Deprem sonrası herkes bunu yapmaya başladı! Eğer siz de yapmazsanız binanız yıkılabilir!
Kahramanmaraş’taki iki büyük depremin ardından herkesin oturduğu binanın depreme dayanıklılığını merak ettiği belirten Antalya İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Soner Akdoğan, bu konuda izlenecek iki yolu anlattı. Antalya İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Soner Akdoğan, önceki depremlerde olduğu gibi, bu deprem sonrasında da insanların oturduğu binanın sağlamlığını merak ettiğini ve depreme dayanıklılık testi gibi konularda bilgi almak için çok yoğun telefon aldıklarını söyledi
Kahramanmaraş merkezli 10 kentte etkili olan, binlerce binanın yıkıldığı, şu ana kadar 30 binden fazla insanın yaşamını yitirdiği iki büyük deprem, tüm Türkiye'yi yasa boğdu. Antalya İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Başkanı Soner Akdoğan, önceki depremlerde olduğu gibi, bu deprem sonrasında da insanların oturduğu binanın sağlamlığını merak ettiğini ve depreme dayanıklılık testi gibi konularda bilgi almak için çok yoğun telefon aldıklarını söyledi.
“RİSKLİ YAPI STOĞUMUZU BİLMİYORUZ”
Türkiye'de riskli yapı stokunu bilmediklerini ve 2 bin yılı öncesi yapılarla ilgili bazı ezberlerin net verilere dayanmadığını belirten Akdoğan, “Bir depremde ne kadar göçme yaşanacak ve ne kadar vatandaşımız enkaz altında kalabilir, yapı stokunu bilmemiz gerek. AFAD'ın 2019'da oluşturduğu İl Afet Risk Azaltma Planı (İRAP) için tüm belediyelere ödev verildi. İzmir, Eskişehir, İstanbul ve Antalya buna başladı. Fakat diğer belediyelerde herhangi bir çalışma duymadım. İRAP esasında üniversiteler, yerel belediyeler, STK'lar, meslek odaları tüm kurumlara görev biçiyor ancak organizasyonunu büyükşehir belediyesi yapıyor. Ağustos’tan bu yana bir defa çalıştaya davet edildik, daha derli toplu, tüm aktörler toplanıp birlikte hareket ederek yol haritası çizilmeliydi. Antalya'da bunun duyurusu yapıldı fakat yol haritasının çok sağlıklı ilerlediğini söyleyemem" dedi.
“İKİ AY SONRA HER ŞEY UNUTULUR”
2 bin yılından önceki veya sonraki yapılar için net olarak riskli veya risksiz denilemeyeceğini vurgulayan Soner Akdoğan, yapıların risk durumunun tespiti için yapı envanterinin çıkarılması gerektiğini söyledi. Eğer bu yapılmıyorsa da insanların oturdukları konutların risk durumunu kendilerinin öğrenmesi gerektiğini ifade eden Akdoğan, “Her depremden sonra İMO'ların telefonları susmaz. 'Bizim binamız riskli mi, değil mi' sürekli telefonlar alırız. Bu hizmeti veren mühendislik firmalarının telefonları da susmaz ama 2 ay sonra her şey unutulur" şeklinde konuştu.
İşte detaylar...
“BURANIN MÜTEAHHİDİ SAĞLAMCIYDI”
İnsanlar, 'Ya binamız çok sağlam, duvara çivi çaktım girmiyor', 'Ben burayı yapılırken gördüm, müteahhit öyle bir demir attı ki, buranın müteahhidi şöyle sağlamcıydı' gibi bilinçsizlikten kaynaklı inanılmaz bir güven olduğunu kaydeden Akdoğan, şu şöyledi:
“Kendim işin içindeyim ve bende bu güven yok. Ancak vatandaş duvara çerçeve asarken, belki bir kolona denk geliyor, 'Biz bunun sıvasına çiviyi çakamadık' diye yapının sağlam olduğunu duvara çaktığı çividen anlamaya çalışıyor. Yaşanan can kayıpları, manevi ve maddi yıkımın karşılığı yok. Çok cüzi rakamlara yapılabilecek işlemleri yalnızca duvara çivi çakma metoduyla binalarının sağlam olduğunu anlayan insanların bilinçlenmesi lazım. Özellikle 2 bin yılı önceki yapılardaki vatandaşlarımızın daha duyarlı, bilinçli olması gerekiyor."
TEST İÇİN İKİ YÖNTEM VAR
Yapıların deprem risk durumları, performans analizlerini inşaat mühendislerinin yaptığını söyleyen Akdoğan, bu noktada vatandaşın izleyebileceği iki yolu şöyle belirtti:
"1’incisi 6306 sayılı ‘Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi’ hakkında yasa kapsamında bu işi yapan firmalar var ve Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın yetkilendirdiği ve internet sitesinde görülebilir. Bu resmi bir işlem, gittiniz 6306 sayılı kanun çerçevesinde başvurunuzu yaptınız, binanız riskli ise 60 gün içinde binanın boşaltılması, yıkılması ve kendi imkanlarınız ya da bir müteahhitle anlaşıp binayı tekrar yapmanız gerekiyor. Bu süreç yapınız riskliyse dönüşü olmayan ancak hızlı aksiyon alınan bir süreç.
2’nci yöntem, insanlar gayriresmi, kendi binasının durumunu öğrenmek için bir tespit yaptırabilir. Hem Bakanlık hem İMO'dan söz konusu firmaları öğrenebilir ve binalarının durumunu tespit ettirebilirler. Kendileri daha esnek bir yol haritası çizebilir. Burada güçlendirme de değerlendirilebilir. Her yapının yıkılacağı söylenemez. Çok çeşitli güçlendirme yöntemleri var ve bunlar da eskisi kadar çok pahalı değil. Bu işin tespitini yapmakta insanların gözünü korkutacak, çok afaki rakamlar değil. Karşısında kaybedebileceğimiz can, maddi ve manevi kayıpların bir karşılığı yok. Bu nedenle bu iki yöntemden birini tercih ederek tespitlerini yaptırmaları gerektiğini düşünüyoruz. Depreme dayanıklılık testi ücretleri de binanın yüksekliği ve özelliğine göre 20 bin liradan başlayıp 100 bin liraya kadar çıkabiliyor."
Tapusu olanlar dikkat! Bunu yapmayanlar kafasını duvara vuracak! Son tarih resmen açıklandı!