Genel

Dr. Gülden Türktan maaşıyla butik otel yaptırdı!

İş kadını Dr. Gülden Türktan, yerli ve yabancı firmalarda yıllarca tepe yönetici olarak çalıştı. Biriktirdiği paralarla Bodrum'da otel yaptırdı

GSM sektörünün tanınmış ismi Cüneyt Türktan'la evli olan Gülden Hanım'ın oteli kendisine değil, eşine mal edildi ve "Telefoncu Cüneyt Bey'in oteli" olarak anıldı ...

Çalışma hayatında önemli işlere imza atmış bir kadının eşi, şayet daha ünlü ve popülerse, ' o kadının işi zor. Gerçi, Dr. Gülden Türktan, iş dünyasında çok tanınan ve bilinen bir isim olsa da, sanırım yapısı gereği pek gündeme gelmeyi de çok istemedi. Perde arkasında çalıştı. Herkes onu, "Cüneyt Türktan'ın eşi (karısı) olarak" biliyordu.

Cüneyt Türktan, Mehmet Emin Karamehmet'in bazı arkadaşlarıyla kurduğu Turkcell'in genel müdürü olarak mecburen vitrindeydi. Uzun yıllar yaptığı bu işin ardından Avea'nın CEO'su oldu. Ardından bir iki farklı iş yaptı, Romanya'ya gitti ve soluğu Azerbaycan'da aldı. Şimdi, Turkcell'de iken kendisinin kurduğu Azercell'in rakip şirketi Azer Telekom'un başında bulunuyor.

Dr. Gülden Türktan'ın ilk iş hayatı ABD'de başladı. ODTÜ'de başlayıp Boğaziçi Üniversitesi'nde tamamladığı işletme eğitimini New York Üniversitesi'nde akademik kariyerle sürdürdü. İstanbul'daki yaptığı lisansüstü eğitime, ABD'de MBA ve doktorayı ekledi. Sonra ülkeye döndü.

Önce Narin Holding'de, sonra da uluslararası bir dev olan güç santralleri ve elektrik üretim şirketi ABB'de uzun yıllar tepe yöneticilik yaptı. Şu ara aynı alanda çalışan Nepers şirketine danışmanlık görevinde.

Halen TÜSİAD'ın İstihdam ve Sosyal Güvenlik Çalışma Grubu Başkanı olan Türktan, aynı zamanda Kadın Girişimcileri Derneği KAGİDER'in Yönetim Kurulu Üyesi. Gülden Hanım'ın özgeçmişi böyle. Öyküsünü anlatmak için söze başlarken, "Sizin bilmediğiniz bir işim daha var, yanlışlıkla girişimci oldum" dedi. Öyleyse, söyleşiye buradan başlayalım.

Nasıl yanlışlıkla girişimci oldunuz

Çok uzun yıllar profesyonel olarak çalışırken biraz para biriktirdim. Sonra da Bodrum'ın Gündoğan ilçesine bağlı Küçükbük koyunda bir arsa aldım. Başta, amacım yatırım yapmaktı. Sonra otel yapma fikri gelişti. Ufak ufak başladım. Yıllarca, hafta sonu gidip inşaatla uğraştım. Adını Gilss olarak koyduğum bu otel, sonunda tamamlandı. 30 odalı bir butik otel oldu. Yakında açılışını yapmayı düşünüyorum. îşte, bu otelle, yanlışlıkla 'girişimci' oldum. Çevre halkı, oteli eşim Cüneyt Bey'e mal etti. Kimse, "Gülden Hanım'ın oteli" demiyor.

ABD'Lİ TURİST AĞIRLAYACAĞIM

Oteli siz yaptınız, eşinizin adını mı aldı

Aynen öyle. "Telefoncu Cüneyt Bey'in Oteli" oldu adı. Şimdi, Cüneyt Bey'in değil, Gülden Hanım'ın oteli olduğuna yönelik lobi yapacağız. Bu ülkede girişimci kadınların çektiği bir zorluğu ben de yaşadım. Orta sınıfın üstüne yönelik bir tesis olarak lanse edeceğiz. Gelecek yıl piyasaya gireceğiz. İngiliz, Alman ve ABD'li turistleri ağırlayacağız.

