Sektörel

Dolardaki artış yabancıya konut satışını nasıl etkiledi?

Serdar İnan’a göre Türkiye bu yıl yine ‘7 yıl sarmalına’ girdi. İnan, “Her 7 yılda bir piyasada daralma olur. Ama bu negatif bir durum değil. Arada durgunluk iyidir ” diyor.

Türkiye’de hatta dünya çapında ‘her 7 yılda bir kriz’ efsanesi, artık neredeyse kehanet olmaktan çıktı. İş dünyası, şirketler krizden sonra başlıyorlar 7’den geri saymaya. Tarih yaklaştıkça, senaryolarını, projeksiyonlarını bu sarmala göre yapıyorlar. İşte 2015 Türkiye için ‘o’ yıllardan biri. Piyasalar ‘kriz var’ diye ağlamıyor ama gerek seçim belirsizliği gerek etraftaki ateş çemberi dolayısıyla herkes biraz temkinli. İnanlar’ın patronu Serdar İnan ise ‘temkinli iyimserlerden’.  İnan, “Evet piyasada bir durgunluk başladı. Ama bu o kadar da negatif bir durum değil. Arada durgunluk iyidir, şımarıklık biter” diyor.  


ŞİMDİ ALAN KAZANIR


Seçim sonrası gayrimenkul sektöründe bir duraksama  hissediyor musunuz?

Seçimde en önemli parite faizlerin oranları. Şu an faizlerin oranları yukarı çıkmaya başladı. 0.90’lardaydı 1.20, 1.30’lara çıktı. Yani aslında faizlerde ciddi bir artış var. Bu da tüketiciyi olumsuz yönde etkiliyor. Yabancılarda bir değişiklik olmadı, almaya devam ediyorlar. Ama yerliler bir ara verecekmiş gibi bir durum var. Bu da faizlerle alakalı. Yine de geçen yıla kıyasla satışlar daha iyi. Bizim İnanlar olarak satışlarımızda geçen yıla göre çok bir yavaşlama yok. Ama diğer firmalarda olduğunu duyuyoruz. 


Yerlilerin ara vermesi sadece faizle mi alakalı, yoksa tüketici hükümet kurulamadığı için belirsizlikten de etkileniyor mu?

Bu zamanda aslında mal almak karlı. Tüketici daha önce de bu gibi ortamlarda aldığı malların fiyatının arttığını  gördü. Bu sene enflasyon biraz fazla çıkacak gibi. Bu da gayrimenkul fiyatlarına yansıyacak. Aslında tüketici bu ortamda alırsa kâr edecek. Mesela 400 bin TL’lik bir daire alıyorsun. Bunun 100 bin TL’sini nakit veriyorsun, 300 bin TL’yi vade yapıyorsun. Zaten ne yaparsan yap 400 bin TL’lik daire bina bitene kadar 550 bin TL oluyor. Ama tabii alabilirse. Alabilmesi için faizlerin düşük olması gerek.  


YEDİ YIL SARMALI...


Konutta yabancı satışlarının hız kesmemesi dolardan mı kaynaklanıyor? 

Doların artması hoşlarına gitti. Eskiden 150 bin dolara aldıkları evi şimdi 120-130 bin dolara alabiliyorlar. Seçim sonuçlarını da negatif değerlendirmiyorlar. Çünkü dolar birden fırlamadı, dış basında Gezi olaylarında olduğu gibi Türkiye’yle ilgili antipropaganda yok. Bunlar olmadığı için Türkiye’de bir kriz varmış gibi düşünmüyorlar. 


Sizce bu bir kriz mi?

Kriz demeyelim de daralma diyelim. Türkiye’de 7 senede bir piyasa daralır. 94’te daraldı, 2001, 2008 de daralma yılları oldu. Ben geçen seneden bu yıl için bir daralma bekliyordum. Bu bir sarmal. Bu realite hep tutuyor.


Kırmızı çizgileri bıraksınlar


Sizin iş dünyası olarak siyasetten beklentiniz nedir?

Koalisyonlarda kırmızı çizgilerin olmaması lazım. Neticede sen tek başına iktidara gelmemişsin. Bazı ödünler vermek zorundasın. Kırmızı çizgiler yerine verilecek ödünleri konuşsalar daha verimli olur. 


iPhone gibi  markamız var mı?


Türkiye’nin inşaata dayalı büyüme sergilemesi eleştiriliyor…

Türkiye’nin ciddi bir sanayisi yok, çok ciddi markaları yok, herkes kızıyor ama neticede inşaattan para kazanan bir ülkeyiz. iPhone gibi bir telefon yapabiliyorduk da yapmadık mı.. Ama inşaatta iyiyiz. Türkiye’de satılan her 100 konutun 5'ini yabancıya gidiyor. Yabancıya 5-6 milyar dolarlık konut satıyor. Potansiyel ise 50-60 milyar dolar.


