Sektörel

Dumankaya İnşaat 2 yeni projeye hazırlanıyor!

İnşaat sektörünün en büyüklerinden biri Dumankaya İnşaat. Halen İstanbul’un beş ayrı bölgesinde sekiz ayrı projenin satışını sürdüren Dumankaya İnşaat, aynı zamanda Galatasaray’ın forma reklamlarını da aldı.

İnşaat sektörü son yıllarda Türkiye ekonomisinin adeta lokomotifi olmuş durumda. Bu sektörün en büyüklerinden biri de Dumankaya İnşaat. Halen İstanbul’un beş ayrı bölgesinde sekiz ayrı projenin satışını sürdüren Dumankaya İnşaat, aynı zamanda Galatasaray’ın forma reklamlarını da aldı. Her yıl binlerce konut inşa eden ve son derece yüksek bir satış oranı yakalayan Dumankaya’nın patronu Uğur Dumankaya’yla, sektörün çok dışında, tamamen insani bir söyleşi gerçekleştirdik. Ve açıkçası, yoğun iş temposuna rağmen özel hayatında yaptıklarına imrendik…


MedyaMola: Öncelikle sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Uğur Dumankaya: 1970 İstanbul Kartal doğumluyum. Lisans eğitimimi Bilkent Üniversitesi’nde, yüksek lisansımı ise İstanbul Üniversitesi’nde tamamladım. 1994 yılından itibaren de Dumankaya’da göreve başlayarak çeşitli görevler üstlendim. 2013 yılından bu yana da Dumankaya Yönetim Kurulu Başkanı’yım. Evliyim ve dört çocuk babasıyım.

İKİ YENİ PROJE GELİYOR

MM: Dumankaya İnşaat 2016’da neler yapacak? Projeleri ve hedefleri neler?

UD: 2016 yılı içinde Anadolu yakasında Kartal sahili, Maltepe ve Sancaktepe olmak üzere üç ayrı lokasyonda, Avrupa yakasında ise Halkalı ve Esenyurt-Bahçeşehir olmak üzere iki farklı lokasyonda, yani toplamda İstanbul’un beş farklı bölgesinde toplam 8 farklı projede satışlarımıza devam edeceğiz. Bundan başka 2016 yılında asıl önceliğimiz sürdürülebilir büyüme ve verimlilik olacak. Bu süreçte iki yeni projeyi hayata geçirmeyi planlıyoruz. Nisan 2016 civarında Fikirtepe projemizi hayata geçireceğiz. Bu projenin büyüklüğü 385 milyon lira kadar. Ağustos 2016 tarihi civarında ise Gebze projesini tanıtacağız ki, bu da yaklaşık 800 milyon lira yatırım bedeline sahip. Dolayısıyla 2016 yılında yaklaşık 1,2 milyar lira civarında bir yatırım öngörüyoruz. Ciro hedefimiz ise toplam 750 milyon lira. Bu yıl, artan rekabet ortamında bu yıl da geliştireceğimiz yeni iş yapış modelleri ile güçlenip büyümeyi sürdüreceğiz.

EN İYİ DERSİM MATEMATİK İDİ

MM: Aslen nerelisiniz? Memleketinize ne kadar sıklıkta gidersiniz? Gittiğinizde neler yaparsınız?

UD: Biz aslen Rizeliyiz. Memleketime yılda en az bir kere gitmeye çalışıyorum. Gittiğimde de oranın kültürel atmosferinden ve doğasından oldukça etkileniyorum. İstanbul’da doğup büyümüş biri olarak dedelerimin yaşadığı toprakların yemek kültürüne, doğasına, insanlarına ve kendine has şivesine hayranlık duyuyorum. Ayrıca Rize’nin yeşil yaylaları, İstanbul gibi bir şehirde yaşayan benim gibi insanlara, özellikle psikolojik manada çok iyi geliyor. Rize’den İstanbul’a tamamen dinlenmiş olarak dönüyorum.


MM: Eğitim hayatınızı kısaca özetler misiniz? En iyi ve en kötü dersleriniz hangileriydi?

UD: Üniversite eğitimimi Bilkent Üniversitesi Güzel Sanatlar, Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde tamamladım. Daha sonra İstanbul Üniversitesi’nde İşletmecilik İhtisas Yönetimi üzerine master yaptım. Okul hayatım boyunca en kötü dersim fizikti, en iyi dersim ise matematikti. Tabi bu derslerdeki performansımla hocalarımın ders içindeki tutumuyla doğrudan orantılı olduğunu düşünüyorum. Zira o yaşlardaki bir gencin dersi sevip sevmemesi, dersin öğretmeninin o dersi sevdirebilip sevdirememesiyle de alakalı bence. Öğretmen iyi, başarılı ve kaliteli bir öğretmense, dersini iyi anlatıyor ve öğrencinin dikkatini üzerinde toplayabiliyorsa, öğrenci de dersi o oranda sevebiliyor.


Eğitim yaşamımda lise yıllarımın yeri ayrıdır. Aradan yıllar geçmesine karşın hâlâ lisedeki arkadaşlarımla görüşürüm. Liseden 20 kişilik bir grubuz ve çoğuyla çok önemli anılarım var. Tabii lise dönemi çoğu kişinin unutamadığı zamanlardır, o kesin. Ben de tahsilimi tam gün olarak 4 yıl boyunca yaptım, sayısız anı biriktirdim.


http://www.dumankaya.com/