Deri sektörünün devi iflas bayrağını çekti
Deri sektörünün önemli firmalarından biri olan Matraş için açılan iflas davaları sonuçlandı ve Türkiye'nin öncü şirketlerinden biri olan Matraş bir kaç yıl önce girdiği ekonomik krizden iflasla çıktı.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen Matraş Deri Mamulleri Sanayi ve Ticaret A
Şirketin iflası istemiyle Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülen Matraş Deri Mamulleri Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin davası iflas kararı ile tamamlandı. Mahkeme heyeti 14 Eylül 2022 günü saat 11.47 itibarıyla Matraş Deri’nin iflasına karar verdi. Mahkeme, şirketin tasfiye işlemleri için ise Bakırköy 1. İcra Dairesi’ni yetkili kıldı. İstanbul Ticaret Odası’na 1970 yılında kayıt olan ve markalaşma süreci 1974 yılında başlayan Matraş Deri, bu karar ile resmen iflas etmiş oldu. Matraş Deri Prada, Miu Miu, Burberry, Massimo Dutti’nin de aralarında bulunduğu dünyaca ünlü markaların tedarikçiliğini yapıyordu.
Matraş'ın iflasını isteyen ise Ataköy'de yer alan ve Türkiye'nin ilk AVM'si olma özelliğini taşıyan Galeria oldu. Galeria'nın sahibi konumunda bulunan Ataköy Turizm A.Ş. ekonomik darboğazdaki Matraş'ın iflası istemiyle dava açmıştı. Kendisi de ekonomik sıkıntı içinde olan şirket Bakırköy 2. Asliye Tic. Mahkemesinde görülen davada Dati Yatırım Holding şirketi Ataköy Turizm Tesisleri AŞ, Matraş Deri Mamulleri AŞ’ye yönelik iflas talepli icra takibi yapmış, Matraş, bu takibe itiraz etmişti.
Bu kez Ataköy Turizm Tesisleri AŞ avukatları, itirazın iptali ve iflas talebi ile dava açmıştı. Deri ayakkabı, cüzdan, çanta üretimiyle öne çıkan ve sektörünün önemli üreticilerinden biri olan Matraş 2020 yılından bu yana faaliyetlerinin bir kısmını durdurmuştu. Ayakkabı sektöründe Türkiye'nin önde gelen markalarının 2018 yılından bu yana büyük bir sıkıntı içinde olduğu vurgulanmıştı. Bir başka ünlü ayakkabı markası Hotiç de konkordato ilan etmişti. Şirketin konkordato süreci tamamlanmış ve borçları bir takvime bağlanmıştı.
Resesyon riski iflasları artıracak mı?
Avrupa'da beklenen resesyon nedeniyle özellikle ihracata dayalı üretim yapan yerli üreticilerin ekonomik dar boğaza girmesi riskinden söz edilirken bazı sektörlerde ise Avrupa'da duracak üretimin yerini Türk şirketlerinin alma ihtimalinin bulunduğu kaydediliyor. Sanayiciler ise yüksek enflasyon ortamında mali tabloların gerçekçi bir şekilde yorumlanamadığı için enflasyon muhasebesine geçilmesini talip ediyor.