Çukurova'daki çadırkentin yaşam kalitesi artırılıyor!
Şırnakın Çadırlı köyünden Çukurovaya göç eden 70 ailenin yaz kış demeden 20 yıldır yaşadığı çadırlara, devletin sağladığı imkanlarla içme suyu, elektrik, banyo, tuvalet ve çamaşırhane gibi hizmetler getirildi
Şırnakın "Çadırlı" köyünden çeyrek asır önce başlayan tarım işçisi
ailelerin göç hikayesinde ilk durak Mardinin Nusaybin ilçesi oldu. Burada işleri
yolunda gitmeyince 2 yıl aradan sonra İzmir, ardından sırasıyla Manisa ve
Adapazarında devam eden 70 ailenin göç hikayesi, Adanada son buldu.
Geldikleri köyün adı adeta yaşam tarzları olan 70 aile, Tuzla beldesi
Karagöçer köyü yakınında kamış ve naylondan adeta bir çadır köy kurdular. Karataş
Kaymakamlığı, diğer tarım işçilerinin aksine yılın 12 ayı çadırda barınmayı
tercih eden ailelerin hayatını kolaylaştırmak için bazı uygulamaları hayata
geçirdi.
Karataş Kaymakamı Mustafa Kılıç, yaptığı açıklamada,
"Mevsimlik Gezici Tarım İşçilerinin Sosyal Hayatlarının İyileştirilmesi
Projesi" (METİP) kapsamında, bölgede çadırlarda yaşayan tarım işçilerini önemli
hizmetlere kavuşturduklarını söyledi.
Kılıç, yaz aylarında sayıları artan mevsimlik tarım işçilerinden
bazılarının kışın memleketlerine döndüğünü belirterek, "Bazıları ise yaz kış
aynı çadırda kalmayı sürdürüyor. Bölgemizde 3 bin çadırda tarım işçisi yaşıyor.
Öncelikle onları çamurlu alanlardan kurtardık, taşımalı eğitim gören çocukları
için oyun parkı kurduk. Bu yıl da ana sınıfı açıyoruz" dedi.
Şırnaktan gelen ve Karagöçer köyü yakınındaki çadırda kalan 70 ailenin
yaşamını kolaylaştırmak amacıyla da benzer hizmetleri yaptıklarını anlatan Kılıç,
şöyle konuştu:
"Bu çadır köyümüzde durumu iyi olan vatandaşlarımız da bulunuyor. 500
keçisi, traktörleri ve otomobilleri olanlar var. Aralarında bölgede arazi
kiralayıp çiftçilik yapanlar bile mevcut. Birçok ailenin kent merkezinde ev
alacak durumu da var. Ancak kent merkezinde yaşamak yerine çadırda kalmayı tercih
ediyorlar. Biz bu çadırlarda kalmak mecburiyetinde olan çocuklarımızın durumuna
üzülüyoruz. Onların bir nebze de olsa çocukluklarını yaşamaları ve sosyal
hayattan kopmamaları için oyun parkı kurduk. Bu yıl da onlara ana sınıfı hizmeti
vereceğiz. Buradaki öğrencileri eğitimden geri kalmamaları için Tuzla beldemizde
yeni yaptığımız okulumuza taşıyoruz."
ÇADIRDA KÖYE GELEN HİZMETLER
Kılıç, çadırlara devletin sağladığı imkanlarla içme suyu, elektrik,
banyo, tuvalet ve çamaşırhane gibi hizmetler verildiğini söyledi.
Sağlanan hizmetlerle tarım işçilerinin yaşamlarının kolaylaştığını
anlatan Kılıç, şöyle konuştu:
"Çadır köyde yaşayanların sinekten rahatsız olmaması için haftanın
belirli günlerinde ilaçlama da yapıyoruz. Halk Eğitim Merkezi aracılığıyla da
okuma ve yazma bilmeyenlere yönelik kurs düzenliyoruz. Devletin imkanlarını, kent
merkezleri, beldeler ve köylerde olduğu gibi bu vatandaşlarımız için de seferber
ediyoruz."
MADDİ DURUMU İYİ OLANLAR DA ÇADIRDAN VAZGEÇMİYOR
Yörede "çadır köy" oluşturan tarım işçilerinin koordinesini sağlayan
elci Emin Aydın (55) da, seralarda, kavun, karpuz ve pamuk tarlalarında günlük 27
lira yevmiye ile çalıştıklarını söyledi.
Yaz-kış, etrafı naylonla kaplı ve kamışlarla çevrili çadırda yaşamlarını
sürdürdüklerini belirten Aydın, "Göç yolculuğu bizi buralara kadar getirdi.
Geçmişte çadırda yaşantımız daha sıkıntılıydı. Ancak Karataş Kaymakamlığının
yaptığı çalışmalar yaşantımızı kolaylaştırdı" dedi.
Önceki yıl elektrikten kaynaklanan nedenlerle çıkan yangında 11
çadırlarının kullanılamaz hele geldiğini anlatan Aydın, "Kaymakamlık bize çadır
desteğinde bulundu. Çocuklarımız taşımalı eğitimle Tuzla İlköğretim Okuluna
gidiyor. Çadırlarda toplam 70 ilköğretim okulu öğrencisi bulunuyor" dedi.
Üniversiteye hazırlanan gençlerin de olduğunu ifade eden Aydın, "Biz
sıkıntı çekiyoruz ama çocuklarımızı tarlalara çalışmaya göndermiyoruz" diye
konuştu.
Aydın, Çukurovanın yakıcı sıcağı ve bunaltan nemine rağmen tarlada
çalıştıklarını belirterek, şöyle konuştu:
"Aramızda maddi durumu iyi olan aileler de bulunuyor. Onların traktörü
de var. Bu yıl köydekiler bir araya gelerek 50 dönüm tarla da aldı. Yaşadığımız
çadırların yakınına zamanla Şanlıurfalı, Diyarbakırlı, Adıyamanlı ve Siirtli 22
ailenin de katılmasıyla 103 hane 508 nüfusa ulaştık. Seçimlerde oylarımızı
kullanıyoruz. Çocuklarımız eğitim alıyor. Akşamları çadır salonlarda okuma yazma
kursu düzenleniyor. Biz çadırda yaşamaya alıştık. Çalıştığımız tarlalarla iç içe
bir yaşam sürüyoruz. Bu nedenle şehirde bir yaşamı düşünmüyoruz."
AA