanması gerekmektedir. Bu doğrultuda geçmişten gelen toplumsal yapılanmanın ve kültürün teknolojinin imkânlarıyla harmanlanarak günümüz şehirleşmesine işık tutması ana hedeflerden biri olmalıdır. 
Bu amaçla; şehircilik alanında coğrafi veri altyapısı ile uygulamalara yön verebilmek, uygulamada karşılaşılan ve vatandaşlarımız açısından çözümü mümkün olmayan sorunları çözebilmek, kaçak yapılaşmanın önüne geçebilmek ve yapıların denetimini kesin kurallara bağlayabilmek amacıyla; hem coğrafi bilgi sistemleri hakkında kanuni düzenlemelerin yapılması hem de temel kanunlar olan 3194 sayılı İmar Kanununda, 3621 sayılı Kıyı Kanunda, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunda, 5543 sayılı İskân Kanunda ve diğer bazı kanunlarda değişiklik yapılması ihtiyacı doğmuştur. 
Yapılan açıklamalar çerçevesinde Teklif ile getirilen düzenlemeler ana hatlarıyla şu şekildedir: 
- Mülkiyet hakkının doğurduğu sonuçlar çerçevesinde vatandaşlarımızın mağduriyetlerini gidermek, idarelerce imar mevzuatının net olarak anlaşılmasını sağlamak, kaçak yapılaşmayı her alanda engellemek ve cezalar ile caydırıcılığı sağlamak ve uygulamada karşılaşılan sorunlara çözüm getirebilmek amacıyla 3194 sayılı İmar Kanununda çeşitli düzenlemelerin hayata geçirilmesi ve planların sayısal verilerinin coğrafi veri altyapısı üzerinden toplanması sayesinde, plan verilerinin erişilebilirliğinin artması, kontrollü ve doğru şekilde izleme ve arşivleme işlemlerinin yapılması amaçlanmaktadır. 
- İmar planları ile imar planlarına göre yapılan arazi ve arsa düzenleme işlemlerine karşı açılan davaların hızlı bir şekilde çözüme kavuşturulabilmesi için ivedi yargılama usulü öngörülmektedir. 
- Kıyıların çakıllık ve kumluk karakter gösterdiği alanlarda kıyıdan mevcut haliyle yararlanmak mümkün iken kıyının doğal yapısını bozacak nitelikte rekreatif amaçlı iskelelerin yapımının engellenmesi hedeflenmektedir. 
- 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunda; fiil-yaptırım dengesi gözetilerek görevini mevzuata uygun yerine getirmeyen sorumlulara ilişkin uygulanacak idari müeyyideler yeniden düzenlenmektedir. Kanunun ceza maddesi daha açık ve net hale getirilerek tereddütlerin ortadan kaldırılması amaçlanmaktadır. 
- 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununda yapılan değişiklikle; 1934 yılında kurulan Yüksek Fen Kurulunun tecrübesinden faydalanarak yapım ve yapımla ilgili danışmanlık hizmet işlerine ilişkin sözleşmelerden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması amaçlanmaktadır. 
- 5368 sayılı Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda yapılan değişikliklerle haksız rekabetin ve kayıt dışılığın önlenmesi amaçlanmaktadır. 
- 5543 sayılı İskân Kanununda yapılan değişikliklerle, iskan çalışmaları açısından asıl yetkili olan Bakanlık tanımlanmakta ve bu Kanun kapsamında yapılan yardımlardan faydalanacakların kapsamı genişletilmektedir. 
- Coğrafi Bilgi Sistemi verilerinin kamu kurum-kuruluşları, üniversiteler, gerçek kişiler ve özel hukuk tüzel kişileri ile paylaşılmasına ilişkin esaslar belirlenmektedir. 

MADDE GEREKÇELERİ 

MADDE 1- Madde ile; kamu kurum ve kuruluşlarının birbirleri arasında coğrafi verilerle ilgili erişim, paylaşım ve kullanımının bedelsiz bir şekilde coğrafi bilgi platformu üzerinden sağlanması amaçlanmaktadır. 
Ayrıca madde ile; yerli-yabancı gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerinin söz konusu coğrafi verileri toplayabilmesine, üretebilmesine, paylaşabilmesine ve satabilmesine yönelik düzenleme yapılmakta ve bu düzenlemelere uyulmaması durumunda uygulanacak idari para cezaları belirlenmektedir. 

