Sektörel

Dar gelirliler nasıl ev sahibi olacak?

Konut kredi faizleri düştü, pek çok sektörün "anası" inşaat sektöründe hareketlilik başladı

 "Kriz" etkisini kimileri için acı gösterdi. İşini kaybedenler de oldu, icralık olanlar da.

Ücretliler kadar emeklilerin gelirleri de her geçen gün biraz daha düşüyor. Bu şartlarda, bir ev sahibi olabilmenin düşlerini kuran sabit gelirlilere kulak vermek gerekiyor.

Bu noktada, İzmir'e 8 planlı kent parçası kazandıran ve ürettiği 24 bin konutta 100 bin kişiyi ev sahibi yapan Türkiye'nin güvenilir kooperatifler üst birliği Ege-Koop'un Genel Başkanı Hüseyin Aslan'ın söyledikleri önemliydi.

Aslan'a "Dar gelirlilerin konut sahibi olması için ne gerekiyor" diye sordum. Aslan, belediye ve TOKİ'nin "sosyal sorumlulukları"nı hatırlamalarının bu konuda çözüm için yeterli olacağını söyledi.

Aslan, belediyelerin şu önemli görevlerini dar gelirlilerin haklarını savunmak adına vurgulamakta yarar olduğunu söyledi:

- Kent sakinlerinin sağlıklı yaşam sürdürecekleri bir konut edinebilmelerine uygun ortam hazırlamak.

- Kenti kaçak yapılardan-gecekondulardan arındıracak kentsel dönüşüm projelerini uygulayarak, yaşanabilir uygar bir kent dokusu oluşturmak.

Hüseyin Aslan'a göre, bu görevin yerine getirilmesi; yüzde 38'i kirada oturan, yüzde 55'i gecekondu-kaçak yapıdan oluşan, mevcut konutlarının yüzde 60'ı 20 yaşın üstünde yüzde 40'ı da onarıma ihtiyaç duyan İzmir gibi bir kentte hayati derecede önemli.

"Peki Ege-Koop neden eskisi gibi dar gelirlilere yönelik konut üretmiyor" diye sordum.

Aslan, yanıtladı:

"Türkiye'nin bugünkü ekonomik yapısı, metrekaresi 600-700 TL'ye mal olan bir eve taksitle sahip olma avantajını adeta yok etmiştir.

- Yerel yönetimlerin, planlı toplu konut alanları oluşturma hususundaki gönülsüzlükleri ve kentsel dönüşüm konusunda söylemde kalan yaklaşımları da bu yanıtlara eklenebilir.

Aslında Hüseyin Aslan'ın bu eleştiri içeren tespitleri, yerel yönetimlerin ve Başbakanlık bünyesinde Türkiye çapında konut üreten TOKİ'nin uygulamalarına pusula olmalıydı.

Hüseyin Aslan, ile kaba bir hesap yaptık. Peki neydi bu hesap?

Yine Aslan'a sordum, o da yanıtladı.

"Kirada oturan ve 1600 TL maaş alan bir çalışanın yaklaşık 80 bin TL maliyetli 100 metrekare bir konuta sahip olması için masraflarından kısması yeterli gelebilir mi?"
Cevap "Hayır" oldu.

Peki "Belediyelerin arsa üretmesi ne anlama geliyor?"
Cevap şu:

" Belediyelerin arsa ve altyapı desteği, bir bakıma konut sahibi olmak isteyen sabit gelirlilerin ödeyeceği toplam konut maliyetinin yaklaşık yüzde 15'lik bir bölümünü sübvanse etmesi anlamına geliyor."

"Sosyal belediyecilik boyutuyla konut açısından bugün ne noktadayız?"
- Belediyeler sosyal nitelikli toplu konut alanları için arsa alanları yaratma çabasında değil. Sosyal belediyeciliğin bir gereği olan bu işlemden pek çok belediye uzak duruyor. Şu anda yapılmayan da budur.
 Yeni Asır/Erkin Usman