Peki, Cüneyt Bey'le ayrı gayrınız mı var

Hayır, yok ama prensipte karı-koca olarak yatırımlarımızı ayrı değerlendirmeyi seviyoruz. Oğlumuz Can, İngiltere'de okuyor. 21 yaşında. Birlikte onun iyi yetişmesi için gayret ediyoruz. Ben İstanbul'da çalışıyorum, Cüneyt Bey, Bakü'de. Hafta sonlan buluşuyoruz. Uzun yıllardır ikimiz de çok yoğun çalıştığımız için kendi alanlarımızı özgürce kullanabiliyoruz. Kariyerinizde başka türlü yükselme olanağı çok zordur.

BAŞBAKAN KIZMASIN KOTA DEĞİL HEDEF KOYALIM

Girişimci kadın sayısı bu yüzden mi artmıyor

Çeşitli nedenleri var. Ben şanslıydım. Kadınların önünde çok zorluk var. Dünya Girişimcilik Haftasını kutladık. Gördüğüm sıkıntıları aşmak için öncelikle kadınla ilgili istihdam meselesini çözmek lazım.

Kadın kotası mı konulsun, Başbakan buna çok kızıyor

Başbakan kızmasın. Kota değil hedef koyalım. Kadınların fazla görünmediği yerlerde kota da koyulsa faydası olmaz. Her alanda kota koyarsanız, kadınlarda o alanlarda çatışmaya girebilirler.

Peki, TBMM'de de kota olmamalımı

Bu mesele önemli. Meclis için mutlaka kota gerekiyor. Çünkü, kadın sayısı çok az. Partilere toplam 5 misli fazla kadının gelmesi lazım. Vekil toplamında kadın kotası en az yüzde olmalı. Türkiye'deki 36 milyon civarındaki kadının temsili 50 kadınla olmaz. Kadınları teşvik için adına kota değil, hedef de diyebiliriz.

HALİT NARİN'İ SOLLADI MÜDÜRLER KIZDI

İlk işiniz hangi firmada başladı

İlk patronum Halit Narin'di. ABD'den döndüğümde en parlak yıllannı yaşıyordu. Narin Holdingin tekstil ve otel yatirımlannda "stratejik işler müdürü" oldum. Yatinmlan temsil ediyordum.

Halit Narinle çalışmak zor muydu

Doğrusu, pek zorlanmadım. O yıllarda kadın yönetici olarak tektim. Hatta ilginç anılanm da oldu. Mesela, işe ilk girdiğim zamanlardaydı. Halit Bey, yöneticilerle Çerkezköy'deki fabrikaya gitmek istedi. Ben de arabama atladım, yola çıktım. Yolda 90 kilometre hızla gidileceğine dair levha var. Halit Bey'in şoförü 70 kilometreyle seyrediyor. Hızımı kesmedim, onlan geçtim. Geçerken de onlan korna çalarak selamladım. Çalışmalar bitti, evime döndüm. Müdürlerden birisinden telefon geldi, "Siz nasıl Halit Bey'in arabasını geçersiniz, hadi geçtiniz, çaktırmadan geçip gitseydiniz" diye fırça yedim. Oysa, "Herkes eşittir" fikriyle yetiştiğim için bana göre geçmek problem değildi.

Narin'in tepkisi ne oldu

O, üç kız babasıydı. Herhangi bir tepki koymadı. "Kızım, ne yaparsa doğru yapar" dedi ve beni rahatlattı. Bir süre sonra ABB'den teklif aldım. Geçmek istiyorum ama Halit Bey'e söylemeye de
çekiniyorum. Daha yüksek ücret
verdiklerini gerekçe gösterip, ayrılmayı başardım.

Kadınlar açısından yerli ve yabancı firma arasında ne farklar var

Yabancı kökenli firmalarda rekabet daha kibarca yapılıyor. Yerli şirketlerde biraz daha ortada oluyor rekabet.