MADDE 2- Madde ile; 20/7/1966 tarihli ve 775 sayılı Gecekondu Kanununa ek madde eklenerek; 2/3/1988 tarihli ve 3414 sayılı 775 Sayılı Gecekondu Kanununun Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında 3.5.1985 Tarih ve 247 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin İki Maddesinde Değişiklik Yapılmasına 1985 Tarih ve 250 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 1 inci maddesi çerçevesinde işlenemeyen hükümlerde yer alan madde ile 5609 sayılı Kanunla 775 sayılı Kanuna eklenen geçici 9 uncu madde hükümleri arasındaki çakışmaların kaldırılması amaçlanmaktadır. 

MADDE 3- 5273 sayılı Arsa Ofisi Kanunu ve Toplu Konut Kanununda Değişiklik Yapılması ile Arsa Ofisi Genel Müdürlüğünün Kaldırılması Hakkında Kanun ile 1164 sayılı Kanunda yazılı görevler Toplu Konut İdaresi Başkanlığına verilmiştir. Bu çerçevede, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının mülkiyetinde veya hüküm ve tasarrufu altında bulunan arsa ve arazilerinin işgali üzerine ecrimisil istemesi, Toplu Konut İdaresi Başkanlığının taşra teşkilatı bulunmadığından bugüne kadar mümkün olamamıştır. Madde ile; 1164 sayılı Kanunda düzenleme yapılarak, ecrimisil istemeye, ecrimisilin tahsiline ve taşınmazın tahliyesine ilişkin işlemleri uygulamaya veya Milli Emlak Genel Müdürlüğü eliyle uygulatmaya yönelik yetkinin Toplu Konut İdaresi Başkanlığına verilmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 4- Madde ile; 1164 sayılı Kanuna ek madde eklenerek, aynı Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasına eklenen (1) bendinde belirtilen yetkilerin nasıl kullanılacağı ve elde edilen gelirlerin aktarım alanlarının belirlenmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 5- İmar planları ve imar planlarına dayanılarak yapılan uygulama işlemleriyle mülkiyet hakkına ilişkin idarelerce düzenleme yapılmaktadır. Bu tür işlemlere karşı açılan davaların uzun sürede sonuçlanması; en temel haklardan olan mülkiyet hakkına dokunmakta, vatandaşların taşınmazından tasarruf etme hakkı kısıtlanmakta ve ilgili idareler veya belediyeler planlı şehirleşmeyi gerçekleştirememektedirler. Bu nedenle madde ile; 2577 sayılı Kanunun 20/A maddesinin birinci fıkrasında düzenleme yapılarak, imar planları ile imar planlarına göre yapılan arazi ve arsa düzenleme işlemlerine karşı açılan davaların ivedi yargılama usulüne tabi olması amaçlanmaktadır. 

MADDE 6- Madde ile; fiilen uygulama imkanı kalmadığından, 3194 sayılı İmar Kanununun 7 nci maddesinde yer alan “mevzi” ibaresinin madde metninden çıkarılması amaçlanmaktadır. 

MADDE 7- Madde ile; 3194 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde düzenleme yapılarak; 
- Kesinleşen planların kopyalarının Çevre ve Şehircilik Bakanlığına elektronik ortamda gönderilmesi ve ilgili idaresi tarafından elektronik arşiv ortamına yüklenmesi ve böylelikle 
Bakanlığın taşra birimlerinin Mekansal Veri Arşiv Sistemi (MVAS) benzeri bir yapıya doküman yükleme yükünün azaltılması, 
- E-plan otomasyon sistemi üzerinden Plan İşlem Numarası alınması ve planların sayısal verilerinin bu ortamda toplanması sayesinde, plan verilerinin erişilebilirliğinin artırılması, kontrollü ve doğru şekilde izleme ve arşivleme işlemlerinin yapılması, 
- Onaylanan imar planlarının hak sahipleri ve kamuoyunca haberdar olunması için ilgili muhtarlıklarda planın askıya çıkarıldığına dair bilgilendirme ilanı ve değişikliğin yapıldığı alanda da tabela ile bilgilendirme yapılması, 
- Kentsel tasarım projelerinin uygulama imar planı ile birlikte sunularak planların niteliğinin artırılması, 
İmar planlarının ve imar uygulamalarının sürüncemede kalmaması, mülkiyet haklarının kısıtlanmaması ve idari işlemlerin istikrarının sağlanması amacıyla kesinleşmiş planlara ve parselasyon planlarına karşı kesinleşme tarihinden itibaren herhalde beş yıl içinde dava açılabilmesi, 
-Yürürlükteki imar planlarında serbest olarak belirlenmiş yüksekliklere ilişkin düzenleme yapılarak bina yüksekliklerinin belirli olması ve vatandaşlar arasındaki mağduriyetin önlenmesi, 
-Büyükşehirlerde il Özel İdareleri kaldırıldığından ve Büyükşehirlerde yer alan köyler mahalleye, muhtarlar da artık mahalle muhtarlarına dönüştüğünden ve bu alanların ilçe belediyelerinin hizmet alanına girmesinden ötürü İl Özel İdaresi ve muhtarların görevlerinin ilçe belediyelerince yürütülmesi, amaçlanmaktadır. 

