Ekonomi

Dolar ne kadar? KKM öncesi seviyeye geriledi

ABD'de beklentilerin üzerinde gelen enflasyon verici ve öncesi nedeniyle dolar endeksindeki güçlenmenin yanında kredi derecelendirme kuruşlarının uyarısı dolar/TL'yi 17,46'nın üstüne taşıdı. Önce 9 Haziran’da ardından da 24 Haziran’da başta Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Merkez Bankası üst üste makroihtiyati önlemleri devreye soktu

Kurdaki yukarı yönlü hareketleri makroihtiyati önlemlerle kontrol etme çabasına karşılık dolar/TL küresel çapta dolar endeksinin değer kazanması ve kredi derecelendirme kurumlarından gelen not indirimi ve uyarılar sonrasında önlemler önceki seviyesini aşmış durumda. Önce 9 Haziran’da ardından da 24 Haziran’da başta Hazine ve Maliye Bakanlığı olmak üzere Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ile Merkez Bankası üst üste makroihtiyati önlemleri devreye soktu. 24 Haziran öncesi 17.4473 lira seviyelerinde olan dolar/TL önlemlerin açıklanmasının ardından 16.09 liraya kadar gerilese de yönünü yeniden yukarıya çevirmiş durumda. Dün ise Türkiye piyasalarının bayram tatili sonrası açılmasıyla birlikte dolar endeksi beklentinin üzerinde gelen ABD enfl asyon verisi ile 108 seviyelerini aşarken ederken dolar/TL 17.46 lirayı geçmiş durumda. Türkiye’nin 5 yıllık ifl as risk primi CDS’leri ise 882.94 puanla yükselişini sürdürüyor.

Euro/dolar paritesi 1 seviyesinin altında inse de içeride Euro/TL artmış durumda ve ABD enfl asyon verisi öncesi Euro/TL 17.56 lirayı geçti ardından 17.47 seviyelerine çekiliyor.. Yine ABD enfl asyon verisi öncesi yatay olan BİST100 endeksi de veri sonrası negatife dönmüş durumda.

Tera Yatırım Baş Ekonomisti Enver Erkan, Fitch’in kredi notunu daha da düşürmesi ve dolarda daha güçlü bir yükseliş ivmesi yakalanmasıyla, bayram tatili dönüşünde gelişen piyasa para birimleri arasında en çok değer kaybedenin lira olduğunu söyledi. Erkan, “Fitch’in not indiriminin temelinde yatan sebepler, aslında liraya son dönemde ciddi değer kaybı yaşatan alışılmışın dışında ekonomi politikası perspektifi noktasında yoğunlaşma gösteriyor. Fitch, Türkiye'nin ülke borç notunu B+'dan B+'ya indimiş durumda ve hükümet politikalarının ‘artan enfl asyona’ katkıda bulunduğunu ve sermaye girişlerini caydırdığını belirtti” ifadelerine yer verdi.

 

Doların da küresel anlamda ciddi bir ivme yakalamış durumda olduğunu dile getiren Erkan, şu sözlere yer verdi: “Lira, son değer kaybı hareketleriyle beraber BDDK’nın ticari lira kredilerini kısıtlamasını takip eden iki gün içinde elde edilen kazanımları tersine çevirmiş durumda. Bu arada, 5 yıllık CDS’ler yani Türk tahvillerini beş yıl süreyle temerrüde karşı sigortalamanın maliyeti artarak 2008'den bu yana en yüksek seviyeye yaklaşıyor. Yeni ekonomi programı çerçevesinde uygulanan para politikasının ekonomi teorilerinden ayrışması nedeniyle TL'deki zayıf seyrin devam etmesini, ABD Dolarının ise küresel ölçekte değer kazanımlarını sürdürmesini beklemekteyiz.”

Moody’s’ten BDDK hamlelerine karşı uyarı Bu arada uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) belirli bir döviz varlığı olan şirketlere getirdiği ticari TL kredi yasağının Türkiye’nin bankacılık sektörünün kredi notu açısından negatif olduğu değerlendirmesinde bulundu. Kurumun 13 Temmuz tarihli değerlendirmesinde, kararın, bankaların kredi kalitesine zarar verebileceği ve ortodoks olmayan para politikası nedeniyle zaten hasar görmüş durumda olan yatırımcı güveninin daha da bozulmasına neden olabileceği öngörüldü. Raporda ayrıca BDDK düzenlemesi sonrası şirketlerin döviz varlığının azalmasının şirketlerin kurdaki değer kaybına olan direncini azaltabileceği uyarısı yapıldı. Kurum konuya ilişkin raporunda geçen ay yapılan düzenlemenin bankaların kredi kalitesine zarar vereceğini ve yatırımcı güvenini düşüreceğini bildirdi. Şirketlerin refinansman riskinin arttığına işaret edilen raporda bankacılık sektörünün varlık kalitesinde baskıya yol açabileceği ifade edildi. Değerlendirmede, “Yüksek enfl asyonun finansman ihtiyaçlarını önemli ölçüde artırdığı bir dönemde şirketlerin krediye erişimini azaltmak, likidite ve yeniden finansman risklerini artırıyor” denildi.