Sektörel

Doğu ve Güneydoğu'da konut dışı yatırımlar azaldı!

Yeni Şafak Gazetesi köşe yazarı olan Ahmet Ulusoy Türkiye'deki ekonomik durumu anlattı. Doğu ve Güneydoğu'da büyük otel inşaatlarının durduğunu belirten Ulusoy, konut dışı yatırımlar azaldığını söyledi.

Türkiye 30 yılı aşkın bir süredir uluslararası, ideolojik ve etnik terörün her türlüsüyle mücadele etmektedir.Terör, Türkiye'nin gücünü ve kaynaklarını verimli alanlarda kullanmasını engelleyerek ekonomiye büyük maliyetler yüklemiş ve yüklemeye de devam etmektedir. Bu yüzden Türkiye'nin siyasal ve ekonomik istikrarı üzerindeki en önemli tehdittir.


Resmi kaynaklar terör sorunu nedeniyle büyük kısmı kırsal kesimden olmak üzere 1 milyondan fazla insanın göç ettiğini belirtmektedir. Göç kırsal kesimi boşaltmış, tarımsal üretim durmuş, hayvancılığı olumsuz etkilemiştir.

Göç alan şehirlerde ise yeni iskan ve kalabalıklaşma maliyeti ortaya çıkmış, işsizlik ve sosyal sorunlar artmıştır.


Terör, ticaret ve yatırımları etkileyerek bölge ve ülke ekonomisi için ciddi bir sorun teşkil etmektedir.

Bölgede perakende ve toptan ticaret durma noktasına gelmiştir. Türkiye Perakendeciler Federasyonu başkanı, Doğu ve Güneydoğu illerinde market cirolarının %50 azaldığını açıklamış.

Bölge genelinde 1 milyar liralının üzerindeki teşvik yatırımı askıya alınmış.

Şirketlerin ticari faaliyetleri, fabrikaların üretim kapasiteleri % 50 azalmış.

Büyük otellerin inşaatları durmuş. Turizm tesislerinde doluluk oranı % 10'lara kadar düşmüş.

Terör riski dolayısıyla Kentlerde konut dışı yatırımlar yapılamaz olmuş.


Terör, ülke ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri olan turizmi öncelikli hedef alıyor.

Reuters'a göre, Rusya ile uçak krizi ve terör saldırıları turizmin alarm vermesine neden oldu. Alman seyahat acentesi TUI'ye göre, bu yıl tatilini Türkiye'de geçirecek Alman turistlerin sayısında % 40'lık düşüş söz konusu.

Guardian, Şubat ayı itibariyle geçtiğimiz yıla göre % 10 daha az turistin Türkiye'ye geldiğini, ve yazın daha kötü geçeceğini ifade ediyor. Hall ise, terör saldırılarının sadece İngiltere'den Türkiye'ye gelecek turistlerin % 20 azaldığı saptamasını yapıyor.

Rusya krizi ve artan terör nedeniyle 2016 yılında turizm gelirlerinde 10 milyar dolara yakın bir kayıp bekleniyor. Turizmin diğer sektörlerle bağlantısını düşündüğümüzde çarpan etkisiyle toplam kaybın 35 milyar dolar olacağı tahmin edilmektedir.


IMF'nin Finans ve Kalkınma dergisinde yer alan bir çalışmada, Türkiye'ye (1970-2011 dönemi) gelmesi gereken yabancı sermaye yatırımı toplam 504 milyar dolar olması gerekirken, terör tehdidinden dolayı 126 milyar dolar olarak gerçekleşmiş. 378 milyar dolarlık bir kayıp yaşandığı belirtilmiştir.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, terörün 32 yıllık maliyetinin toplam 1.5 trilyon dolar (doğrudan maliyetler 500-600 milyar dolar) olarak tahmin ettiklerini belirtmiştir.

Doç. Dr. M. Ufuk Tutan, terörün 30 yıllık maliyetinin 1.2 trilyon dolar olduğunu (nasıl hesaplandığı detayı verilmemiş) açıklamıştır.

Bu rakamlar, terör olmasaydı Türkiye'nin 2023 hedeflerinden biri olan “dünyanın en gelişmiş ilk 10 ülkesi arasına girme” hedefini çoktan realize edilebileceğini gösteriyor.


Sonuç olarak; Terör, Türkiye ekonomisinin güçlü sıçrayışını engelleyerek refah artışını yıllarca baskılamıştır.

Uluslararası ilişkilerde aktif bir Türkiye yerine, terör sorunlarıyla boğuşan ve pazarlığa sokulan bir Türkiye istendiği aşikardır.

Ancak, son günlerde artan olaylar karşısında iş dünyasının tek yumruk olup; “Türkiye teröre boyun eğmeyecektir” mesajı vermesi önemlidir.

Bu bakımdan, sağduyu, birlik ve beraberlik vurgusu terörün korku salma amacına ulaşmasını engelleyecektir.

Şunu da eklemek gerekir ki, terörle mücadelede başarılı olmak için uluslararası desteğin sonlandırılması gerekiyor.

İngiltere, IRA'nin Libya desteğini, İspanya ETA'nın Fransa desteğini keserek başarılı olmuştur. PKK terör örgütünün dünyada en fazla destek gören (mali, stratejik, bilgi ve lojistik) örgütlerden biri olduğu düşünüldüğünde, bu desteklerin kesilmesi terörle mücadelenin başarısı için son derece önemlidir.



Ahmet ULUSOY/Yeni Şafak