MADDE 8- Madde ile; 3194 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde düzenleme yapılarak; Özelleştirme İdaresi Başkanlığı tarafından yapılan imar planı çalışmalarında kamu kurum ve kuruluşlarının görüş bildirme süresi onbeş günden otuz güne çıkarılmakta ve söz konusu süre içerisinde görüş bildirilmemesi durumunda olumlu görüş bildirilmiş sayılması amaçlanmaktadır. 

MADDE 9- İmar planlarına uygun olarak yapılan parselasyon planlarının tescil olması ile taşınmazlarda yapı ruhsatı, yapı kullanma izni ve kat mülkiyeti gibi işlemler yapılarak yeni yerleşim alanları oluşmaktadır. Ancak açılan davalar nedeniyle parselasyon planlarının iptal edilmesi durumunda, uygulamadan önceki parsellere (kök parsellere) dönülmesi, mahkeme gerekçeleri dikkate alınarak yeni bir parselasyon planı yapılması gerekmektedir. Bu durumda, uygulama gören alanda iptal edilen parselasyon planlarına uygun olarak yapılan yapılar, yapı sahibi dışında başka mülkiyetlerde kalabilmekte, davaya konu parsel, imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelebilmekte veya benzeri hukuki ve fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülememesi söz konusu olabilmektedir. Bu durumda, mahkeme kararları dikkate alınarak yeni yapılacak imar uygulamalarında mahkeme kararı gereği yapı başka parsele, yapı sahibinin yeri başka parsele tahsis edilmek zorunda kalınmakta veya yerinden hisse verilememektedir. Ayrıca imar planlarına ve meri mevzuata göre oluşan ve tapuya tescil edilen imar parsellerine ve üzerindeki ruhsatlı yapıya istinaden kurulan kat mülkiyetine göre satışlar yapılmakta, dolayısıyla kanunlara uygun olarak hareket eden kat malikleri, yapı sahibi ve yapının bulunduğu parsel sahibi mağdur olabilmektedir. Madde ile; 3194 sayılı Kanunun 18 inci maddesine fikra eklenerek, yapı ve müştemilatların bulunduğu parselin kat malikleri adına tescil edilememesi durumunun ortadan kaldırılarak, hukuki veya fiili imkânsızlardan dolayı ortaya çıkan mağduriyetlerin giderilmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 10- Madde ile; 3194 sayılı Kanunun 27 nci maddesinde düzenleme yapılarak, projelerin valiliklerce incelenmesi yerine uygun görülmesi ve köy muhtarlarına izinsiz veya projeye aykırı yapıların takibine ilişkin sorumluluk verilerek kırsal alanlardaki yapıların daha etkin bir şekilde denetlenmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 11- Madde ile; 3194 sayılı Kanunun 28 inci maddesinde düzenleme yapılarak, deprem afeti riskine karşı ileri tasarım yöntemleri ve teknolojileri gerektiren binaların projelerinin, yeterli uzmanlığı haiz mühendislerin gözetiminde yapılması amaçlanmaktadır. 

