Genel

Datça kendini 3 B ile tanımlıyor!

Mutlu Tönbekici, Vatan Gazetesi'ndeki bugünkü yazısında 'Türkiye ’nin en mahmur yarımadası Datça' başlıklı yazıyı kaleme aldı. Tönbekici, yazısında Datça'nın dağal güzelliklerini değerlendirip izlenimlerini okurları ile paylaşıyor...

Datça kendini 3 B ile tanımlıyor: Badem, balık ve bal. Ama bana sorarsanız en güzel tarafı o hiç kendini kasmayan, Egelilere has tatlı uyuşukluğu. İnsanı da doğası da ayrı bir mahmur, ayrı bir rahat, ayrı bir güzel. Öğleden sonraları hele (kutsal siesta zamanı) rüzgar bile uyur orada. Yarımada, güneşte mayışmış kocaman bir kediye dönüşür..

Merkez, iki yanyana koy etrafında kurulu sevimli bir ilçe. Akşamları her iki kordonu da hareketleniyor. Ama yarımada, esas güzelliklerini batıya uzanan dağların, tepelerin arasında saklar. Ovabükü, Palamutbükü, Hayıtbükü, Kızılbük yanyana minik koylar. Son 5 yılda köy pansiyonlarının yanı sıra çok güzel yerler de açıldı.

Ilgınlar altında Akdeniz

Palamutbükü

Diğer koylara göre daha geniş bir sahili var. Sağındaki mini iskeleye her bayraktan yatlar yanaşıyor. Lokanta bakımından da daha zengin. Akşamları plaj üstüne, ılgın ağaçları altına masalar atılıyor. Fakat bana göre en şahane yer Le Jardin De Semra. (Semra 'nın bahçesi) Devasa bir dut ağacının altında harikulade bir lokanta. Taş ev, Semra hanıma ailesinden kalma. Hiç bozmadan tamir etmiş. Kendi de müthiş, yemekleri de müthiş. Pazı yaprağında balık, bademli kabak, ahtapot ızgara, bademli, mantarlı rizotto, bademli salata, her çeşit makarna ve son nokta: bademli incir tatlısı.

İncir ağaçları altında bademli tavuk

Datça merkezden Knidos yönüne 20 km sonra, Yaka köyü içinde çok sevimli bir Ege lokantası. Bina eski bir yağ hane. Restore edilip restorana döndürülmüş. Arkadaki incir ağaçları altında harikulade bir ortam var. Mavi beyaz masa sandalyelerle insana mutluluk veriyor. Mezelerin yanı sıra, portakal soslu bademli tavuk, kabak beğendili şarap soslu antrikot gibi fanfinfon yemekler çıkartıyorlar.
Vatan/Mutlu Tönbekici