Kent Haberleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Valide Sultan'ın vakıfnamesine uygun şekilde yaşam zemini hazırlanıyor!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, eğitim, sağlık, adalet ve emniyet alanlarında kararlı adımlar attıklarını, bu 4 alanda Türkiye'yi çok farklı yerlere ulaştırdıkları belirtti. Erdoğan 'Valide Sultan'ın vakıfnamesine uygun şekilde yaşam zemini hazırlanıyor' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eğitim, sağlık, adalet ve emniyet alanlarında kararlı adımlar attıklarını, bu 4 alanda Türkiye'yi çok farklı yerlere ulaştırdıkları belirtti.


Erdoğan, Bezmialem Vakıf Üniversitesi'nin akademik yıl açılış töreninde yaptığı konuşmada, Bezmialem Valide Sultan'ı rahmet ve minnetle yad ederek, mekanının cennet olması için dua ettiğini söyledi.


Bu vakıf ve hastanenin 171 yıl önce kurulduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:


"Bu vakıf ve hastane tam da Valide Sultan hazretlerinin arzu ettiği gibi Osmanlı coğrafyasının her köşesinden hastalara şifa dağıtmanın gayreti içinde oldu. Başta Valide Sultan olmak üzere emeği geçenlere çok hayır duası kazandırdı. 2010 yılında burada bir üniversite kurulmasını temin ettik. Bu aslında geçmişte bazı hocalarımızın da çok büyük arzusuydu. Özellikle rahmetli Asaf hocamız bunu çok çok arzu ederdi, hamd olsun bu gerçekleşmiş oldu ve vakfa ayrı bir boyut kazandırdı. Şu anda sadece hastanesiyle değil, seçkin akademik kadrosuyla, yetiştirmekte olduğu donanımlı öğrencileriyle Bezmialem Vakıf Üniversitesi, hem özüyle buluştu hem de dünya ölçeğinde, az önce de dinlediğimiz gibi bir üniversite konumuna geldi."


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğünün başkan ve mütevelli heyeti ile rektörü de tebrik ettiğini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu büyük eğitim kurumunun oluşumunda emeği geçen herkese şahsım, milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Bezmialem Vakıf Üniversitesinin tıp, diş hekimliği, eczacılık ve sağlık bilimleri fakülteleriyle sadece sağlık alanında değil, çok değişik alanlarda faaliyet gösteriyor olmasını çok çok önemsediğimi de burada özellikle vurgulamak isterim. Bunun elbette dezavantajları var ancak avantajlarının daha fazla olduğunu ve olacağını düşünüyorum. Daha 5 yıllık bir üniversite olmasına rağmen Bezmialem Üniversitesi hem 171 yıllık hastane tecrübesini alarak hem de tek bir alana yoğunlaşarak farkını ortaya koymaya başladı. Tabii bu yıl 2 bini aşkın öğrencisiyle az önce de müjdesini aldığımız gibi, inşallah önümüzdeki yıl ilave bin öğrencisiyle 3 bine ulaşacak bir yapıyla - ki atılabilecek bazı adımlar benim de şu anda hayal ve umut dünyamda olan bazı hayaller var- inşallah Bezmialem'in çok kısa bir zamanda dev bir kampüse ulaşmasıyla çok çok farklı bir üniversite haline gelmesi, uluslararası camiada çok daha etkin bir hale gelmesi inanıyorum ki bizim vakıf medeniyetimizin de yayılması açısından çok şeyler ifade edecektir."


"Valide Sultan'ın vakıfnamesine uygun şekilde"


Bu sayede tıp alanında çok değerli araştırmalar yapılacağına inandığını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Ayrıca dünya ölçeğinde saygın, bilinen, tanınan bilim adamlarımız buradan yetişecektir. Tabii gelir noktasında, bu kaynaklar noktasında sıkıntılar yok değil, var. Biraz sonra Vakıflar Genel Müdürümüzle birlikte aynı şekilde mütevelli başkanı rektörümüz oturup bir değerlendirme de yapacağız. Şimdi bizim vakıf medeniyetimizde malum gelirlere baktığınız zaman bir hayrat, bir akar görürsünüz aynı şeyin burası için de olması çok çok önemli. Yani bir taraftan akar bir taraftan hayrat bunların gelmesi, az önce Ahmet beyin ifade ettiği gibi Valide Sultan'ın özellikle tavsiyesi, onun vakıfnamesine uygun bir şekilde yaşam zeminini de bize hazırlamış olacaktır."