MADDE 12- Madde ile; 3194 sayılı Kanunun 32 nci maddesinde düzenleme yapılarak, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan binaların tapu kayıtlarının beyanlar hanesine kayıt usulü getirilmiş olup böylece ruhsat ve eklerine aykırı yapıların yapılmasının önüne geçilmesi ve iyiniyetli üçüncü kişilerin korunması hedeflenmiştir. Ayrıca, ruhsat ve eklerine aykırı yapıların yıkımı esas alınarak yıkım kararının uygulanması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığına yetki verilip, buna ilişkin masrafların tahsil usulü belirlenmektedir. Bu kapsamda kaçak yapıların baştan önüne geçilmesi ve aykırılığın giderilmesi için ilgililerin harekete geçirilmesi hedeflenmektedir. 
ancesc 

MADDE 13- Madde ile; 3194 sayılı Kanunun 42 nci maddesinde düzenleme yapılarak, imar mevzuatına aykırı yapılaşmanın önlenmesi amacıyla bu yapılara uygulanacak idari para cezası arttırılmakta, aynı değerde olmayan yerlere farklı miktarda cezalar verilerek daha adil ve caydırıcı bir uygulama öngörülmektedir. Ayrıca, Kanunun 27 nci maddesinde yapılan düzenlemeler doğrultusunda değişiklik yapılmaktadır. 

MADDE 14- Madde ile; 3194 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesinde düzenleme yapılarak; aynı Kanunun 9 uncu maddesinde yapılan düzenlemeye uyum sağlanmaktadır. 

MADDE 15- Madde ile, 3194 sayılı Kanuna ek madde eklenerek, maliklerin talebi üzerine ve ada bazında tüm taşınmaz maliklerinin muvafakatinin alınarak, ilgili mevzuat ve kentsel standartlara uygun olmak koşuluyla yapılacak imar planı değişiklikleri sonucunda, plan kapsamında kalan taşınmazların imar durumunda meydana gelen değer artışlarının kamuya döndürülerek ilgili kamu idarelerince pay alınması, bu payların oranının belirlenmesi, alınan payların kamulaştırma, kentsel dönüşüm ve altyapı hizmetlerinde kullanılması suretiyle kent silueti ve imar düzeni korunarak daha sağlıklı bir çevrenin oluşturulması ve yaşam kalitesinin yükseltilmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 16- Madde ile; 3194 sayılı Kanuna geçici madde eklenerek, planlarda yer alan serbest olarak belirlenmiş yüksekliklerin öngörülen tarihe kadar değiştirilmesi, belirlenen tarihe kadar ilgili idaresince gerekli düzenleme yapılmadığı takdirde ise değişiklik yapılmadan yapı ruhsatının düzenlenememesi amaçlanmaktadır. 
icinische interchandise 

MADDE 17- Madde ile; 3194 sayılı Kanuna geçici madde eklenerek, 3194 sayılı Kanunun geçici 16 nci maddesi kapsamında Yapı Kayıt Belgesi alınan yapıların ilave inşaat alanı ihdas edilmemesi şartıyla 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununa göre güçlendirme kararı alınarak güçlendirilmesinin yapılabilmesine imkan tanınması amaçlanmaktadır. Yapı Kayıt Belgesi alınan yapının Hazineye veya belediyeye ait taşınmaz üzerine inşa edilmesi halinde güçlendirme için taşınmazın satın alınması gerektiği hususu düzenlenmektedir. Diğer taraftan maddenin 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamında olan yapılar hakkında uygulanmaması öngörülmektedir. 

MADDE 18- Bu Kanunun 2 nci maddesiyle 775 sayılı Gecekondu Kanununda değişiklik yapılarak gecekondu alanlarında TOKİ ile belediyeler arasındaki yetki çakışması giderilmektedir. Bu değişikliğe paralel olarak mevzuatta çakışmaya neden olabilecek diğer hükümlerin de yürürlükten kaldırılması gerekmektedir. 
Ancak 1/2/1989 tarihli ve 3520 sayılı Bazı Kanunların Madde Numaralarının Değiştirilmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile 3414 sayılı Kanunun 1 inci maddesi 775 sayılı Kanunun ek 2 nci maddesi olarak numaralandırılmıştır. Madde ile; 3414 sayılı Kanunun 1 inci maddesi yürürlükten kaldırılarak, bu Kanunla 775 sayılı Gecekondu Kanununda yapılan düzenlemeye uyum sağlanması amaçlanmaktadır. 

