24 / 12 / 2024

Deniz Müzesi, en büyük müzelerden biri olacak!

Deniz Müzesi, en büyük müzelerden biri olacak!

İstanbul Deniz Müzesi, restorasyondan sonra 15 bin metrekare üzerindeki sergi alanıyla Türkiyenin en büyük müzeleri arasında yer alacak. Deniz Müzesi, 2013 yılında yeni binalarıyla hizmete girmeye hazırlanıyor



 

İstanbul Deniz Müzesi, 2013 yılında yeni binalarıyla hizmete girmeye hazırlanırken, müzede bulunan dünyanın en eski tarihi kadırgası da artık müzeyi ziyaret edenler tarafından rahatlıkla görülebilecek. Kadırga ziyarete hazır hale getirilirken, bilinen tarihinden çok daha eski olup olmadığı da uzmanlarca araştırılıyor.

Bakımı yapılarak günümüze kadar çok iyi korunabilen, 28 metre uzunluğunda, yüzebilir durumdaki kadırganın bilinen yapım tarihinin 1600li yıllar olduğu tahmin ediliyordu. Avcı lakaplı Padişah IV. Mehmet (1647-1680) zamanında yapıldığı tahmin edilen kadırganın kartal ve ejder motifleriyle birkaç yüzyıl daha eski olabileceğini belirten müze yetkilileri, Çünkü bu motifler 14üncü yüzyılda başka bir kadırgada da kullanılmış. Ayrıca o kadırgayla büyük benzerlikler bulundu tasarımında. Tahminen 14üncü yüzyıl yapımı olabileceği tahmin ediliyor. Bu motifler Bizans döneminde de kullanılan motifler. Yapımının Bizans dönemine kadar gittiği varsayılıyor diyor.

Zengin koleksiyona sahip

Türkiyenin denizcilik alanında en büyük ve içerdiği koleksiyon çeşitliliği açısından dünyanın sayılı müzelerinden biri olan Deniz Kuvvetleri Komutanlığına bağlı İstanbul Deniz Müzesi, Türkiyede açılan ikinci müze ve ilk askeri müze. Türk denizcilik tarihini açıkça ortaya koymasının yanı sıra, Osmanlı İmparatorluğunun ihtişamını ve görkemini yansıtan tarihi kadırga ve saltanat kayıklarıyla en zengin koleksiyonlardan birine sahip olan müze, kurulduğundan beri Türk deniz tarihine ait, bilgi, belge ve nesneleri koruyarak ve yeni nesillere aktarılmasını sağlayarak önemli bir görevi yerine getiriyor.

İstanbul Deniz Müzesi, 1897 yılında,  II. Abdülhamitin izni, Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşanın emri ve Amiral Hikmet Paşayla Binbaşı Süleyman Nutkinin büyük çabaları sonucu Müze ve Kütüphane İdaresi adıyla küçük bir binada kuruldu.

İkinci Dünya Savaşının başlamasıyla eserler korunma amacıyla Anadoluya nakledildi. Savaş sonunda 1946 yılında müzenin tekrar İstanbula taşınmasına karar verildi ve müze Dolmabahçe Camiine taşındı. Müze müdürü Haluk Şehsuvaroğlu idaresinde 2 yıllık bir çalışmadan sonra 1948de ziyarete açıldı. Daha sonra müzenin tekrar taşınma gerekliliği ortaya çıktı ve son olarak 1961 yılında Beşiktaştaki bugünkü yerine taşındı. O günden bu yana İstanbul Deniz Müzesi, denizcilik alanında sahip olduğu eşsiz koleksiyonla varlığını sürdürmekte. 20 binin üzerinde objeden oluşan koleksiyon, Atatürkün eşyaları, tarihi kayıklar, resimler, gemi modelleri, silahlar, haritalar, armalar ve tuğralar, seyir aletleri, fenerler, üniformalar, nişan ve madalyalar, sikkeler, damga ve mühürler, fotoğraflar, bayrak ve sancaklar, mezar taşları, kitabeler, taş baskı kalıpları, berat, ferman ve yazma eserler, gemi baş figürleri, mobilyalar, saatler, amforalar ve dalgıç takımları, gemi aksamları, plaketler ve çanlar olmak üzere konularına göre gruplandırılmış.

Toplam 36 kayık sergilenecek

Müze, ana teşhir binası ve kayıklar galerisi olarak tasarlanan iki yeni binadan oluşmakta.

2012 yılının sonunda inşaatı tamamlanacak yeni müze binası 15 bin metrekare üzerindeki sergi alanıyla Türkiyenin en büyük müzeleri arasında yer alacak. Müze, depreme karşı tam olarak güvenli ve her türlü modern güvenlik ve sergileme materyalleriyle donatılacak. 200 kişilik çok amaçlı kongre salonunda uluslararası sempozyum, seminer ve konferanslar icra edilebilecek, çocuklara yönelik denizcilik ve müze sevgisi aşılanacak, interaktif sistemler kullanılarak tarihimiz gelecek nesillere ideal biçimde aktarılacak.

Halen müze bünyesinde çocukların müze eğitimine yönelik bir denizcilik eğitim odası hizmet vermekte. Çocuklar burada çeşitli atölye etkinlikleri, yapboz, gemi maketi yapma, halat parçalarıyla gemici düğümü atma, simülasyon gibi aktivitelerle hem eğlenip hem de denizciliği öğreniyor. Özellikle genç nesilllere deniz tarihimizin daha gerçekçi anlatılabilmesi amacıyla dijital teknolojilerden büyük oranda yararlanılıyor, deniz tarihimiz hologramlar, interaktif ekranlar ve kiosklar yardımıyla sunuluyor. Daha önce çağdaş müzecilik anlayışına göre sergilenme imkanı bulamayan başta tarihi kadırga ve saltanat kayıkları olmak üzere toplam

36 kayık ve objeler bu binada yeni müzecilik anlayışına göre sergileniyor.

Önay Yılmaz - Garbis Özatay / MİLLİYET

 


Geri Dön