Divriği Ulu Camii'de 'namaz kılan insan' silüeti ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor!
UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası Listesi"nde yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nda ortaya çıkan "namaz kılan insan" silüetleri ile diğer gölgeler, ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor...
UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası Listesi"nde yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nda ortaya çıkan "namaz kılan insan" silüetleri ile diğer gölgeler, ziyaretçilerin ilgi odağı oluyor.
Birleşmiş Milletler eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü'nün (UNESCO) "Dünya Kültür Mirası Listesi"nde yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nı gezmeye gelenler, eşsiz eserde ortaya çıkan "namaz kılan insan" silüetleri ile diğer gölgeleri hayretle izliyor.
Asırlar önce, güneşin doğuşundan batışına, yıldızların çıkışından kayboluşuna kadar birçok konuda ince hesaplamalar yapan mimar ve ustalarca inşa edilen Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, mimari yapısıyla ziyaretçilerini adeta büyülüyor.
Avrupalı bazı bilim adamlarınca "Anadolu'nun El-Hamrası" olarak nitelendirilen eserde, ışık ve gölge oyunları güçlü şekilde hissediliyor.
Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nın cennet kapısında güneşin geliş açısına bağlı olarak Saat 07.00 sıralarında ortaya çıkan "namaz kılan kadın silüeti" ve batı kapısında (taç kapı) ikindi vakti görülen yaklaşık 4 metre uzunluğundaki "namaz kılan erkek silüeti" ile şah kapısında saat 09.00 sıralarında oluşan ve eseri yaptıran Ahmet Şah'ın başını temsil ettiğine inanılan gölge, eseri gezen yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor.
Tarihi eseri görmeye gelenler, ziyaret saatlerini silüetlerin çıktığı vakitlere denk getirmeye çalışıyor. Silüetleri ve diğer gölgeleri hayranlıkla izleyen ziyaretçiler, eşsiz eserin önünde hatıra fotoğrafı çektiriyor.
Kaymakam Kaya'dan turistlere çağrı
Divriği Kaymakamı Mehmet Nebi Kaya, yaptığı açıklamada, UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası Listesi"ne 1985 yılında alınan Divriği Ulu Cami ve Darüşşifası'nın önemli bir eser olduğunu söyledi.
Eserin kapıları, mihrabı ve minberiyle ön plana çıktığını belirten Kaya, "Eserimiz bir bütün olarak düşünüldüğünde inancın, ilmin ve sevginin taşa nakşedilmiş halidir. Dört kapısı bulunmaktadır. Batı kapısında namaz kılan insan silüeti belirmektedir. Gölgeler, mayıs-eylül ayları arasında ikindi namazından 45 Dakika önce ve Sabah erken saatlerde güneşin vuruş şekline göre belirginleşmektedir" dedi.
Kaya, Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nı akademisyenler ve üniversite öğrencileri başta olmak üzere herkesin görmesi gerektiğini ifade ederek, "Herkes burada muhakkak kendisinden bir parça bulacaktır. Burayı görmeden kimse 'ben işimin erbabıyım' dememeli. Burayı yapan insanlar, tüm ilimlere vakıftılar ve bunu eserlerinde en iyi şekilde yansıtmışlar. Herkesi buraya davet ediyorum, gelip Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası'nı görün. Ecdadımızın bizlere bırakmış olduğu bu müstesna eseri yaşayalım, yaşatalım ve çocuklarımıza öğreterek geleceğe taşıyalım" diye konuştu.
"Görmeden ölmeyin"
Anadolu beyliklerinden Mengücekoğulları döneminde 1228 yılında yaptırılan ve "görmeden ölmeyin" sloganıyla tanıtılan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası, mimari yapısıyla dikkat çekiyor.
Ahlatlı mimar Hürremşah tarafından yapılan eşsiz eserde, Ahlatlı ve Tiflisli taş ustalarının çalıştığı belirtiliyor.
Başmimar Hürremşah Bin Muğis El-Hilati ile Ahmet Nakaş Hilati (Ahlatlı Mimar), Ahmet Bin İbrahim El Tiflisi (Ağaç İşleri Sanatçısı, Nakkaş) ve Ahmet Bin Muhammed'in (Hattat ve Nakkaş) eserde çalıştığı bilgisi kaynaklarda yer alıyor.
Milliyet