MADDE 19- Madde ile; 3621 sayılı Kıyı Kanununun 6 nci maddesinde düzenleme yapılarak, kıyıların çakıllık ve kumluk karakter gösterdiği alanlarda kıyıdan mevcut haliyle yararlanmak mümkün iken kıyının doğal yapısını bozacak nitelikte denize girme, güneşlenme, amatör su sporları gibi faaliyetleri içeren rekreatif amaçlı iskelelerin yapımının engellenmesi amaçlanmaktadır. 
Ayrıca Kıyı Kanununun 6 nci maddesinin dördüncü fikrasına eklenen bent ile tanımı itibariyle bir açık-yeşil alan fonksiyonu olan ve kamusal kullanıma dönük olması itibariyle de, emel amacı ile örtüşen millet bahçelerinin; kıyı mevzuatına tabi alanlarda yer alabilmesini teminen kıyılarda yer alabilecek açık yeşil alanlar (park, yeşil alan, çocuk bahçeleri) içerisine eklenmesi öngörülmektedir. 

MADDE 20- Bitlis İli, Ahlat İlçesinin topografik yapısı ve geri sahasındaki doğal ve yapay kısıtlayıcı koşullar sebebiyle, Kıyı Kanununa tabi alanlarda bölgenin gelişmesine katkı sağlayacak kamu yapısının oluşturulmasına ihtiyaç duyulduğundan, ekli kroki ve listede sınır ve koordinatları gösterilen alanın Kıyı Kanununa tabi kısımlarında, kamu kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılabilmesini de teminen imar planı kararıyla resmi kurum alanları yapılabilmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 21- Madde ile; 3621 sayılı Kanuna ek madde 3 eklenerek, 11/7/1992 tarihinden önce yapılmış köy yerleşme alanlarının sahil şeridinde kalan kesimlerindeki yapıların ayrıca bir müktesep hak oluşturulmadan kullanılabilmesi, köy hayatının ve yöreye özgü dokunun devamlılığının sağlanabilmesi, bu alanlardaki mevcut yapıların yöreye özgü mimariye uygun olarak cephe onarımının veya değişikliğinin yapılabilmesi, can ve mal kaybının önlenebilmesi için güçlendirilmesinin yapılabilmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 22- Madde ile; 4708 sayılı Kanunun 5 inci maddesinde değişiklik yapılarak, organize sanayi bölgeleri, teknoloji geliştirme bölgeleri, endüstri bölgeleri, sanayi siteleri, serbest bölgeler sınırları içerisinde kalan yapıların denetim ücretlerinin %30'u geçmemek üzere indirimli olarak uygulanması ve bu indirim oranlarının uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Ticaret Bakanlığı ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının görüşünün alınarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 23- Madde ile; 4708 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde düzenleme yapılarak, eylem-yaptırım dengesi gözetilerek görevini mevzuata uygun yerine getirmeyen sorumlulara ilişkin uygulanacak idari müeyyidelerin yeniden düzenlenmesi amaçlanmaktadır. 

Bu çerçevede; 
-Taşıyıcı sistemi etkileyen hataların belirlenmesi hususunda uygulamada farklılıklar ortaya çıktığından bu ifade kaldırılarak cezanın sebebiyeti daha net bir şekilde ortaya konulmaktadır. 
-Yapıda pencere ve kapının yerinin değişmesi gibi küçük ölçekli aykırılıklar nedeniyle yapı denetim kuruluşunun üç kere para cezası almasına neden olan denetçiler ve teknik elemanlar için idari müeyyide işlemi öngörülürken yapının taşıyıcı sistemine ilişkin aykırılıklara neden olan denetçiler ve teknik elemanlar için Kanunda böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Aynı şekilde laboratuvarların üç defa idari para cezası almasına sebep olan denetçiler ve teknik elemanları için idari müeyyide öngörülüyorken iken gerçeğe aykırı rapor düzenleyerek laboratuvarın kapanmasına sebebiyet veren denetçiler ve teknik elemanlar için Kanunda böyle bir düzenleme bulunmamaktadır. Dolayısıyla bu adaletsizliği ortadan kaldıracak şekilde söz konusu hükümde yeniden düzenlemeye gidilmektedir. 
-Belirli bir süre yapı denetim faaliyeti yürütmeyen yapı denetim kuruluşlarının o ilin kotasını meşgul etmemeleri ve denetim faaliyeti yürütmek isteyen kuruluşların önünün açılması için faaliyet yürütmeyen kuruluşların belgelerinin iptal edileceği hükme bağlanmaktadır. 
-Çevre ve Şehircilik Bakanlığından belgeli laboratuvarlar ISO/IEC 17025 Deney ve Kalibrasyon Laboratuvarlarının Yeterliliği İçin Genel Gereklilikler standardına göre kurulmakta olup, laboratuvarlara yönelik yürütülen idari müeyyide işlemlerinde kalite sisteminde yer almayan teknik konular için hatalı işlem tesis edilmesinin engellenmesi amaçlanmaktadır. 
-Ülkemizde inşaatlarda kullanılan betonun denetiminin elektronik ortamda yapılması amacıyla, Cumhurbaşkanlığı (Savunma Sanayi Başkanlığı) ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı arasında 4/1/2018 tarihinde işbirliği protokolü imzalanmış ve sistem Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca yayımlanan tebliğ ile 25/12/2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Söz konusu sistem ile taze betondan numune alınması, şantiye mahallinde saklanması, laboratuvarda kürlenmesi, deneylerinin yapılması ve raporlanması, süreçleri Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca izlenerek denetlenmekte olup, getirilen idari müeyyidelerle bu safhalarda laboratuvarların mevzuata uygun hareket etmesinin temin edilmesi amaçlanmaktadır. 

