Düşük faizli konut kredisi geri gelecek mi?
Vatandaş yüksek faizden dolayı kredilerin yanından geçemiyor. Ana paranın üzerine yüzde 20'yi geçen maliyetler ortaya çıkıyor. Krediler ne zaman düşer? Merkez Bankası neden faiz artırdı? Uzmanlar cevapladı...
Yüksek enflasyon market raflarında her gün boy gösterirken kredi almak için bankaya başvuran vatandaş da şaşırıyor. Her şeyin fiyatının düzenli olarak artmasından krediler de nasiplendi. Sözcü'den Sibel Gülersöyler'in haberine göre; "Kredi faizleri ne zaman düşecek? Ev, araba almak isteyen vatandaşları ileride neler bekliyor? Enflasyon-kredi ilişkisi nedir?" gibi sorular sık sık gündeme geliyor.
Bu soruları İstanbul Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Profesör Cem Başlevent, Işık Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç Dr. Evren Bolgün ve Ekonomist Emrah Lafçı cevapladı.
Merkez Bankası faiz metninde daha önce kullanmadığı ‘uzun müddet sıkı duruşa devam' ifadesini kullandı. Ev, otomobil almak isteyen ihtiyaç kredisi çekecek olan sıradan vatandaş bundan ne anlamalı?
Doç Dr. Evren Bolgün: Bu ifadeden Merkez Bankası'nın bir süre faiz indirimi yapmayacağı anlaşılıyor. Faize, büyük ihtimalle temmuza kadar dokunulmayacak. Hatta, bizim Nisan'da göreceğimiz enflasyon yılın en büyük enflasyonu olacak. Merkez Bankası için bırakın faiz indirimini faiz artırımı devreye girecek.
Vatandaş krediye zaten maliyetli ulaşıyordu bundan sonra da avantajlı bir kredi maliyetini yılın ilk yarısında göremeyecek.
Kredi maliyeti şu dönemlerde zaten en yüksek seviyede, kimsenin şu süreçte zaruri bir ihtiyaç olmadığı sürece yüzde 24 ile ihtiyaç kredisini alacaklarını sanmıyorum.
Profesör Cem Başlevent: Önümüzdeki birkaç ay boyunca enflasyonda kayda değer bir düşüş beklenmiyor ve politika faizinin de yüksek kalacağı anlaşılıyor. Bu da kredi faizlerinin mevcut yüksek düzeylerinde kalmaya devam edeceğini ima ediyor. Zira bankaların Merkez Bankası’ndan borçlanırken ve vatandaştan mevduat toplarken yüksek maliyetlere katlanmaları, kredi faizlerinin de yüksek olması anlamına gelir.
Elbette bu halkın refahı ve ekonomik büyüme bakımından olumsuz bir gelişme. Ancak düşük faiz ortamında döviz kurlarının kontrolden çıkması daha da büyük sorunlar yaratıyordu. Yüksek faiz hem döviz kurlarını baskı altında tutacağı, hem de halkın tüketim talebini kısıtlayacağı için enflasyonla mücadeleye olumlu katkı sağlayacaktır.
Ekonomist Emrah Lafçı: Buradan anlaşılması gereken vatandaş bir süre daha düşük faizli kredi kullanamayacak. Bu tabi ki Merkez Bankası'nın yaklaşımı. Çok önemli başka bir faktör de Cumhurbaşkanı Erdoğan. Yüksek faize karşı olduğunu son dönemde her yerde belirterek önümüzdeki dönemlerde yine Merkez Bankası – siyaset tartışmasının çıkabileceğinin sinyalini veriyor. Eğer böyle bir durum olursa enflasyon hedefi ikinci plana atılırsa o zaman yukarıdaki senaryo terse dönüp yine kısa bir süre baskı altında tutulmuş düşük faizler görebiliriz.
Kredi faizlerinin yüksek olması neden kaynaklanıyor?
Doç Dr. Evren Bolgün: Enflasyondan kaynaklanıyor. Birinci ana sebep bu. İkincisi de kamu bankaları geçtiğimiz sene negatif faizli kredi verdi. Enflasyon yüzde 12 iken yüzde 8-9 ile vatandaşlara ihtiyaç ve konut kredileri verdi. Son 1 yıl içinde Türkiye'de 1 trilyon TL'lik kredi verildiği biliniyor. Çünkü geçen sene krediye ulaşım ucuzladı. Şu anda bankaların üstünde de ilave yük var. Kredi faizlerinin artmasının ana sebebi Merkez Bankası'nın kısa vadeli faizleri yani fonlama maliyetini artırmasıyla birlikte kredi faizlerini artırması. Enflasyonun artmasının arkasında da döviz kuru var.