İlk soru: Taksim’e kaç km?


Sizin yabancı satışlarınız nasıl?

Bizim satışlarımızın yüzde 40-45’i yabancıya. Bunun da yüzde 70’i Ortadoğulu müşteriler.


Neler istiyor yabancılar?

Tuvalet banyoyu fazla istiyorlar. 3 yatak odası varsa, 3 banyo olacak. Geniş balkonlar istiyorlar. Bakıcılar için oda istiyorlar. Yüksek binaları seviyorlar. Bir de mutlaka Taksim’e kaç kilometre diye soruyorlar. Biz de yatırımlarımızı buna göre yapıyoruz. 


Tatlı kârı gören inşaata geldi


Siz neye bağlıyorsunuz bu '7 yıl sarmalı' denen bu kriz döngüsünü?

İnşaattan bakarsan, arsayı alıyorsun, inşaatı yapıyorsun, satıyorsun, diğer firmalar diyor ki ‘bak İnanlar çok güzel para kazandı’. Piyasaya çok fazla yeni oyuncu girmeye başlıyor. Ondan sonra arz 3’ken 13’e çıkıyor. İnşaat sektöründe genelde süreç böyle işliyor.  


Piyasada arz fazlası mı oluştu?

Teorik olarak bir arz fazlası var evet. Ama pratikte öyle değil. Arz fazlası, zengin ülkelerde olur. Ben Türkiye’nin ekonomisini çok etkileyecek bir arz fazlasından bahsetmiyorum. Yüzde 3-5-10 fazla yapılmış konutun, satış sürecini ağırlaştırması diyebiliriz.  Hatta bunun iyi tarafları da var.


Eylül'de Dominik yolcusuyum


Yıl sonu hedefleriniz nasıl?

Geçen yıl ciromuz 480 milyon liraydı. Bu yıl 750 milyon TL olacak. Yıl sonu 4 projemiz bitecek, 4 projemiz de başlayacak. 


Yeni yatırımlar nerelerde?

Atakent, Halkalı, Esenyurt’ta, 3. Köprü, 3. Havalimanı aksında ve Kartal bölgesinde yeni projelerimiz olacak. 


Yurtdışı planınız var mı?

Global dünyada olmakta fayda var. Eylül’de Dominik’e gidiyorum. Orası gelişmekte olan bir pazar. Birkaç yer baktık. Karı tutturabilirsek, projeye başlarız. 


İyi kaptanım, puslu havaları severim


'Piyasanın yavaşlamasının iyi tarafları da var' dediniz. İşin iyi tarafı ne mesela? 

Evet. Durağan bir sürece giriyoruz, bunun da faydaları var. Çok hareket olduğu zaman piyasada bir şımarıklık oluşuyor. Mesela arsa sahipleri daha dengeli fiyatlar istemeye başlıyorlar. Eskiden arsa sahiplerinin yanına gidiyordun, burnundan kıl aldırmıyorlardı. Patronun dan çalışanına kadar herkes bu şımarıklıklarını üzerlerinden atar böyle zamanlarda. Müsriflikler biter. Bir işe girilecekse daha inceleyerek girilir. Şimdi aslında paranın kıymetli olduğu bir döneme girdik. İnsanların risklerini daha fazla ölçtüğü, daha imtinalı olduğu bir dönem bu. Akıllı, işbilen insanlar böyle dönemlerde daha rahat para kazanır. 


Yani bu sizin için iyi bir dönem yaşanacak öyle mi?

Tabii piyasada köpük tabakası ortadan kalkacak. İyi kaptanın gemisini  iyi yürüttüğü bir dönem olacak. Ben iyi kaptanım. Puslu, dalgalı havaları severim.


98’e kadar iş planım var sonra biraz gaz keserim 


CUMARTESİ günleri sabah 8.30’da toplantılarımız oluyor, Pazar satış ofislerini gezerim. 

FIRSAT bulunca yutdışına giderim. Hemen hemen her yeri gezdim. Çocuklarım Kanada’da okuyor en çok oraya gidiyorum.  


6 TANE kitabım var. Son 2 senedir yazdıklarımı da son kitabıma ekleyip, yeni bir kitap çıkaracağım. TWEET kitabımı 8 bin bastık. Bitti. Sosyal medyayı hala kullanıyorum ama azalttım. Her çeşit arkadaşım var. Kimi 5’te viskisini koyar, ben de akşamları çörekotu yağı içerim. Sağlığıma dikkat ediyorum. 98 yaşıma kadar iş planım var. Ondan sonra biraz gaz keseceğiz. 


Akşam