Yapı denetim kuruluşları ve laboratuvarlara Çevre ve Şehircilik Bakanlığından izin belgesi almak için teminat verme şartı getirilmiştir. Ancak bu teminat bedeline haciz gelmesi halinde bu teminat miktarında azalmalar meydana gelecek ve bu durumda ise bunun takibinin yapılarak teminatların tamamlatılması gerekecektir. Ülke genelinde yaklaşık 1600 yapı denetim ve 330 laboratuvar kuruluşunun olduğu düşünüldüğünde bu takip büyük zorlukların ortaya çıkmasına neden olacağından dolayı bu teminat bedellerinin başka bir nedenle haczinin önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. 
-Kanun kapsamında görevlerini yerine getirmeyen mimar ve mühendisler ile proje müellifleri hakkında meslek odaları tarafından da yaptırım uygulanması öngörülmektedir. 

Aynı ihlalin karşılığı olarak hem 3194 sayılı Kanunda hem de 4708 sayılı Kanunda farklı cezalar öngörüldüğünden, mükerrerliği önlemek amacıyla özel kanun niteliğinde olan 4708 sayılı Kanundaki idari para cezalarının uygulanması amaçlanmaktadır. 

MADDE 24- Uygulamada yapı denetim kuruluşları ve laboratuvar kuruluşları hakkında nispeten küçük aykırılıklardan ötürü suç duyurusunda bulunulması büyük mağduriyetlere neden olmaktadır. Madde ile; 4708 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde düzenleme yapılarak; usul ekonomisi ve yargıya iş yükü olmaması açısından da suçun unsurları net olarak belirlenerek mağduriyetin giderilmesi hedeflenmektedir. Ayrıca madde ile; 4708 sayılı Kanun düzenlendikten sonra yapı denetim sisteminde uygulamaya konulan şantiye şefliği müessesine, görevlerini yerine getirmemeleri halinde yaptırım uygulanması amaçlanmaktadır. 

MADDE 25- Madde ile; 4708 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinde düzenleme yapılarak, laboratuvarların denetiminin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılması amaçlanmaktadır. 

MADDE 26- Madde ile; 4708 sayılı Kanunun 12 nci maddesinde değişiklik yapılarak, hizmet kalitesinin artması ve daha iyi bir denetim sistemini temin etmek maksadıyla her bir ilde faaliyet gösterebilecek laboratuvar sayılarının ve yapı denetim izin belgesinin geçici olarak geri alınmasına ilişkin şartların belirlenme usulü düzenlenmektedir. 

MADDE 27- Madde ile; 4708 sayılı Kanuna geçici 5 inci madde eklenerek; Kanun kapsamında yer alan idari müeyyidelerin yeniden düzenlenmesi nedeniyle bu idari müeyyidelere ilişkin geçiş hükümleri öngörülmektedir. 

MADDE 28- Madde ile; 4735 sayılı Kamu İhale Sözleşmeleri Kanununa ek madde 1 eklenerek, yapım ve yapım ile ilgili danışmanlık hizmet işlerine ilişkin sözleşme uyuşmazlıklarının uygulanmasında karşılaşılan ihtilafların çözümü için, ilgili idarenin talebiyle anlaşmazlıkları incelemek üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bünyesinde yer alan Yüksek Fen Kurulunun görevli ve yetkili olduğu düzenlenmektedir. 

