Eğitim

Depreme dayanıksız binalara önlem alınmıyor

Yasal mevzuatlardaki eksiklikler nedeniyle, belediyeler depreme dayanaksız binalar hakkında mülk sahiplerini bilgilendirmiyor

Yurttaşlar ise 'evimi yıkarlar' endişesiyle binaları hakkındaki raporları belediyelerden almıyor.

İstanbul'u bekleyen olası bir depremde hangi ilçede kaç binanın hasar göreceğini ortaya koyan onlarca araştırma raporuna karşın yurttaşların sağlıklı konutlara ulaşmaları için gerekli adımlar atılamıyor. Yasal mevzuatlardaki eksiklikler nedeniyle belediyeler, yıkılma riski yüksek binalar hakkında mülk sahiplerini bilgilendirmiyor. Yurttaşlar ise "belediye evimi yıkar" endişesiyle binaları hakkında hazırlanan deprem raporlarını belediyelerden almıyor.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Mer-kezi'nce hazırlanan ve 7.5'lik bir depremde İstanbul'un 6 ilçesinde sayıları 43 bini aşan binanın yıkılacağı yönündeki raporu "Hasarlı binalara ilişkin nasıl bir düzenleme yapılacak?" sorusunu gündeme getirdi. Zeytin-bumu'nda 8 bin, Bayrampaşa-Bahçelievler ve Güngören'de 22 bin 540, Fatih'te 4 bin700 ve Küçükçekmece'deki 8 bin 50 bin binanın yıkılma riski bulunduğu yönündeki ayrıntılı rapor hazırlayan ODTÜ Deprem Mühendisliği Araştırma Merkezi, rapora ÎBB ve ilçe belediyelerine gönderdi. Belediyeler ise raporlardaki riskli binalara ilişkin açık adres bilgilerine sahip olmalarına karşın yurttaşlara gerekli bildirimleri yapmadılar. Yurttaşlar ise binalarının hangi koşullarda yenileneceği ya da güçlendirileceği sorularına ise yanıt bulamıyor.

Yasal düzenleme şart İstanbul Barosu Kent ve Çevre Hukuku Komisyonu Başkanı avukat Ali Yaşar Özkan, Türkiye'de olası bir depremde yıkılma riski bulunan ve dayanıksızlığı bilimsel verilerle ortaya konan binaların nasıl dönüştürüleceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmadığına dikkat çekti. Yasal düzenleme eksiklikleri nedeniyle belediyelerin de yurttaşlannın da kafalarının karışık olduğunu ifade eden Özkan şunları söyledi: "Belediyeler ellerindeki tmar Kanunu'na göre 'kaçak', 'ruhsatsız', 'plan ve projesine uymayan' ve 'kamu düzenine aykırı' binaları yıkmakla yükümlüler. Kanunda öngörülen koşullara bir de yıkılma riski eklenirse bu binaların muhafaza edilmemesi gerekir. Ancak, deprem riski nedeniyle yıkılması gereken binaların sayılan 100 binlere ulaşıyor. Bu da daha ayrıntılı olarak tasarlanmış bir yasal düzenlemeyi zorunlu kılıyor. İsabetle hazırlanmış bilimsel veriler dikkate alınarak yürütmenin acilen yasal düzenleme yapması gerekir. Tedbir alınmadan depremi beklemek hukuki olarak kabul edilir bir durum değildir."

'Kaynak var, siyasi irade yok'
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası İstanbul Büyükkent Şube Başkanı Cemal Gökçe, İstanbul'un yapı stokunun yılda 1 milyar dolarlık bir bütçe ayrılması koşuluyla 20-25 yılda depreme dayanıklı hale getirilebileceğine dikkat çekerek "Türkiye'de deprem için maddi imkân var ama siyasi irade yok" dedi.

1999 Marmara depreminin üzerinden 10 yıl geçtiğini de anımsatan Gökçe şu önerileri dile getirdi: "10 yılda taş üstüne taş konulmadı. Birbiri ardına açıklanan deprem araştırmaları ölü sayısının 100 binleri aşacağını gösteriyor. ODTÜ'nün son araştırması yalnızca 6 ilçeyi kapsıyor. İstanbul'da 39 ilçe var. Bu ilçelerin tamamı planlı olarak incelenmeli ve bir an önce çözüm odaklı çalışmalar yapılmalıdır. Yalnızca İBB bile bir yılda gerekli olan 1 milyar doları karşılayabilir. Merkezi hükümet bazında düşünüldüğünde bu rakam bir haftada ödenen dış borç faizine eşittir."
Deniz Tatarer Temur / Cumhuriyet