3 Kasım tarihinin önemi


Cumhurbaşkanı Erdoğan, 3 Kasım'ın kendisi için çok farklı bir anlamı bulunduğunu, 12 yıl önce o zaman genel başkanı olduğu siyasi partinin, ilk seçimlerine girip, milletten aldığı yetkiyle tek başına iktidar görevini üstlendiğini hatırlattı.


Önce genel başkan olarak ardından hem genel başkan hem başbakan olarak 12 yıl boyunca başkanlığını yaptığı hükümetler için 4 öncelik belirlediklerini anımsatan Erdoğan, şunları kaydetti:


"Eğitim, sağlık, adalet, emniyet... Bu alanlarda kararlı adımlar attık, hamd olsun sürekli ilerledik ve büyüme noktasında verdiğimiz sözler tek tek yerine gelmeye başladı. Bu sözümüzün arkasında durarak, bu 4 alanda Türkiye'yi gerçekten çok farklı yerlere ulaştırdık. Eğitimde Türkiye çok köklü bir değişim yaşadı. İyinin dostu malum... Düşmanı iyidir, o da malum... Şimdi biz daha iyiyi tabii ki yapmamız lazım. Eksiklerimiz şüphesiz ki fazla fakat kimse tabii 12 yıl öncesini düşünmüyor. Şimdi bugüne bakıyor bugüne bakarak, 'şu eksik, bu eksik' başlıyor saymaya. Ben tabii Vakıf Gureba Hastanesi'nin öğrencilik yıllarımdaki halini çok iyi bilirim. Ama biliyorum ki bugünün nesli o hali bilmez. Nereden nereye geldik. Bunu kıyasladığımız zaman yarınların çok daha iyi olacağını görüyorum. Allah'ın izniyle bu başarılacak." 


"Şu an itibarıyla 250 bin dersliğe ulaştık"


Erdoğan, Türkiye'nin her yerinde yeni okullar açtıklarını belirterek, "Şu an itibarıyla 250 bin dersliğe ulaştık. Toplamda değil 250 derslik, 12 yılda bizim gerçekleştirdiğimiz bunlar. Eğitim imkanını fiziken ulaşılamaz olmaktan çıkardık" dedi. 


Anadolu'nun birçok yerlerinde 110 kişilik sınıflar bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:


"Ben şahsen İstanbul İmam Hatip Okulu'nda, Fatih'te 75 kişilik sınıfta okudum. Bizim sınıfta 75 öğrenciydik ama şimdi öğrenci sayılarımız hamd olsun 30'a kadar, hatta bazı yerlerde 15'e 20'ye düşmüş vaziyette, buralara geldi. Maddi sıkıntıları eğitimin önünde bir engel olmaktan çıkartmak için de önemli adımlarımız oldu. Burs ve yurt imkanlarını artırdık. Artık Kredi Yurtlar Kurumuna müracaat edildiği zaman geri döndürmek yok. Ya kredi alır ya burs alır. Tabii ki krediler bursa göre daha fazla. Bunları şu anda veriyoruz geri döndürmek diye bir şey yok, burada kesin kararlılığımız var. Çocuklarını okutan ailelere maddi destekler sağladık."


Bezmialem Valide Sultan'ın rüyası


Erdoğan, 12 yıl önce göreve geldiklerinde Türkiye genelinde 76 üniversite olduğunu belirterek, şu anda üniversite olmayan il kalmadığını söyledi.