MADDE 29- Madde ile; 4735 sayılı Kanuna ek madde 2 eklenerek, yüklenici itiraz başvurularının ilgili idare tarafından otuz gün içerisinde Yüksek Fen Kuruluna gönderilmesine ve sözleşmeyi düzenleyen ilgili idarelerin Kurul kararlarına uymalarına ilişkin düzenleme yapılmaktadır. 

MADDE 30- 5368 sayılı Kanunun 1 inci maddesi ile tescile tabi olmayan kadastro teknik hizmetlerinin yapım ve kontrol sorumluluğu, tescile tabi kadastro teknik hizmetlerinin ise yapım sorumluluğu lisanslı harita kadastro mühendislik büroları bulunan yerlerde bu büroların uhdesine verilmiştir. Lisanslı büroların belirtilen bu faaliyetler dışında iş yapmamaları gerektiği halde, Kanunda açık düzenleme olmaması nedeniyle uygulamada zaman caman serbest mühendislik hizmetlerinin de lisanslı bürolar tarafından yerine getirildiği gözlemlenmektedir. Bu durum, sektörde serbest mühendisler aleyhine haksız rekabetin doğmasına yol açmaktadır. Madde ile; 5368 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde değişiklik yapılarak, söz konusu haksız rekabetin ve kayıt dışılığın önlenmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 31- Madde ile; 5368 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinde düzenleme yapılarak, lisansın iptali şartları arasına lisanslı mühendisin 65 yaşının doldurmuş olması şartı eklenerek sahada fiziki güç gerektiren durumlarda zorluk yaşanmasının önüne geçilmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 32- Madde ile; 5368 sayılı Kanunun 9 uncu maddesinin birinci fıkrasının (d) bendinin, maddenin yayımı tarihinde lisanslı mühendislik faaliyeti maddenin yayımı tarihinden itibaren iki yıl sonra uygulanması amaçlanmaktadır. 

MADDE 33- Madde ile; 5543 sayılı Kanunun 8 inci maddesinde değişiklik yapılarak, Türk soyundan ve Türk kültürüne bağlı olan göçmen ailelerin kalıcı olarak iskân edilinceye kadar beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçları Çevre ve Şehircilik Bakanlığının görevleri arasında yer almakta iken; hizmetin gerekleri bakımından daha uygun olacağından İçişleri Bakanlığınca bu işlemlerin yürütülmesi amaçlanmaktadır. 

MADDE 34- 5543 sayılı İskân Kanununun 17 nci maddesi ile aile bir bütün kabul edilmekte ve bu maddede tanımlananlar aile sayılmaktadır. Buna göre; “karı ile kocanın”, “evli olan ve evlenmemiş çocukların”, “çocuksuz erkek ve kadın dulların” ve “anasız ve babasız kardeş çocukların" hak sahipliği konusundaki durumları düzenlenmektedir. Ancak “anasız, babasız, kardeşsiz ve hiç evlenmemiş bireyler ile kardeşleri evli olan çocukların" aile vasfını haiz olmaları konusunda bir açıklık bulunmaması nedeniyle madde ile; gerekli düzenlemenin yapılması hedeflenmektedir. 

MADDE 35- Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 5543 sayılı Kanun kapsamında verilen konut kredileri bütçe imkânları dâhilinde tahsis edilmekte olup, tahsis edilen bu krediler ile konutların tamamının yapılması mümkün olamamaktadır. Vatandaşlarımızın kendi iş gücü ve nakdi takviyesi ile yaptığı bu konutlardan diğer kurumlar nezdinde yaptıkları işlerle alakalı olarak çeşitli başlıklar altında kesinti ve hizmet bedelleri alınmakta olup bu bedellerin tutarları kredi miktarının %7-10'u arasında değişebilmektedir. Madde ile; 5543 sayılı Kanunun 36 ncı maddesinde değişiklik yapılarak, bahse konu kişilerden söz konusu kesinti ve hizmet bedellerinin alınmaması amaçlanmaktadır. 

MADDE 36- Yürürlük maddesidir. 

MADDE 37- Yürütme maddesidir.