Dicle Üniversitesi nde
Dicle Üniversitesi"nde (D.Ü) 'Yaşayan Diller Merkezi' kuruldu ve merkez için Kürtçe, Ermenice, Zazaca, Süryanice ve Arapça dillerini kapsayan yönetmelik hazırlandı
Dicle Üniversitesi"nde (D.Ü) 'Yaşayan Diller Merkezi' kuruldu ve merkez için Kürtçe, Ermenice, Zazaca,
Süryanice ve Arapça dillerini kapsayan yönetmelik hazırlandı.
Mardin Artuklu Üniversitesi bünyesinde bir süre önce kurulan Kürtçe,
Arapça ve Süryanice"nin yer aldığı 'Yaşayan Diller Enstitüsü'nden sonra
Diyarbakır Dicle Üniversitesi bünyesinde de yönetmeliği ve kurulması üniversite
senatosunca kabul edilen 'Yaşayan Diller Merkezi' kuruldu. Merkezin faaliyete
geçmesi için YÖK"ün onayı bekleniyor. YÖK"ün onayının ardından hizmete başlayacak
Yaşayan Diller Merkezi ile üniversitenin çeşitli bölümlerinde Kürtçe, Ermenice,
Zazaca, Süryanice ve Arapça seçmeli ders olarak okutulacak, bu dilleri öğrenmek
isteyen öğrencilere ve halka yönelik kurs düzenlenecek ayrıca yaşayan bu dillere
yönelik araştırma ve incelemeler yapılarak arşiv oluşturulacak.
D.Ü Genel Sekreteri Prof. Dr. Sabri Eyigün, AA muhabirine yaptığı
açıklamada, Türkiye"nin ve bölgenin dil açısından oldukça zengin olduğunu,
yüzlerce insanın farklı dilleri konuştuğu bir yerde bu dilleri incelemenin,
araştırmanın, bu konuda kamuoyuna bilimsel veri sunmanın üniversitelerin görevi
olduğunu söyledi.
Bölgede ve Diyarbakır"da konuşulan dillerle ilgili üniversitede bir
çalışma yürütülmesi konusunda zaman zaman sivil toplum kuruluşlarından da talep
geldiğini ifade eden Prof. Dr. Eyigün, bu talebi YÖK"e ilettiklerini belirtti.
Eyigün, şöyle dedi:
'Sözkonusu araştırılan dildir, dillerdir dolayısıyla bu konuda uzman
olunması gerekiyor. Diller bizim zenginliğimiz. Bu dilleri araştırmak da
üniversite olarak görevimiz. şuana kadar belki o kapı kapalıydı. Bu kapsamda
çalışma yapılmıyordu. şuanda o kapının açık olduğunu gördük. Üniversitelerin
görevi de bu boşluğu doldurarak gereksinimlere cevap vermektir. Kamuoyunda da
buna yönelik talep var. Türkiye"deki birçok üniversitede "Yaşamayan Diller" bile
araştırılıyorken yaşayan diller konusunda araştırma ve inceleme yaparak arşiv
oluşturmak üniversite olarak görevimiz. Bu görevimizi yerine getirmek için
öncelikle mevcut uzmanlarımızı araştırdık. Kürtçeye en yakın Fars dili. Fars Dili
ve Edebiyatı Bölümünde uzmanlarımız var. Bölge dilleri Arapçaya yakın. Arap Dili
ve Edebiyatı Bölümü"nde de uzmanlarımız var. Dil bilimi tüm diller için ortaktır.
Ortak disiplinleri bir araya getirerek bu konuda yapılması gerekenler üzerine
çalışma başlattık. Fars dili ve edebiyatı uzmanı bir hocamızı bu konuda
görevlendirdik. Bu konuda araştırmalar yapıyor, yayınları inceliyor, düzenlenen
kurslara katılıyor. Bunun yanı sıra oluşturduğumuz bir heyetle üniversiteler
arası ilişkiler kapsamında Kuzey Irak"a gittik. Duhok, Kerkük ve Erbil
Üniversitelerini ziyaret ettik. Araştırmalar yaptık, farklı konularda anlaşmalara
vardık. Eleman gönderilmesi halinde yardımcı olup olamayacaklarını görüştük.
