Kent Haberleri

DÜ, Güneydoğu'da Kültür Varlıklarını Koruma Merkezi kurdu!

DÜ tarafından Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki tarihi eserlerin korunması ve bilimsel ilkelere göre restore edilmesine katkıda bulunmak amacıyla "Kültür Varlıklarını Koruma, Uygulama ve Araştırma Merkezi" kuruldu.

Merkezde restorasyonlarda görev alan çeşitli meslek gruplarına eğitim verilerek kalifiye eleman yetiştirilmesi de hedefleniyor. DÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Dalkılıç: "Kurulan merkezle restorasyonda kalitenin artırılması, her türlü analiz ile bilimsel raporun hazırlanması, uygulama yöntemlerinin geliştirilmesine destek sunacağız"


Dicle Üniversitesi'nce (DÜ) başta Diyarbakır olmak üzere, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ndeki tarihi eserlerin korunması ve bilimsel ilkelere göre restore edilmesine katkıda bulunulması için "Kültür Varlıklarını Koruma, Uygulama ve Araştırma Merkezi" kuruldu. 


DÜ, UNESCO'ya aday tarihi surları, İslam Dünyası'nın 5. Harem-i Şerif'i Ulu Cami, Ongözlü köprü, Ziya Gökalp ve Cahit Sıtkı Tarancı'ya ait müze evleri ve daha pek çok kültür varlığını bünyesinde barındırmasıyla adeta açık hava müzesini andıran Diyarbakır'daki tarihi ve kültürel varlıkların korunması, aslına uygun restore edilerek gelecek kuşaklara aktarılması için harekete geçti.


Mimarlık fakültesi öncülüğünde DÜ bünyesinde senato kararıyla kurulan Kültür Varlıklarını Koruma, Uygulama ve Araştırma Merkezi ile tarihi yapıların ve kültür varlıklarının korunması ve restorasyonuna yönelik yürütülecek çalışmalarda aktif rol alınarak, akademik destek sunulması planlanıyor.


Merkezle restorasyonlarda görev alan çeşitli meslek gruplarına eğitim verilerek kalifiye eleman yetiştirilmesi de hedefleniyor.


- "Artık koruma ve uygulama merkezimiz var"


DÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Neslihan Dalkılıç, AA muhabirine, kentteki kültür varlıklarının ve tarihi yapıların aslına uygun restore edilmemesinin yıllardır dile getirilen bir sorun olduğunu savunarak, üniversite bünyesinde ildeki bu açığı kapatmak için bir merkez kurulduğunu söyledi.


Doç. Dr. Dalkılıç, fakülte olarak restorasyon çalışmalarıyla ilgili bilgi edinmeye, bu süreçleri takip etmeye yönelik geçmişte de çalışmaları olduğunu ancak bu çalışmaların akademisyen düzeyinde kaldığını ifade ederek, bundan sonra resmi bir statü ile Diyarbakır'da ve bölgede yürütülen çalışmaların bir bileşeni haline geleceklerini belirtti.


"Artık tarihi eserlerle ilgili yapılacak her çalışma için bir koruma ve uygulama merkezimiz var. Halkın ve kurumların talepleri kabul edilecek" diyen Dalkılıç, şunları dile getirdi:


"Kurulan merkezle restorasyonda kalitenin artırılması, her türlü analiz ile bilimsel raporun hazırlanması, uygulama yöntemlerinin geliştirilmesine destek sunacağız."


- Surların restorasyonu


Dalkılıç, kentteki koruma restorasyon çalışmalarına merkezi temsilen katılacaklarını anlatarak, "Tarihi surlarla ilgili bugüne kadar en kapsamlı çalışmayı üniversitemiz yaptı ancak bu yeterince bilinmiyor" dedi.