ESNEK ÇALIŞMA İŞSİZLİĞİN İLACI

TÜSİAD'da önemli bir göreviniz var. Güvenceli esnek çalışmayı savunuyorsunuz, işsizliğe ne çare getirir

Öncelikle kadınlar için çare olur. 8 milyon kadının istihdama katılması lazım. Çalışmak isteyen kadınlar, şayet programlarını kendilerine uygun düzenlerlerse iş hayatının içinde olabilirler. Sabah erken mi işte olmak istiyor veya gündüz çocuklarma bakıp, gece mi çalışmak istiyor, işverenle 'güvenceli esnek program' yaparsa başarılı olur. Güvence çok önemli. Sigorta primi, çalıştığı saate göre ödenecek, isterse sendikalı olacak ve parasını da çalıştığı kadar alacak.

Esnek çalışma, işverenin istismarına açık bir konu değil mi

Hayır. Esnek çalışma aslında işsizliğin en iyi ilacı. Dünyada her şey değişiyor. İnsanlar, çok uzun saatler çalışmak istemiyor. Güvenceyi koyarsanız ve bunu uygularsanız, işveren istismar edemez. însan haklarına saygı en önemli koşul. Hükümete de tedbirleri almak düşüyor. Esnek üretim, alıştığımız üretim sisteminden farklı.

YARARI FARK EDİLMİYOR

Sendikalardan da itirazlar yükselmiyor mu

Farklı bir sistem olduğu için henüz ülkemizde yararları fark edilmiyor. Belki her iş kolunda olmaz ama giderek çok fazla alanda yaygınlaşıyor esnek çalışma.

Girişimci olmanın sırrı nedir

Türkiye'de 1 milyon 300 bin girişimci var. Bunun ancak 80 bini kadın. Girişimci olmak için önce fikir, sonra plan ve en sonra da kaynakları zorlamak geliyor. Fikrin var, paran yok. Tamam, bir plan yapıp önce küçük bir sermayeden işe başlamalı. Mesela, kendimden örnek verirsem, yıllarca çalıştım, sonunda girişimci olmayı başardım.

KENDİMİ UZAYLI GİBİ HİSSEDİYORUM

ABD'de 20 yıl çalışıp, nokta koydunuz. Şu anda esnek ve serbest çalışıyorsunuz. Neler hissediyorsunuz

Yepyeni bir hayat, yeni işlerim var. Her şey çok güzel. Ama bir sorun var. Toplantıya çağırıyorlar. Zevkle gidiyorum. Ama toplantı, zamanında başlamıyor. Nasıl yani Başlama zamanı geçti. Kimse yok. Toplantı iptal edildi herhalde diyorum kendi kendime. Biraz bekliyorum. Toplantı başlayacak diyor bir asistan. Sonuçta toplantı 1.5 saat gecikme ile başlıyor.

Toplantılarda nelerkonuşuluyor

Toplantı gündemi değil başka bir konu konuşuluyor. Acaba yanıldım yanlış saatte yanlış toplantıya mı gittim diye daveti inceliyorum. Hayır. Her şey doğru. Bazı hallerde bunun da normal olduğunu yeni yeni anlamaya başlıyorum. Toplantı tüm önemli insanların gelebildiği saatte başlıyor. Gündem yazıldığı tarihten sonra arada geçen sürede başka bir konu varsa, onu öne almakta sorun yok. Toplantıya gitmeyi kabul ettiysen bütün öğleden sonranı veya sabahını bu toplantıya ayırmalısın.

Asla yazılan toplantı bitiş saatine inanmamalısın. Bu ABB'de kabul edilemez bir davranıştı. 'Bir toplantıyı idare edemezsen, şirketi hiç yönetemezsin' diye var sayılırdı. Hâlâ katıldığım toplantılarda bu yönde itirazlar ve yorumlar yapıyorum. Bana zaman zaman "Bu kadın uzaylı herhalde" bakışı fırlatıyorlar.
Bugün/Perihan ÇAKIROĞLU