Onlardan her konuda bize yardımcı olacaklarının sözünü aldık. Bu girişimler
sonucu "Yaşayan Diller Merkezi" kurulmasına karar verdik. Bir yönetmelik
hazırlayarak hem kurulması kararını hem de yönetmeliği senatoya sunduk. Oy
birliği ile kabul edildi. Senato yönetmeliği kabul edip kurulmasını zamana
bırakabilirdi. Her ikisini de kabul etmesi merkezin kuruluşunu hızlandırdı. Bu
kararımızı ve yönetmeliğimizi YÖK"e de gönderdik. YÖK gereken şartların yerine
getirilip getirilmediğini araştırıyor. Kısa sürede onaylanacağını düşünüyorum.
Onaylandığı taktirde merkezimiz hizmet vermeye başlayacak.'
-ALTYAPININ OLUşTURULMASI-
Eyigün, üniversite olarak yaşayan dillere yönelik ilk etapta merkez
açmayı uygun gördüklerini belirterek, merkezin araştırma ve inceleme yaptığını,
kurslar düzenlediğini doğrudan ders verme zorunluluğu bulunmadığını söyledi.
Bir bölüm açılması için en az 3 öğretim üyesine ihtiyaç duyulduğunu,
akademik kadro oluştuktan sonra bölüm de açmayı düşündüklerini belirten Eyigün,
Türkiye"de Kürdolog bulunmadığını, amaçlarının bu alanda Kürdoloji ve Süryanice
gibi benzeri dillerle ilgili araşturma görevlisi yetiştirmek olduğunu bildirdi.
Kuzey Irak"tan akademisyen getirmektense ilk etapta araştırma
görevlilerini oraya göndermeyi planladıklarını vurgulayan Eyigün, şöyle dedi:
'şuanda bölüm olmadığı için araştırma görevlilerini sosyal bilimler
enstitüsüne ya da genel kapsamda alabiliyoruz. Nihai hedefimiz istenilen
alanlarda yüksek lisans ve doktorasını yapmak üzere koşullu olarak araştırma
görevlisi almak. Örneğin Ermenice, Süryanice veya Kürdoloji konusunda yüksek
lisans ve doktora yapacaksınız şartı ile araştırma görevlisi almayı düşünüyoruz.
Yüksek lisans, doktora yaptıktan sonra otomatik olarak bölüm kendisi kurulacak.
şuanda yasal olarak bölüm kursanız bile öğretim üyesi yok. YÖK herhangi bir bölüm
açılması için 3 öğretim üyesi istiyor. Değil Kürdoloji, resim bölümü ya da tarih
bölümü kurulması için bile en az 3 öğretim üyesi şartı aranıyor. şuanda
Türkiye"de yetişmiş bir Kürdolog yok. Kuzey Irak"ta bir iki akademik personelimiz
yetişip gelirse üçüncü elemanı oradan takviye edebiliriz. Ama ilk etapta bizim
burada o alanda "uzman" diyebileceğimiz elemanımızın olması gerekir. En az bir
yüksek lisansa sahip uzmanımız olması lazım. Onun başkanlığında onun idaresinde
iki akademisyen de gelir, üç de gelir. Ama bir uzmanımız bile yokken dışarıdan
akademisyen getirmek doğru değil. 3 akademisyen var diye bölüm açarsınız
dışarıdan gelenler bir yıl sonra gider. Bölüm kapanır. Öğrenciler zor durumda
kalır. Bu anlamda kendinizi sağlama alacak bir altyapıyı oluşturmak
zorundasınız.'
-SEçMELİ DERSLERE İKİNCİ DÖNEMDE BAşLANMASI-
Prof. Dr. Eyigün, Yaşayan Diller Merkezi"nin Türkiye"de ilk kez hibe yolu
ile bir işadamı tarafından yapımına başlanan ve kısa süre önce tamamlanan 2 bin
400 metrakare büyüklüğündeki fen, sosyal ve sağlık bilimleri enstitüsünün de yer
aldığı enstitüler binasında hizmet vereceğini söyledi.
Akademik personelin Kürtçe, Süryanice, Zazaca ve Ermenice dillerinin
gramerlerini incelemeye başladıklarını ifade eden Eyigün, bu dillerin seçmeli
ders olarak okutulmasına ikinci dönemde başlamayı planladıklarını belirtti.
