Mimarlık

Dünyaca ünlü mimar Daniel Libeskind İstanbul'a geliyor!

Perşembe günü saat 15:30'da vereceği Alldesign konferansı için İstanbul'a gelecek dünyaca ünlü mimar Daniel Libeskind'e göre İstanbul mimari anlamda dünyanın en kıymetli şehri.

Dünyaca ünlü mimar Daniel Libeskind, Perşembe günü 15.30'da vereceği Alldesign konferansı için İstanbul'a gelecek.  


Daniel Libeskind, yeryüzünün belki de en güler yüzlü mimarı. Üstelik geçmişini ve çoğu işleri duygusal olarak hasarlı olmasına rağmen. Nazi döneminde, Polonya'da Yahudi bir ailenin çocuğu olarak hayatta kaldı. Mimarlık kariyerinde toplumun iki büyük travmasını tasarladı.


Berlindeki Yahudi Müzesi'nde, New York'taki Dünya Ticaret Merkezi'nde imzası var. Alldesign konferansına katılmak için İstanbul'a gelecek Libeskind'le New York ofisinde buluşan Ali Tufan Koç, Hürriyet gazetesi adına bir röportaj yaptı.


Daniel Libeskind, Mimar Sinan için "Mimarlık tarihimin en önemli adamı" dedi.


Bir Mimar olarak ne geliyor aklınıza İstanbul'u duyunca?


Mimari anlamda dünyanın en kıymetli şehri. Şehrin o karmaşıklığı kendiliğinden ham bir şiir gibi. En büyük şansınız ve şanssızlığınız Mimar Sinan. Mimarlık tarihinin en önemli adamı şehrinizde yaşamış, muazzam eserler bırakmış. Hiçbir mimar Mimar Sinan standardının yanına yaklaşamaz. Dünyadaki tüm mimarlar senede en az birkaç kez İstanbul'a gelmeli, Mimar Sinan'ın yapıtlarını ziyaret etmeli, İstanbul'un ara sokaklarını gezmeli. Mesleğin köklerine saygıda bulunmak ve bir nevi ibadet için!


İstanbul'da imar izni meçhul alışveriş merkezlerinin, otellerin şehrin siluetine bıraktığı lekeleri görme şansınız oldu mu?


Modernle tarihi olanın yan yana gelmesi dünyanın her yerinde tartışılıyor. Fakat her şehir gelişir, dönüşür ve her yıl yaş alır. Bu çok doğal. Dünyada alışveriş yapmayı sevmeyen bir inan olduğunu zannetmiyorum. O zaman bu AVM nefreti neden? Hatalı tasarım var ortada. Alışveriş merkezleri sosyal bir yaşam alanı olarak tanımlanmalı, müze mantığında tasarlanmalı.


Nostaljik ruhla fütüristik yapıların ayarım nasıl tutturacağız? 


Üzeri tozla kaplı, ruhu geçmişte kalmış bir müze şehrine dönüşmek istemiyorsanız yeni olana da yer açacaksınız. Yoksa yarışın gerisinde kalırsınız. 


Ne yarışı bu? 


Şehirler arası yarış... Artık ülkeler değil şehirler yarış halinde. 


21'inci yüzyılın en mühim mimari İstanbul'a ayak basınca ilk hangi binayı görmek ister? 


Mimar Sinan binalarım bir kenara bırakarak şunu söyleyebilirim: Ben ara sokaklarında, o karmaşık sesinde kaybolmayı seviyorum İstanbul'un. Gözümü kapatıyorum, sanki bir şiirde yaşıyorum. 

B1 Mimarlıktan evvel başarılı, tanınan bir müzisyendiniz. Nasıl oldu bu yol değişimi? 


Birbirine çok yakınlar aslında. Her şehrin farklı bir müziği vardır. Binalar da o senfonideki bir notadır. Binaların bir araya gelmesinden eşsiz bir senfoni doğar. 


Trajediyi örtmeyin 

ticaret merkezi


Dünya Ticaret Merkezi'ni yaparken aklınızdaki soru neydi? Sunumunuzun diğerleri arasından seçilmesine hangi fark sebep oldu? 


Soru şuydu: "Bu şehre hayatı nasıl getiririz?" Herkes 'mega gökdelenlerden' bahsedip duruyordu: "Dünyanın en yükseği olmalı!", "Göğü delecek bir güçte olmalı ki insanlara tekrar cesaret vermeli!" Ben tam tersini söyledim: "Bırakın. Trajedinin olduğu o alan boş kalmalı. Üzerine hiçbir şey inşa edilmemeli." Sadece ABD'nin anıtı değil burası. 95 farklı ülkeden insan öldü 11 Eylül'de.


Hürriyet