Edirne Üç Şerefeli Cami görenleri hayran bırakıyor!
Edirnede, 1437 yılında Sultan II. Murat tarafından yaptırılan Üç Şerefeli Cami, mimari yapısıyla aradan geçen görenleri hayran bırakıyor
Mimar Sinanın "ustalık eserim" dediği ve Edirnenin simgesi
durumundaki Selimiye Camii kadar görkemli bir yapıt olan Üç Şerefeli Cami, 1437
yılında temeli atıldıktan 10 yıl sonra tamamlanmış.
Dönemin meşhur mimarlarından Muslihiddin Ağa tarafından inşa edilen
Üçşerefeli Camii, dönemin en önemli mimari yapıları arasında gösterilmektedir.
Rivayete göre Fatih Sultan Mehmetin babası olan II. Murat, Edirne
yıllarında devrin maharetli mimarı Müslihiddin Ağadan bayram namazını resmettiği
bir cami yapmasını ister. İçeride yükselecek iki sütun, iki rekatlık bayram
namazını abideleştirecek, dokuz kubbe ise iştiyakla getirilen dokuz tekbiri
resmedecektir. Böylece mekan genişliğiyle, safların ihtişamını gözler önüne
serecektir.
Mimar Müslihiddin Ağa bu istek üzerine tez zamanda çalışmalara başlar. On
yıla yakın bir çalışma sonrası Üç Şerefeli Cami ya da diğer adıyla Burmalı Cami
gibi görülmeye değer bir eser ortaya çıkar. II. Murat, açılıştan önce rüyasında
caminin merdivenlerinde 4 büyük melekten Cebrail, Mikail ve İsrafilin durduğunu
görür. Rüyanın anısına merdivenlerin yanlarına temsilen üç büyük taş diktirir.
Bir rivayete göre hikayesi böyle başlayan caminin inşasında İzmirin fethinde
elde edilen ganimetten 7 bin kese para harcanır.
Mimar Sinanın "Benim yapı meselesini halletmemde iki eser ana
kaynağımdır, biri Ayasofya diğeri de Üç Şerefeli Cami" dediği bildirilirken, bu
muhteşem eserin Osmanlı mimarisinin bir nevi kilit yapısı olduğu belirtilir.
Hatta Mimar Sinanın bir çok eserinde Üç Şerefeli Camiden izler görülmektedir.
ÜÇ ŞEREFELİ CAMİNİN MİNARELERİ VE KUBBESİ
Üç Şerefeli Caminin avlu kısmının dört bir yanına yerleştirilmiş, her
biri farklı büyüklük ve genişlikteki dört minaresi dikkat çeken bir mimariye
sahiptir. Minarelerden birincisi camiye adını veren Üç Şerefeli olanıdır. Bu
minareye üç ayrı noktadan çıkılmaktadır. Birinci yol 1. ve 3. şerefeye, ikinci
yol 2. ve 3. şerefeye, üçüncü yol ise sadece 3. şerefeye çıkmaktadır. Minarenin
yüksekliği 81 metredir.
İki şerefeli olan ikinci minare baklava motifli ve iki yolludur. Avlunun
arka kısmında sağda bulunan minare tek şerefeli ve yivlidir. Bu minareden dolayı
camiye "Burmalı Cami" de denmektedir. Dördüncü minare ise tek şerefeli, dikine
kaval yivlerle süslü bir özelliğe sahiptir. Buna da çubuklu minare denmektedir.
Caminin ortasında bulunan 24 metre çapındaki büyük kubbe, ikisi serbest,
dört tanesi duvarlar içinde bulunan altı paye (ayak) ile taşınmaktadır. Ana
kubbe, yan kısımlarda bulunan 9 ayrı kubbe ise desteklenmiştir. İç mekanda iki
direk bırakılması, iç mekanı genişletme çalışmasının bir sonucudur. O tarihe
kadar yapılmış en büyük çaptaki kubbe özelliğini taşımaktadır. Kubbeli ve revaklı
harem avlusu ise ilk defa Üç Şerefeli Camide uygulanmıştır. Bu bölümde de 22 adet
kubbe estetik görünümü ile dikkat çekmektedir.
Üç Şerefeli Camii hep "Cümle Kapısı" ile anıla gelmiştir. Şadırvan
bahçesinden camiye girişteki orta bölümde bulunan Cümle Kapısı, mermer işlemeleri
öne çıkar. Mukarnaslar (geçiş öğesi) ve yan girintilerin üst bölümündeki
yazıların arasında kıvrak dal ve rumiler göze çarpar. Cümle Kapısı ile birlikte
camide 4 kapı bulunmaktadır.
Caminin kıble yönünde ki mezarlıkta, dönemin ileri gelen vali, müderris,
müftü, paşa, subay, kadı, tüccar gibi zatlar kabirleri yer almaktadır. Mezarlıkta
195 mezar taşı mevcuttur.
Ayrıca caminin çevresinde, Sultan Muratın yaptırdığı Saatli Medrese ile
Fatih Sultan Mehmetin inşa ettirdiği Peykler Medresesi mevcuttur. Caminin ayrıca
iki tane (Taşhan ve Sokullu Hamamı) vakfiyesi bulunmaktadır.
Üç Şerefeli Cami, UNESCO Dünya Mirası Listesine giren Selimiye Cami ve
Eski Camiden sonra en çok ziyaret edilen camilerin başında geliyor.
AA