Bunun eleştiri konusu da olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:


"'Akademisyeniniz var mı?' dediler. 'Açıyorsunuz bu okulları ama hoca yok' dediler. Dedik ki; 'O da olacak.' Saygıdeğer hocalarımız bunun hesabını bize sormayacaklar. Bunun hesabını, kusura bakmasın, kendilerine soracaklar. Çünkü onlar yetiştirecek ve onları biz de bu okullarımızda istihdam edeceğiz. Dayanışma içerisinde bunu halledeceğiz. Ama biz şimdiden, süratle zemini, fiziki imkanları hazırlıyoruz. Ama üniversitelerimiz bir yarışın içerisinde olmalı. Bu kardeşinizin en önemli derdi şuydu. Tıpta bizim açığımız var mı? Var. Özellikle hoca açığımız var mı? Var. O zaman gelin Türkiye'de olmayan bir şeyi yapalım. Nedir? Sağlık bilimleri üniversitelerini kuralım. Bizden önce böyle bir şey var mıydı? Yoktu. İşte hamd olsun sağlık bilimleri üniversitesinin adımlarını attık."


Erdoğan, bu yönde ilk adımın Bezmialem Vakıf Üniversitesinde atıldığını belirterek, şunları kaydetti:


"Dedik ki Bezmialem Üniversitesi bizim ilk sağlık bilimleri alanındaki üniversitemiz olsun. Bu üniversiteyi attıktan sonra şimdi yeni yeni neler başladı? Sağlık bilimleri üniversiteleri kurulmaya başlandı. Özel olarak başlandı, aynı şekilde bunu devlette de yaygınlaştırmaya başladık. Niye? Hakikaten tıpta çok açığımız var. Doktor açığımız çok çok fazla. Bu noktada kariyer yapma noktasında da öyle bir zihniyet var ki ön tıkıyor. Bir gün rektörlerimizle yaptığımız toplantıda dedim ki; 'Şöyle bir adım atalım. Devlet hastanelerinde doktorlar var, uzman doktorlar var, vesaire vesaire...' Dedim ki; 'Sayın hocalarım, yani biz bu doktorlarımıza, bunlar uzman doktorlar ayrı zamanda bunlara doçentlik, profesörlük bu imkanı veremez miyiz?' Dediler ki; 'Veririz'. Şu anda zaten pratik olarak bunlar devlet hastanelerinde bunu yapıyorlar. Önünü açalım, bizim doktorlarımız doçent, profesör olma imkanını yakalasın. Bu, onların bu alandaki rekabeti daha da güçlendireceğinin, çok daha fazla öğrenciler yetiştireceğinin işareti olacaktır."


Eğitim araştırma hastanelerinden bu sürecin başlamış olduğunu ifade eden Erdoğan, "Neyle? Önce afiliye sistemiyle bu başlamış oldu. Şimdi bu gelişecek" dedi.


Eğitim araştırma hastanelerinden bu sürecin başlamış olduğunu ifade eden Erdoğan, "Neyle? Önce afiliye sistemiyle bu başlamış oldu. Şimdi bu gelişecek" dedi.


Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:


"Bu böylece artacak, artması lazım. Zira zaten doktora, doktor için gerçekleşmiş bir vakadır. Öyleyse bunun önünün açık olması lazım. Bu tıpta önemli bir adım, bunu başarmamız gerekir. Ve Anadolu'nun, Trakya'nın her bir şehrine inşallah kazandırılmış üniversitelerle tıpta yaygın bir şekilde kariyer yapma imkanı da böylece doğacaktır. Şu anda içinde bulunduğumuz bu kurum gibi kısa sürede çok büyük başarı gösteren inşallah büyük sıçrama kaydeden üniversitelerimiz var. Eğitimle birlikte öncelik verdiğimiz bir diğer alan olan sağlıkta bu adımı atmak durumundayız, bunu gerçekleştirmek durumundayız."


