23 / 12 / 2024

Dünyanın en egzotik şehri: Bangkok!

Dünyanın en egzotik şehri: Bangkok!

Bangkok, her başkent gibi büyük ve karmaşık. Ancak bu, onun dünyanın en egzotik yeri olmasını engellemiyor. Büyük AVM'lerin, modern otellerin ve gece kulüplerinin yan yana yer aldığı bu kentin insanları da çok cana yakın



Bangkok'un tapınakları bu şehrin kalbini ve ruhunu oluşturuyor. Başka bir yerde göremeyeceğiniz kadar süslü, işlemeli ve renkli tapınakları gezmek için en ideal zaman, havanın daha serin olduğu ve kalabalıkların daha ortaya çıkmadığı sabah saatleri. İçinde gerçek rahiplerin yasadığı bu kutsal yerleri gezerken uygun giyinmeye de dikkat etmek gerekiyor. En az üç tanesini ziyaret etmeden Bangkok gezilmiş sayılmaz. Tapınakların en ünlüleri, dev Emerald Buddha'nın bulunduğu Grand Palace, Wat Phra Kaew, 46 metre boyundaki yatar şekilde betimlenmiş Buda heykelinin yer aldığı Wat Pho ve şehrin ortasından akan Chao Phraya kıyısındaki Wat Arun.

BÜYÜK ÇİN MAHALLESİ

Bangkok'taki Çin topluluğu, 1700'lü yıllarda Çin'den gelip bu topraklara yerleşmiş ve kendilerini Taylandlı olarak adlandırıyorlar. Hatta çoğu artık Çince bile konuşmuyor. Yüzyıllardır yaşadıkları ve bir zamanlar şehrin en hareketli bölgesi olan Chinatown, egzotikliğinden bugün de hiçbir şey kaybetmemiş. Renkli, kalabalık, dar sokakları, sokakta pişen yemekleri, Çin'den gelen ürünlerin satıldığı dükkanların yanında balık, sebze meyve ve çeşitli yiyecek satan ufak işletmeleri ile şehrin en görülmeye değer bölgelerinden.

MODERN ALIŞVERİŞ MERKEZLERİ

Son yıllarda arka arkaya açılan Gaysorn Plaza, Emporium, Siam Paragon, Central World Plaza gibi çok katlı, modern alışveriş merkezlerinde bulunan dükkanlarda en lüks markalar kadar Taylandlı modacı ve tasarımcıların da ürünlerini bulmanız mümkün.

SOKAK MARKETLERİ

Her tropik iklimli şehirde olduğu gibi Bangkok'un da gece yarısına kadar açık bulunan sokak pazarları var. Ve en güzel hediyelik eşyalar hem de çok uygun fiyatlarla bu pazarlarda. El işi aksesuarlar, antikalar, mücevherler, güzellik ve bakım malzemeleri bunlar arasında. İpek ile ilgili her şeyi almak içinse 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Bangkok'a yerleşen Amerikalı Jim Thompson'ın kurduğu dört katlı dükkan en iyi adres. Bangkok'un 2006'dan beri servis veren ultra modern havaalanı Suvarnabhumi, büyüklüğü ve çağdaşlığıyla insanı etkiliyor. Son dakika alışverişi için havalaanına zaman ayırın.

THAİ MASAJI

Bangkok spaları ve ünlü Tayland masajı başta olmak üzere çeşitli tedavi yöntemleri ile gevşeme, rahatlama ve canlanma cenneti. Atalarından günümüze kadar aktarılan şifa yöntemleri yoga, meditasyon, egzotik bitkiler, kokular, yağlar ve ile birleşince ortaya müthiş bir fiziksel ve ruhsal rahatlama ortamı çıkıyor. Tabii Taylandlılara özgü mükemmel servis ve misafirperverliği de unutmamak lazım.

Yapma dan dönmeyin
GECE HAYATI

Bangkok'un gece hayatı renkli olmasının yanında sert ve kural tanımaz olarak da biliniyor. Barlara girmeseniz bile gece de açık olan Patpong pazarı ve çevresi görülmeye değer.

YİYECEK CENNETİ

Bangkok yeme içme açısından çok şanslı bir şehir. En egzotik, en güzel meyve ve sebzeleri, en taze deniz ürünlerini her an her yerde bulabiliyorsunuz. Bunun yanında Tayland mutfağı da dünyanın en lezzetli mutfaklarından biri. Pirinç eriştesi üzerine konulan tavuk veya karidesle yapılan Pad Thai'yi tatmadan dönmemek lazım.

CHAO PHRAYA

Bangkok, Chao Phraya nehrinin kenarına yerleşmiş. Akıntısı bol nehirde yapacağınız yarım günlük tekne turu ile hem Kraliyet Sarayı ve Wat Arun gibi tapınak ve binaları görebilirsiniz hem de suyun üstündeki evlerde yaşayan halkın ilginç yaşantısını.

NEHRİN ÜZERİNDE

Bangkok'ta Peninsula, Kempinski, Metropolis, Shangri La gibi lüks olmasına rağmen oda fiyatları oldukça uygun birçok otel seçeneği var. Bunlardan biri de Mandarin Oriental. Otel 130 yıllık bir tarihe sahip ve dünyanın en ünlü ve büyük kolonyel otellerinden biri. Bangkok'un kalbi Chao Phraya nehrinin üzerinde yer alan otel, Barbara Cartland, Grace Kelly ve Elizabeth Taylor gibi ünlü isimlerin anılarını barındırıyor. Oriental'ın orijinal binası, 1865 yılında bir yangına kurban gitmiş. 1867 yılında yeniden inşa edilen bina, tavan pervaneleri, yasemin çiçekleriyle kaplı balkonları, eski tarz jaluzili pencereleri, zarif yatakları, kumaş kaplı duvarları ve tropik çiçeklerin kokusu ile size eski günlerin lezzetini sunuyor. Kalmasanız bile nehir kenarındaki terasında güneş batışına karşı bir içki içmek veya karşı kıyıdaki spada masaj yaptırmak için mutlaka ziyaret edin.
Sabah/ÖZLEM AVCIOĞLU


Geri Dön