Daire fiyatlarının artması mı mantıklı yoksa düşmesi mi?
Daire fiyatlarının artması mı mantıklı yoksa düşmesi mi? Eğer daha az kazanmaya hatta mesken meselesini temel bir ihtiyaç görerek millet lehine basitleştirmeye ve sadeleştirmeye varsanız projeleri hep birlikte üretelim...
Yenisöz Gazetesi köşe yazarlarından Serkan Akın, bugün köşesinde " maaş ile ev-lenmek mümkün" başlıklı yazısına yer verdi. İşte yazının detayları..
İnanırsak her şey mümkün
Zulmün farkına varırsak bir şeyleri değiştirebiliriz
Önce ranta ve haksız değer artışına dayalı mevcut konut inşaatı sisteminin ekonomimize, şehirlerimize, doğamıza, sağlığımıza, sosyal hayatımıza, toplumsal barışa zararlarını fark etmemiz gerekiyor.
Sadece fark etmek de yetmiyor
Anlamak gerekiyor
Anlamak da yetmiyor, bu zulmün karşılığında nasıl bir tavır alacağımızı belirlememiz gerekiyor.
Ancak günümüzde şark kurnazı toplumumuzun tamamıyla değer artışı, kâr, kira geliri ve durduğu yerde para kazandığı iddia edilen inşaat sisteminden rahatsız olduğu da söylenemez
Dolayısıyla bizim zulüm olduğunu söylediğimiz, her tarafı betona gark eden, gökyüzüne ve güneşe set çeken beton blokların ve rezidansların kimseyi rahatsız ettiğini görmüyoruz
Deprem olacakmış, afet kapıdaymış, eski binalarda ölüm tehlikesi varmış kimsenin umurunda değil
Yüksek katlı apartmanlarda mahremiyetin, komşuluğun, mahallenin, selamın esamesi kalmamış pek de dert değil milletimiz için
Konut sahibi olmak için kredi kullanmanın caiz olduğunu söyleyen hocalar bile var
Nasıl olacakmış ki kredi olmadan ev sahibi olabilmek
Ağaçlar kesilmiş, çocukların oyun alanı kalmamış, trafik felç, işe gidip gelmek için ömürler heba
Misalleri çoğaltabiliriz ama gerek yok
Soru şu;
Hiç bedel ödemeden, elini taşın altına koymadan, çalışmadan ve üretmeden geçinmek adil mi?
Eski ve kaçak bir bina, üstüne para vermeden yenilendiğinde ortaya çıkan değer sizi rahatsız etmiyor mu?
Birileri geçinmek için çırpınırken sizin bir sürü daireden kira almanız akıllıca mı?
Altta kalanın canı çıksın, o da uyanık olsaydı, zamanında kamu arazilerini işgal etseydi, kaçak daireleri dikseydi, boş tarlaları telle çevirip sadece üç kuruş emlak vergisi verip zilyet oluştursaydı nasıl olsa bir gün seçim olur ve tapu verirlerdi mi diyorsunuz?
Eğer bu sorulara cevabınız evet ise bizim size söyleyecek sözümüz ve sizinle hiçbir işimiz olmaz
Çünkü siz şark kurnazlığının üzerine bir de şımartılmış popülist vatandaş olmuşsunuz
Her seçimde sırtı sıvazlanan, köşeyi döndüğü için itibar gören, rant geliriyle şımarmış uyanık
Osmanlı sizin için sadece şerbetlerde ve tatlılarda güzeldir
Cumbalı evleri yeni yaptırdığınız villalarda taklit edersiniz
Rezidansların etrafını çevirdi mi mahalle de olur
Diktiğiniz kuleye Osmanlı ya da Selçukluyu andıran bir isim koyarsınız
Arsanın en sote bir tarafına taklit bir cami kondurdu mu her şey tamam
Şimdi 2017 fiyatları ile bir metrekaresinin maliyeti 1374 Lira olan betonarme 100 m² büyüklüğündeki ortalama bir konutun fiyatı nasıl oluyor da 275 bin Lira oluyor? Bu fiyat İstanbul için 449 bin Lira.
Bu satış fiyatlarının peşin fiyat olduğunu, eğer vadeli satış olursa faizli banka kredisiyle bu fiyatın en az iki katına çıktığını da unutmayın.
Şimdi 137 bin Lira maliyet nerde 449 bin Lira satış fiyatı nerde.
“Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa” demiş şair.
Bir soru daha soralım;
Daire fiyatlarının artması mı mantıklı yoksa düşmesi mi?
Ya da ranta dayalı bu sistemden memnun musunuz değil mi?
Önce cevapları duyalım arkadaşlar.
Şeksiz şüphesiz şartsız amasız ve fakatsız cevapları
Her şartta aynı olacak cevabı
Bu düzenden memnunsanız bizim sizin için yapacak bir şeyimiz ya da üretecek bir projemiz yok
Eğer cevabınız her şartta toplum ve millet yararına evet ise çözümü konuşalım
Eğer daha az kazanmaya hatta mesken meselesini temel bir ihtiyaç görerek millet lehine basitleştirmeye ve sadeleştirmeye varsanız projeleri hep birlikte üretelim
O zaman maaş ile hem evlenilir hem de geçinilir.