Deprem maden ocaklarını nasıl etkiler
Büyük yıkımlara neden olan depremlerin, binlerce insanın yer altında çalıştığı maden bölgelerinde olması halinde nasıl sonuçlar doğuracağı sorusu akla geliyor
Uzmanlar, mühendislik hizmetlerinin ihmal edilmemesi halinde, depremin yer altında, yer üstün göre daha az yıkımı neden olduğunu belirtiyor.
TMMOB Maden Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, depremin yol açtığı sarsıntıların yer üstünde
ciddi yıkımlara yol açabildiğini, bunun zemin seçimi, binaların yetersizliği ve
mühendislik projelerinin uygulanmamasıyla ilgili olduğunu söyledi.
Maden ocaklarındaki galeri boşluklarının sürekli üstlerindeki yığınlar
nedeniyle maruz kaldığını basınca alıştığını anlatan Torun, şunları kaydetti:
"Ocaklarda uygulanan özel tahkimat sistemleri galeri boşluklarındaki
çökmeleri önlüyor. Depremlerin yer altında, yer üstü yapılarına göre daha az
yıkıma neden olduğunu görüyoruz. Sarsıntılarda yer altındaki yapılar daha iyi
olduğundan yıkım da az oluyor. Dünyada yaşanmış depremlerde bunun örnekleri var.
Hindistandaki Koyna yer altı hidroelektrik santrali, büyük ölçekle bir depremde
hafif hasar görmüştür. Depremlerin yer altı açıklıklarında yüzey yapılarına göre
daha az hasar verdiği bir örnek de, 1976da Çinin Tangshan kentinde, 7.8
büyüklüğünde meydana gelen depremdir. Yaklaşık 242 bin kişinin öldüğü deprem, en
yıkıcı afetlerden biridir. Depremin yakınındaki maden ocaklarında yerin 800 metre
altında üretim yapılmaktaydı. Sarsıntı sırasında madende çalışan 10 bin işçinin
çok büyük bölümü yer altından sağlık şekilde çıkmıştır. Bu durum, derin yer altı
açıklıklarının yer üstü yapılarına göre daha güvenli olduğuna ilişkin
örnektir."
Torun, 1999 depremlerinde Bolu tünelinde de büyük hasarların meydana
gelmediğine işaret ederek, "Yaşanan tecrübeler yer altı galerilerinde
sarsıntıların fazla hasara yol açmadığını gösteriyor. Dünyada ve ülkemizdeki
depremlerde bunun örnekleri var. Madenlerdeki en önemli güvence tahkimat
sistemlerinin uygulanmasıdır" diye konuştu.
"Madenler yerle birlikte sallanıyor"
Maden ocaklarında mühendislik hizmetlerinin asla ihmal edilmemesi
gerektiğini, "bir şey olmaz" mantığıyla hareket edilmesinin de yanlış olduğunu
ifade eden Torun, bir vardiyada 1500 kişinin çalıştığı bir maden ocağında olası
depremde yaşanacak göçüklerin felaketi arttıracağını, bundan dolayı da
mühendislik hesapların tahkimatlarda ihmal edilmemesinin önem taşıdığını
kaydetti.
Zonguldak Karaelmas Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği
Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Erdoğan Kaymakçı, yer üstü ile yer altı
yapılarını deprem davranışları arasında önemli farkların bulunduğunu işaret
ederek, şöyle dedi:
"Yer üstündeki yapıların belirli bölümleri zeminde olurken büyük kısmı
dışarıda bulunuyor. Madenlerin ise tamamı yerin altında olduğundan yer ile
birlikte sallanıyor. Bundan dolayı da depremde daha az etkiye maruz kalıyorlar.
Depremde sırasında meydana gelen sismik dalgalar en yüksek etkiyi yeryüzünde
gösteriyor. Yer altında özellikle kayalık alanlarda deprem dalgası hafif
hissedilir. Tahkimatlı tüneller için sarsıntının neden olduğu hasar, küçük parça
kopmaları, kaplamada çatlakların dışında görülmez."
"Madenler güvenli yer üstünü dikkat"
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Zonguldak Temsilcisi Şaban Koç da,
Zonguldakın Kuzey Anadolu Fay zonu ile Bartın fayının etkisi altıda kalabilecek
2. Derece Deprem Bölgesinde yer aldığına işaret ederek, "Bartın fayı aktif bir
fay olup en son 1968 yılında bir deprem üretmiş, yöremizde de ciddi şekilde
etkisini göstermiştir. Dikkat edilmesi gereken bir faydır" dedi.
Zonguldakın 170 yıllık madencilik geçmişi ve kültürü bulunduğunu anlatan
Koç, şöyle devam etti:
"Olası bir depremin yer altındaki ana galerilerde ciddi anlamda bir
yıkıntıya yol açması mümkün değildir. Depremi üreten dalgalar yerin altında
kayaçların içinde yol alarak ilerlemektedirler. Bu dalgaların yer yüzünde yaptığı
tahribat çok daha fazladır. Yer altındaki ana galeri ve diğer tesisler tahkimatlı
ve sağlam yapılar olduğundan depremde ciddi sorunlar yaşanmaz. Deprem çok az
hissedilebilir ve çürük zeminlerde de demir bağı aralarından yer yer ufak çaplı
tavandan posta akması şeklinde göçükler meydana gelebilir. Ancak ciddi anlamda
bir tahribat söz konusu olmayacaktır."
Koç, madenlerle ilgili öncelikli sorunun tasman (madencilikte yer altında
oluşan boşlukların, yer üstünde meydana getirdiği çöküntü) olduğunu ifade ederek,
şunları kaydetti:
"Olası depremin şiddeti ve büyüklüğüne göre şehrimizde ciddi sıkıntılar
yaşanabilir. Burada tasman yani eski yer altı imalatları ve kalker boşluklarında
sarsıntıyla oluşabilecek çökmeler potansiyel risk olarak önümüzde durmaktadır.
Bununda önüne geçilmez bir durum olduğunu düşünmüyorum. Yerel yönetimlerin
güvenli binaların yapılması için öncelikle jeoloji mühendisi istihdam etmesi
gerekmektedir. Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) ile işbirliği içinde ilimizin
tasman ve yer altı imalat haritaları çıkartılarak, ileri ki dönemlerde üretim
yapılacak alanların net olarak ortaya konulması da gerekmektedir. Buralarda, imar
tadilatına gidilmesini yönünde çalışma başlatması gerekmektedir. Tasman
bölgelerinde yapılan çok katlı binalar, başta belediyenin, yapanların ve içinde
oturanların başını ağrıtacaktır. Binalarda zamanla oturmalar ve yer yer çatlaklar
yaşanabilmektedir."
"Madenler çökmez"
TTK İş Güvenliği ve Eğitim Daire Başkanı Mesut Öztürk de herhangi deprem
sırasında ocaklarda arazinin kendini tutacağını, galeri boşluklarıyla oluşan
alanın yükünü de tahkimatlarla tutulduğunu belirterek, şöyle dedi:
"Herkesin aklında deprem olduğunda ocaklar çöker diye yanlış bir
düşünce var. Olası bir depremde madenler çökmez, arazi zaten kendi kendini tutar.
Sadece bizim tahkimat yaptığımız kısmın üzerindeki alanın çökmesini biz
engelliyoruz. Galeri boşluklarını ne kadar dar yaparsanız sağlam oluyor. Buna
rağmen yeterli desteği yoksa, altında boşluklar varsa tavandan ufak tefek
dökülmeler yaşanabilir. Fakat büyük göçükler meydana gelmez."
AA