Düşük faiz oranları emlak fiyatlarını yükseltiyor!
BIS yayınladığı yıllık raporunda, dünya genelinde düşük faiz oranlarının finansal tahribatlar oluşturabileceğine ve finansal istikrarı tehdit ettiğine dikkat çekerek, özellikle gelişmekte olan ülkelerde enflasyon artışıyla sonuçlanan kredi ve emlak fiyatl
Uluslararası Ödemeler Bankası (BIS), enflasyon baskısına karşı küresel çapta politika faiz oranlarının artırılması gerektiğini belirtti.
BIS yayınladığı yıllık raporunda, dünya genelinde düşük faiz oranlarının
finansal tahribatlar oluşturabileceğine ve finansal istikrarı tehdit ettiğine
dikkat çekerek, özellikle gelişmekte olan ülkelerde düşük borçlanma maliyetinin,
enflasyon artışıyla sonuçlanan kredi ve emlak fiyatlarının hızla yükselmesine
neden olduğu uyarısında bulundu.
Dünya genelinde merkez bankaları 2008 yılındaki finansal krizin ardından
büyümeyi desteklemek üzere faiz oranlarında indirime gitmişti. BIS, politikaların
zarar verici olduğunu ispatlayabileceğini vurguladı.
Uzun zamandır var olan düşük faiz oranlarının, ciddi finansal tahribatlar
oluşturmak, kaynakların yanlış dağılımı ve finansal sistemde risk algılarının
değişmesinde gecikme risklerine neden olduğunu kaydeden BIS, düşük faiz oranları
ve krediye kolay ulaşımın emlak fiyatlarının sürdürülemez seviyelere çıkmasına
neden olabileceğine vurgu yaptı. BIS, eğilimin küresel finansal krizdekine benzer
olduğunu savundu.
Gıda, enerji ve diğer emtialar için keskin fiyat artışları ile birlikte
enflasyonun küresel bir endişe haline geldiğine dikkat çeken BIS, enflasyon
baskılarını kontrol altına almak ve finansal istikrara yönelik riskleri
engellemek için daha sıkı küresel para politikasının uygulanması ve küresel bazda
politika faiz oranlarının yükseltilmesi gerektiğini ifade etti.
-GELİŞMİŞ ÜLKELER BORÇLANMA YOLUYLA BÜYÜME MODELİNİ TERK ETMELİ-
Avrupalı liderleri içinde bulundukları borç krizini tek seferde ve herkes
için çözmeleri konusunda uyaran BIS, Avro Bölgesi çevre ülkelerindeki mali
problemlerinin yatırımcı güvenini azalttığını ve ülke borçlanma maliyetlerini
sürdürülebilir seviyenin üstüne çıkardığını vurguladı.
Açıkların azıltılmasını ertelemenin ülke borcu krizinin yoğunlaşması
riski yaratabileceğine işaret eden BIS, gelişmiş ülkelere yeni bir felaketten
kaçınmak için özel sektör ve kamu maliyelerini hızla iyileştirmeleri çağrısı
yaparken, gelişmekte olan piyasaları ise emlak sektöründeki aşırı ısınma ve
borçlanma risklerine karşı uyardı.
BIS, gelişmiş ekonomilerin borçlanma yoluyla büyüme modelini hızla terk
etmeleri gerektiğini belirtti.
-FAİZ DÜŞÜRÜCÜ PARA POLİTİKALARI FİYAT İSTİKRARINI TEHDİT EDER DURUMA GELDİ-
Geçen yıl küresel ekonominin toparlanmaya devam ettiğini, gelişmekte olan
ülkelerde büyümenin güçlü olduğunu, gelişmiş ülkelerin ise kendi kendine devam
eden toparlanmaya doğru ilerlediğini ifade eden BIS, ancak bunun politikacıları
rahatlama hatasına düşürebileceği uyarısında bulundu.
Birçok gelişmiş ülkede yüksek borç seviyelerinin finansal ve finansal
olmayan kuruluşların yanı sıra hanehalkları üzerinde halen yük oluşturduğuna
işaret eden BIS, uluslararası finansal dengesizliklerin tekrar ortaya çıktığını,
faiz düşürücü para politikalarının hızla fiyat istikrarını tehdit eder duruma
geldiğini savundu.
Finansal reformların henüz tamamlanmadığını ve tam olarak
uygulanmadığını, finansal baskı için erken uyarı sistemi olarak çalışacak veri
tabanının hazırlıklarının sürdüğünü bildiren BIS, aşırı borçluluğa çare bulmanın
yüksek, dengeli gerçek büyüme ve istikrarlı finansal sistem için sağlam bir temel
oluşturmada anahtar öneme sahip olduğunu vurguladı.
Küresel cari açık dengesizliklerinin sürdüğünü, bunun düzensiz döviz kuru
ayarlamaları ve korumacılığı beraberinde getirdiğine işaret eden BIS, cari açık
dengesizlikleri ve büyük sermaye akışlarının birbiriyle ilişkili olduğunu ve
birlikte çözülmesi gerektiğini kaydetti.
Sağlam makroekonomik politikaların bu bağlamda anahtar rol oynayacağını,
yapısal iç politikaların açık veren ülkelerde tasarrufu teşvik edeceğini ve fazla
veren ülkelerde tüketimi artıracağını bildiren BIS, reel döviz kuru
düzenlemelerinin gerekli, ancak tek başına yeterli olmayacağına dikkat çekti.
BIS, son çare olarak başvurulan sermaye kontrollerinin sadece geçici bir
rahatlama sağlayacağı uyarısında da bulundu.
-KRİZDEN KAÇINMAK İÇİN BANKALARIN SERMAYE YETERLİLİK ORANI ARTIRILMALI-
Merkez bankalarının merkez bankası olarak adlandırılan BIS, 2008
yılındakine benzer bir küresel finansal krizden kaçınılması için bankaların daha
yüksek sermaye yeterlilik oranına sahip olmaları gerektiğini vurguladı.
BIS, dünyanın en büyük bankalarına yüzde 1 ile yüzde 2,5 arasında ek
sermaye yeterlilik oranı uygulanması önerisinde bulundu.
BIS Genel Müdürü Jaime Caruana yaptığı açıklamada, küresel olarak
sistemsel açıdan önemli olan ve sermaye yeterlilik oranları artırılacak
bankaların listesini kamuoyuna açıklama planları olmadığını, zaman içinde
metodolojiyi yayınlayacaklarını ifade etti.
AA