Erdoğan, sağlıkta çok büyük bir dönüşümü gerçekleştirdiklerine işaret ederek, şöyle devam etti:


"Bakın az önce söylendi ama biraz onun şöyle detayına da gireyim. Bezmialem Valide Sultan'a ilişkin güzel bir hadise anlatılır. Valide Sultan rüyasında kıyamete kadar kendisine 200 kişinin dua ettiğini görür. Rüyayı yorumlatır. Kendisine bir hastane kurması tavsiye edilir. Hemen 200 yataklı olarak vakıf gureba hastanesini kurdurur. Şimdi geliyorum Ahmet beyin az önce ifade ettiğine ve dikkatinizi çekiyorum şöyle bir talimat verilir, 'bir tek soğan bir altına dahi satılsa hastanın iaşesinden kesilmeyecek tedavi devam edecek'. Şimdi Bezmialem Valide Sultan'da kesinlikle hastadan para alınmaması gerekir. Çünkü bu şimdi Bezmialem Valide Sultan'ın hakikaten bir vakıf olarak tavsiyesi. Onun için Adnan bey size de burada önemli bir görev düşüyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak burayı herhangi bir mali noktada para almamak için bu vakıfnameye uygun hareket etmemiz gerekiyor. 171 yıl önce görülen bir rüyanın bugün ulaştığı seviyeyi işte en yakından sizler görüyorsunuz, sizler yaşıyorsunuz. Öyleyse bunu halletmemiz gerekir. Bu millet bunu halleder mi? Halleder. Bu devlet bunu halleder mi? Halleder."


Vakıf anlayışından öte milletin bunu rahatlıkla halledeceğini dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:


"Biz bu alandaki adımlarımızı atmaya devam edelim. Bizler de milletimiz de işte böyle sağlık sisteminin hayalini yıllarca kurduk. Bir tek soğan bir altına dahi satılsa hastanın iaşesinden kesilmeyecek, tedavi devam edecek. Bu anlayışın yıllarca özlemini çektik. Şimdi bu üniversitede eğitim gören genç kardeşlerimiz ağırlıkla 18-23 yaş arasındalar. 12 yıl önce 6-11 yaşındaydılar ve muhtemelen sağlık sisteminin nasıl olduğunu hatırlamıyorlar. Ancak buradaki hocalarımız, doktorlarımız, üniversite mensuplarımız o günleri hatırlarlar. Hastaneye en başta ulaşmak çileydi. Bu binalar yok o zaman, arkadaki o tarihi bina var. Bir de orada yabancı isimli bir amfi vardı. Frank amfisiydi, o amfiyi iyi hatırlarım. Oradan girerdik, Allah rahmet etsin Mazhar hocanın olduğu zamanlar filan tedavi olmaya gelirdik, bizler o zaman lise öğrencisiyiz. İmam Hatipten atlar, buraya tedaviye gelirdik. O zamanki hal, şimdiki hal, hamd olsun nereden nerelere geldik."


Eskiden hastaneye ulaşılması durumunda sıranın gelip tedavi olunmasının bir ayrı çile olduğunu ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle devam ettirdi:


"Tedavi masrafları ayrı bir çileydi. Hastayı daha da hasta eden hastanelere sıhhatli gelip hasta dönülen, şifa bulsa bile hastanede geneli konuşuyorum şimdi rehine kalan vatandaşlarımız vardı. Hatırlayın o günleri, ilaç bulabilmek bulunsa bile alabilmek başka bir çileydi. Bir gün geldim çok enteresan doktor bana 5 tane ilaç verdi. O zaman ilacı hastaneden alıyoruz. Uzattım reçeteyi '2 ilaç var' dediler. 3 tanesi yok. Ne yapacağım, 'artık onu da eczaneden alacaksınız' dediler. Ben mazlum mazlum döndüm. Tabii mecburen gidip alamadığımızı eczanelerden almak durumunda kaldık. İşte bunlar bizim hafıza kayıtlarımızda. Ne zaman ki sorumluluk mevkisine geldik 'önce bunu kaldıracağız' dedik. Hamd olsun onları kaldırdık ve tüm eczanelerden vatandaşımızın ilaç almasını sağlayacak sistemi kurduk, oturttuk. Artık bizim vatandaşımız şimdi gidip de 'şu ilacı aldım, bunu alamadım' demiyor. Bütün ilaçlarını rahatlıkla gidip eczanelerden temin edebiliyor."


AA