Depreme kentsel dönüşümle hazırlanmalıyız!
Büyük şehirlerdeki yapıların depreme dayanıksız olmasının deprem açısından en büyük risk olduğunu söyleyen AKUT Başkanı Recep Şalcı, “Kentsel dönüşümler tamamlanmadan yeni bir depreme hazır olmuş sayılmayız'' dedi.
AKUT Başkanı Recep Şalcı, 21. yıl dönümü olan Büyük Marmara Depremi’nden beri geçen sürecin genel bir değerlendirmede bulundu. Şalcı, şu ifadeleri kullandı. “Türkiye’de 1999 depremini biz milat olarak kabul ettik. Biliyorsunuz, AKUT olarak ülke gündemine yaygın olarak girmemizi sağlayan, bu depremdeki performansımızdır. O günden bugüne elbette aynı durumda değiliz, geldiğimiz süreç de umut verici. Ancak toplum olarak olması gereken yerde miyiz? Maalesef hayır! Daha yapmamız gereken çok iş var. Öncelikle üst düzey bir farkındalık oluşturmamız ve artık toplum olarak bir afet kültürünü yerleştirmemiz ve yaygınlaştırmamız gerekiyor. Geç bile kaldık; kalmaya devam etmememiz gerekiyor! Eğitim ve afetler konusunda bilinç, farkındalık, empati ruhu oluşturabilmek her şeyden daha önemli. Bu nedenle öncelikle, başta depremler olmak üzere, afet bilincine yönelik yeni bir web sitesi hazırladık. Bu yeni sitemiz, yakın zamanda uygulamaya başladığımız “Güvendeyim” uygulamasından sonra yeni bir farkındalık platformu olacak. Afet bilinci konusunda dinamik bir iletişim platformu olacak yeni web sitemiz. ”
“Kentsel dönüşümler tamamlanmadan yeni bir depreme hazır olmuş sayılmayız.”
Depreme hazır olmakla ilgili bir başka önemli eksikliğin de, özellikle büyük şehirlerdeki yapılarımızın depreme dayanıksızlık sorununun hala devam etmesi olduğundan bahseden Şalcı, şunları söyledi: “Kentsel dönüşümler tamamlanmadan yeni bir depreme hazır olmuş sayılmayız. Arama kurtarma ekiplerimizin dünya çapında olması, çok iyi ön planlamalarınızın olması; binalarımız sağlam olmadıkça bir işe yaramayacaktır O yüzden, hazırlıklarımızı, çalışmalarımızı hem devlet olarak hem de yerel yönetimler, STK’lar olarak, devam ettirmemiz gerekiyor. Geleceğimize, çocuklarımıza, torunlarımıza bu korkuyu değil onların güvenli ve daha iyi yaşayabileceği konutlar bırakmamız gerekiyor. Geleceği de düşünüp acil durum eylem planlarımızı ona göre yapmamız lazım. Bunun için de afet kültürü kavramını hayatımıza yerleştirmemiz önem taşıyor.”
Pandemi sürecinde, Birleşmiş Milletler (BM) ile yapılan çalışma gündemde
AKUT Başkanı Recep Şalcı, pandemi ve yeni normaller sürecinde öncelikle bu konudaki yeni prosedürleri oluşturmak için ciddi araştırmalarda bulunulması gerektiğini ifade ederek “Başta Birleşmiş Milletler (BM) teşkilatının ilgili birimi ve Avrupa Sivil Koruma Mekanizması (EUCPM) olmak üzere, ilişkide olduğumuz dünyadaki tüm organizasyonlarla bilgi ve deneyim alışverişlerinde bulunduk ve yeni arama kurtarma prosedürlerimizi oluşturduk. Özellikle müdahale kısmında BM ile yaptığımız çalışma şu an yürürlükte.” diye konuştu.
Öncelikle risk algısının değiştiğinin ve şu anda tüm dünyada global salgınlarda arama kurtarma ile ilgili hiçbir tecrübe olmadığını kaydeden Şalcı, şu ifadeleri kullandı: “Bizim için ilk öncelik, arama kurtarma faaliyetinin devamı için, arama kurtarma ekiplerinin can güvenliğidir. Aksi durumda, daha büyük bir sıkıntıyla karşı karşıya kalırsınız. Bunun için yaptığımız ilk şey, müdahale sırasındaki önlemlerimizi artırmak oldu. Şu ana kadar AKUT ailesinden pandemiye yakalanan birinin olmaması, bu konudaki başarımızın göstergesidir. İzolasyonumuzu çok güzel sağladık. Özel kıyafet ve malzeme ile bunların çoğaltılması konusunda lojistik çalışmalarımızı hızlandırıyoruz, çünkü bunlar tek kullanımlık ve pahalı malzemeler. Arama kurtarma çalışmalarında, muhakkak 14 hijyen kuralına uyup, araçların ve malzemelerin dezenfekte edildikten sonra çalışmaların bitirilmesi gerekiyor. Biz tüm prosedürlerimizi oluşturduk ama insanlığın 100 yılda bir yaşayabileceği bir salgın felaketi olduğu için biraz da yaparak öğreniyoruz. İşimiz gereği alabileceğimiz maksimum riskleri alacağız elbette ama artık gündemimizde en azından bir süre pandemi koşulları olacak.”
Pandemide AKUT hız kesmedi: AKUT pandemi arama kurtarma verileri
AKUT’un çalışmalarına pandemi döneminde de ara vermeden devam ettiğini söyleyen Şalcı, bu konu hakkında şunları söyledi: “Pandemi dönemi boyunca, 3624 kişiye, toplam 78 saate ulaşan 14 ayrı eğitim verdik. Özellikle yeni normalleşme ve yeni dünya odaklı arama kurtarma kriterleri şeklinde gerçekleşti bu eğitimler. Elbette sadece yeni prosedürleri belirleme ve eğitim çalışmaları olmadı pandemi sürecinde gerçekleştirdiklerimiz. Mart-Temmuz arası, salgının en sancılı dönemlerinde, sokağa çıkma yasaklarının zorluklarında AKUT olarak 101 adet operasyona katıldık. Bunların 63 adedi dağ ve diğer doğa kurtarmaları, 17 adedi kentsel kurtarma, 15 adedi su ve akarsu kurtarması, 3 adedi taşıt-mekanizma kurtarması ve 3 adedi de yangın operasyonudur. Bu operasyonlarımıza 469 gönüllü katıldı ve 10 insan ile 24 canlı hayvan kurtarıldı ve maalesef 10 vatandaşımızın bedeni cansız çıkarıldı.''
Yeni bir dünya
Salgın hastalıkların, bundan sonraki adımda daha da yükseleceği ile alakalı birçok yaklaşım olduğundan bahseden Şalcı, şu açıklamalarda bulundu: “Buzulların erimesinden tutun, yeni bir neslin ortaya çıkmasına kadar bu gelişmeler geleceğimizi oluşturacak. AKUT olarak, müdahale ve stratejimize artık bunları da almaya başladık. Örneğin ülkemizde bugüne dek pek yaygın olmayan hortum felaketi artık görülmeye başladı. Sel felaketini daha sık yaşamaya başladık. Bundan sonrası için vatandaşlarımızın bilinçlendirilmesi, acil durum eylem planlarımızın geliştirilmesi çalışmalarımız hızlanacak. Korktuğumuz uzun süredir görmediğimiz bir salgın olmasıydı ama artık bununla da yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor ve kapasitelerimizi de yeniden dizayn ederek çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.”
En çok riskli yapı İstanbul'da tespit edildi!