Bugüne kadar bilimsel yayınlarla duyurdukları bu çalışmalarını artık resmi bir merkez olarak kamuoyu ile paylaşacaklarını aktaran Dalkılıç, şöyle konuştu:


"Geçmişte surların restorasyonunda özgün yapıdaki malzemeler değil çimento kullanıldığına tanık olurduk. Bu tarihi esere çok zarar verirdi.  Zamanla müteahhit firmalar ve uygulamacılar bu konuda bilinçlenseler de halen çimento kullanıldığını biliyoruz. Surların restorasyonunda görev alacak bir bilim kurulu oluşturuluyor. Bu hep hayalimizdi. İyi bir takip ve denetimle yapılar özgün mimarisine uygun şekilde restore edilebilecek. Biz de elimizden gelen desteği sunacağız."


- Uzman personel yetiştirilmesine bilimsel destek


 Dalkılıç, merkez aracılığıyla restorasyonlarda görev alan personelin yetiştirilmesine de destek sunmak istediklerini ifade ederek, proje ve uygulama ne kadar iyi olursa olsun işin ehli personel çalıştırılmadıktan sonra başarılı olunamayacağını savundu.


Üniversite olarak geçen yıl taş ustası yetiştirmek için SODES kapsamında yarı açık cezaevinde eğitim verdiklerini hatırlatan Dalkılıç, özellikle Diyarbakır Surlarının restorasyonunda taş ve tuğla işçiliğinde uzman personele ihtiyaç duyulduğunu, bu kapsamda uzman personelin yetiştirilmesinde de her türlü bilimsel desteği vererek öncülük yapmayı düşündüklerini söyledi.


- Kent arşivi oluşturulacak


Dalkılıç, Diyarbakır'ın tarihi araştırılmak istendiğinde bazı kurumlar bünyesinde atıl durumda çok fazla kıymetli esere rastlanıldığına işaret ederek, bu arşivleri merkez bünyesinde kuracakları bir kütüphanede bir araya getirmeyi düşündüklerini söyledi.


Bir kent arşivi oluşturmayı istediklerini kaydeden Dalkılıç, "Bilgi ve belge merkezi kurmayı planlıyoruz. Kente gelen ve Diyarbakırla ilgili bilgi almak isteyen tüm araştırmacıların ilk uğrak yerinin bu kütüphane olmasını istiyoruz" diye konuştu.


- "Bu merkezin bugüne kadar olmaması eksiklikti"


DÜ Mimarlık Fakültesi Restorasyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Fatma Meral Halifeoğlu da merkez ile tarihi yapıların ve kültür varlıklarının restorasyonunda hem gözlemci olacaklarını hem çalışmaları takip edeceklerini hem de bilimsel yönden katkı sunacaklarını dile getirerek, aynı zamanda gerekli uyarılarda da bulunabileceklerini kaydetti.


"Diyarbakır Koruma Planı üzerinde çalışmaların yer yer aksadığını düşünüyoruz" ifadesini kullanan Halifeoğlu, hazırladıkları raporları hem ilgili kurumlarla paylaşacaklarını hem de arşiv oluşturacaklarını anlattı.


Halifeoğlu, taşınmaz kültür varlıklarının konservasyon ve restorasyonlarına yönelik proje ve uygulama düzeyinde ilgili bölümlerinin öğrenci ve öğretim görevlilerinin iştirak edeceği ortak çalışmalar geliştirilmesi ve yürütülmesini de hedeflediklerine dikkati çekerek, şöyle dedi:


"Üniversitelerin bulundukları bölgeye bu tür katkılarda bulunma sorumluluğu da vardır. Bu merkezin bugüne kadar olmaması eksiklikti. Merkez ile kente ve bölgeye olan sorumluluğumuzu da yerine getirmiş olacağız. Gençler de bulundukları şehirdeki kültür varlıklarına karşı daha çok sorumluluk hissedecekler. Çünkü mimar yetiştirirken sadece modern mimarı tasarımlar yapmayı değil, mevcut mimarı eserleri nasıl koruyacağımızı ve geleceği aktaracağımızı da öğretmemiz gerekiyor. Bu faaliyetlere katılımla görevlerini bu disiplinle yapacak mimarlar yetiştirmiş olabileceğiz."


AA