Ekonomist Emrah Lafçı: Kredi faizlerinin yüksek olması enflasyonun seyrine bağlı. Enflasyon düşecek ki vatandaş da banka mevduatına düşük faize razı olsun. Banka mevduatı düşük maliyetle toplayabilirse o zaman ancak düşük faizle kredi verebilir. 2021 ilk yarısında en azından enflasyonun yüksek gideceği belli olduğu için faizlerin bu süre içinde düşmesi pek mümkün gözükmüyor.
Türkiye neden yeniden yüksek faiz dönemine girdi?
Ekonomist Emrah Lafçı: Baskı altında tutulan faizler vatandaşı döviz mevduat hesaplarına yönlendirdi. Faizler düşük olduğu için yabancı yatırımcı da Türkiye'den çıktı. Düşük faizle kullandırılan krediler de ithalat talebi yarattı. Bu faktörler dövizin yükselmesine neden oldu. Yükselen döviz maliyetleri artırdı ve bu firmaların ürünlerine zam anlamına geldi. Bu da enflasyon artırdı. Yukarıda saydığım mekanizma nedeniyle enflasyon artınca faizler de yükseldi. Yani faizleri düşük tutalım takıntısı uzun vadeli faizleri aslında artırmış oldu.
Yüksek faizle enflasyon kontrol altına alınabilir mi?
Doç Dr. Evren Bolgün: Yüksek faiz sonuçta paranın maliyetini sıkmak suretiyle içerdeki talebin kısılması anlamına gelir. Mala olan talep de azalacağı için üretim tarafı da negatif etkilenir.
Ama Türkiye gibi çift para sistemi olan ülkede siz faizi yükseltmek suretiyle TL'nin cazibesini arttırdığınızda insanların dövize gitme eğilimini orta ve uzun vadede kırmaya başlarsınız. Kısa vadede de ülkeye sıcak para çekersiniz. 6 Kasım 2020'den bugüne kadar, ülkeye 15 milyar dolara yakın sıcak para girdi. Dolayısıyla siz faizi arttırdığınızda TL faizini hem içerde talebi kısıyorsunuz, insanlar daha az tüketiyor ve kredi kullanma eğilimi azalıyor ve talep olumsuz yönde etkiliyor. Bu tabi üretimi de kısa vadede etkiliyor ama yurt dışından gelen dövizle de TL değerlenmiş oluyor.
Ekonomist Emrah Lafçı: Enflasyonu baskı altına almanın Türkiye'de şu andaki temel yolu yüksek faizdir.
Faizlerde düşüş tahmini ne zaman başlar?
Doç Dr. Evren Bolgün: Temmuz 2021'den sonra yüzde 17 olan faiz yüzde 18'lere kadar çıkabilir. Ana senaryo Haziran sonuna kadar Merkez Bankası'nın faize dokunmayacağı ancak Temmuz toplantısında yüzde 13-14'lere kadar bir azalma yapılacağını düşünüyorum.
Ekonomist Emrah Lafçı: Eğer enflasyon ve kur kontrol altına alınabilirse yılın ikinci yarısı ya da 4. çeyrekte ancak faiz indirimine başlanabilir.
Mevduat faizlerinin de yükseliyor olması TL'yi ne kadar cazip bir yatırım aracı haline getiriyor?
Doç Dr. Evren Bolgün: Mevduat tarafından ortalama 3 aylık ortalama mevduat faizi Merkez Bankası'nın yüzde 16,5’larda. Mevduat faizi 18'lerdeyken Merkez Bankası'nın politika faizi 17 iken enflasyona da 15 dersek olan durumda zaten reel faiz yüzde 2-3 arasında gözüküyor şu aşamada.
Bu fena değil kısa vadede risk alan yatırımcı açısından enflasyon yükselmediği takdirde. Enflasyon eğer düşüşe geçecek olursa tabi ki Temmuz 2021'de Merkez Bankası faiz indirince mevduat faizi de inecektir. Şu anda vatandaşlar açısından cazip olan Nisan'a kadar mevduatta kalmaya devam edip enflasyonun en tepede olduğu Mart- Nisan aylarından itibaren TL mevduatı yapmak olacaktır.
Profesör Cem Başlevent: Şu anda konut ve otomobil fiyatlarının çok yüksek olması, borsa endeksinin rekor seviyelerde bulunması, son 2 ayda yaşanan gerilemeye rağmen döviz ve altın fiyatlarının da nispeten yüksek olması, TL mevduatını cazip bir yatırım aracı haline getiriyor. Ayda yüzde 1,5’a yakın net ve garanti bir getiri az değil. Yatırımcıyı TL mevduattan uzak tutacak başlıca faktör ise, 2018 ve 2020 yılında olanların tekrar yaşanacağı beklentisi. Merkez Bankası’nın uzun süreli sıkı para politikası açıklaması biraz da bu beklentileri kırmaya yönelik olmalı ancak ortalama bir yatırımcının bu mesajı ne kadar algılayabileceği ve güvenilir bulacağı tartışılır.
Faizsiz konuta yasal düzenleme geliyor!