Kent Haberleri

Diyarbakır İçkale’de kazı alanı genişletilirse toplu mezar çıkabilir!

Yakınlarını faili meçhul cinayetlere kurban verenler savcılıktan DNA testi istiyor. Diyarbakır Baro Başkanı Aktar ise “İçkale’deki mevcut kazılar JİTEM öncesine ait olabilir. Savcılığa başvurup 150 metre yakındaki alanda yeni kazı talep edeceğiz” diyor

 

Diyarbakır İçkale’deki kazılar devam ediyor. Bugüne kadar 23 kişiye ait kemik ve kafatası bulundu   Diyarbakır İçkale’de yapılan kazılar devam ediyor. Bugüne kadar 23 kişiye ait kemik ve kafatası bulundu. Kazılarda JİTEM’in 1990’lı yıllarda işlediği faili meçhul cinayetlere ait olma ihtimali üzerine Diyarbakır Barosu ve İnsan Hakları Derneği savcılığa başvurup DNA test yapılmasını talep etmişti. Diyarbakır Barosu Başkanı Mehmet Emin Aktar yaklaşık 50 dönüm alana yayılan tarihi İçkale’de kazıların genişletilmesini istiyor. Aktar, yapılan kazıların 1990’dan önceki dönemlere ait olabileceğini belirtiyor, kazı yapılan alanın üstünde JİTEM’in faili meçhul cinayetler işlediği dönemde kadın ve çocuk tutukluların bulunduğu hapishanenin yer aldığını söylüyor. Mecvut kazıların yapıldığı yerin 150 metre kuzey batısında surlara yakın alanda JİTEM’in gömdüğü insanları toplu mezarının çıkabileceğini vurguluyor.   Aktar şunları söyledi: “Geçtiğimiz günlerde İHD ile beraber savcılığa başvuru yaptık. Ama mevcut yerde yapılan kazılan muhtemelen 1990’lardan daha eski döneme ait. Bu kafatasları cezaevi duvarının yanında çıktı. O alanın üstünde kadın ve çocuk koğuşları vardı ve 2002 de yıkıldı. Daha sonra da restorasyon çalışmaları başladı. Yani cinayetlerin işlediği dönemde bugün kazı yapılan ve kafataslarının bulunduğu alanın üstünde bina vardı. Oraya JİTEM işledikleri faili meçhul cinayetleri gömemez. Ama o noktanın 150-200 metre uzağında Viran Tepe höyüğü var. Orası çok daha kuytu ve faili meçhulleri gömmeye uygun bir alandır. Cezaevi kapısı güneye bakıyor. Bu bahsettiğim alan kuzey batıda surlara yakın gözden uzak bir yer. Asıl o alan kazılmalı. Biz bu hafta savcılığa başvuracağız. O alanın kazılmasını isteyeceğiz. Bu alanda JİTEM’in öldürüp gömdüğü insanlara ait toplu mezar çıkabilir. Şu an bulunan kafatasları 1925’e ait olabilir. Bu topraklarda çok şey yaşandı. Ermeni tehciri de olabilir tabii. Ayrıca kilisenin arkasında da bir yer var. Orası da kazılmalı. Bütün alan radarla taranmalı. İçkale 50 dönümlük bir alan. Tarihi çağlardan beri burası devletin resmi kurumlarının yeri olmuş. Dışarıdan birisi oraya gelip ceset gömmesi imkânsız. Orası hep devlete ait oldu.”   Türkiye’nin faili meçhul karnesi   TÜRKİYE İnsan Hakları Vakfı (TİHV) raporuna göre 1990-2011 yılları arasındaki toplam faili meçhul cinayet sayısı 1901. Faili meçhul cinayetlerin en yoğun yaşandığı dönemler 1992-1993-1994 yılları. 1990’da 11, 1991’de 31 olan faili meçhul cinayetler 1992’dan itibaren tırmanışa geçiyor. 1992’de 362, 1993’te 467, 1994’te 423 faili meçhul cinayet gerçekleşiyor. 1995’ten itibaren azalmaya başlayan faili meçhul cinayetler 1997’de 65’e, 1998’de 45’e, 1999’da 52’ye düşüyor.   ‘Kemik ve kafatasları 50 yıllık ise adlidir’   HACETTEPE Üniversitesi Fiziki ve Adli Antropoloji uzmanı Prof. Dr. Yılmaz Selim Erdal, adli kazıların doğru yapılma yöntemini şöyle anlattı: “Şu anda yapılan kazı arkeologlar tarafından yapılıyor. Kazıların adli kolluk gücünün kontrolünde olması lazım. Adli arkeologlar da olmalı ama Türkiye’de yok. İçkale’deki kazı alanı çok geniş. Bu nedenle adli kolluk güçleri toprağın kazılması işçilerce makul karşılanır. Kepçe ve büyük aletlerle yapılması, ister arkeolojik isterse adli durumu tespit etsin kanıtların tahrip edilmesine yol açar. Doğru teknikle kazı yapmazsanız deliller ortadan kalkar. İdeal olan, işlemin yavaş, titiz elle kazılıp bütün kanıtlar toplanarak yapılmalıdır.” Vatan/Burak KARA