Eyigün, kurslarda verilen Kürtçe"nin de araştırılarak hangi Kürtçe"nin
daha yararlı olacağı konusunda incelemelerin sürdüğünü kaydederek,
'Hazırlıklarımızı tamamlarsak ikinci dönemde seçmeli ders olarak okutulmasına
başlayacağız. İlk etapta sosyal bilimler bölümünde seçmeli derslere başlayacağız.
çünkü hem deneme aşamasındayız hem de hoca sıkıntısı yaşayabiliriz. Daha sonra
Yabancı Diller, Doğu Dilleri, Edebiyat, Tarih, Coğrafya Bölümleri ile devam
ederek zaman içinde tüm bölümlerde uygulanır hale getireceğiz. Talep olduğu
taktirde tüm bu diller seçmeli ders olarak okutulacak' dedi.
-HALKA AçIK DİL EÄİTİMİ-
Prof. Dr. Eyigün, merkez bünyesinde Kürtçe, Ermenice, Zazaca, Süryanice
ve Arapça dillerinde kurslar düzenleyeceklerini belirterek, YÖK"ün onayının
ardından açılacak kurslarda eğitime başlayacaklarını söyledi.
Kursların hem öğrencilere hem de halka yönelik olacağını ifade eden
Eyigün, bu dilleri öğrenmek isteyen herkese bilimsel, en iyi ve pratik
yöntemlerle eğitim verileceğini belirtti.
Eyigün, Kürtçe eğitim konusunda şimdiye kadar açılan kursların istenilen
verimi ortaya koyamadığını savunarak, açılan birçok kursun olmsuz bir şekilde
sonuçlandığını, bir kısmının da kapandığını bildirdi.
Kürtçe"de inanılmaz derecede 'istisnalar' var diye konuşan Eyigün,
şöyle dedi:
'şuanda ortak bir Kürtçe grameri yok. Ben de Almanca bölümü
profesörüyüm. Dil bilimciyim. Eğitim biçiminin çok önemli olduğunu biliyorum.
İngilizceyi 3 ayda öğrendim. Kürtçe öğrenmek için de 3 ay çalıştım. İstememe
rağmen öğrenemedim. Dil bilimcilerde aynı zamanda gramer mantığı oluşur. Başka
dilleri de çabuk kavrayabiliriz. Ancak Kürtçe gramerinde bir kuralın birçok
istisnası ortaya çıkıyor. 10 ayrı kitap aldım hepsi birbirinden farklı istisnai
kurallar öngörüyor. Kürtçe"nin gramerini yazanlar profesyonelce yazmamış
olabilirler. Kanaatimce bu konuda daha bilimsel bir gramer kitabının hazırlanması
gerekir. Bizim vereceğimiz eğitim son derece yalın ve anlaşılır olacak.
Üniversitede bilim adına bir çalışma yapılacağı zaman bunun kurallı olması, en
doğru ve iyisinin verilmesi gerekiyor.'
-ARAşTIRMALARA ZEMİN HAZIRLAYACAK ARşİV İHTİYACI-
Eyigün, Yaşayan Diller Merkezi"nde Kürtçe, Ermenice, Zazaca, Süryanice ve
Arapça ile ilgili geniş bir araştırma ile arşiv oluşturulacağını da belirterek,
yüksek lisans ve doktora için ya da sadece araştırma yapmak için bile arşiv ve
kütüphane oluşturulmasının şart olduğunu söyledi.
Özellikle Kürdoloji konusunda bir çalışma yapmak istendiğinde mevcut hiç
bir bilginin bulunmadığını, bulunsa da birbirinden kopuk şekilde yer aldığını
vurgulayan Eyigün, öncelikli hedeflerinin kurum ve kuruluşlarla ortak çalışmalar
yürüterek bu alanda bir bilgi birikimi sağlamak ve merkezi ihtiyaç duyulduğunda
başvurulacak bir adres haline getirmek olduğunu belirtti.
Eyigün, merkezde oluşturulacak arşivle araştırmalara zemin hazırlamanın
yanı sıra seminer ve konferanslar düzenleyerek yüksek lisans ve doktora
yapılmasının da teşvik edileceğini anlattı.
AA