Ekonomi büyürken inşaat sektörü de büyüyor!
İnşaat ve finans ortaklığı, bu sektöre reel ekonominin ortalamasından daha oynak bir yapı kazandırıyor. Ekonomi büyürken, bu sektör daha hızlı büyüyor, daralırken daha hızlı daralıyor...
İnşaat ve finans ortaklığı, bu sektöre reel ekonominin ortalamasından daha oynak bir yapı kazandırıyor. Ekonomi büyürken, bu sektör daha hızlı büyüyor, daralırken daha hızlı daralıyor. Bu oynaklığın önemli bir kısmı sektörün borçlanma performansı ve özellikle konut kredilerindeki konjonktürel dalgalanmalardan geliyor.
AKP iktidarının kentsel dönüşüm üzerine sürdürdüğü çok sayıda proje var. Konut dikkate alındığında, bu projenin en önemli ayağını TOKİ oluşturuyor. TOKİ bu süreçte 600 bin civarında konut üreterek, konut üretiminin ve bu sektördeki rantların belirleyicisi konumuna geliyor. TÜİK'in yakın dönemde yayınladığı konut istatistikleri, inşaat sektörünün bu yakasındaki gelişmeleri mekansal olarak deşifre etmemize olanak sağlıyor. Konut sektörü, 2006 ile 2009 yılları arasında krizin etkisiyle şiddetlenen bir daralma yaşıyor; 2009 ile 2011 yılları arasında kısmen toparlansa da, 2000'li yılların başındaki büyüme eğilimini bir daha yakalayamıyor.
AKP'nin sektörü canlandırmak için hayata geçirdiği en önemli projelerden birinin, 2007 yılında düzenlemesi yapılan mortgage (ipotekli konut kredileri) olduğu biliniyor. Konut kredilerinin menkul kıymetleştirilmesine olanak sağlayan bu süreç, sektörün finansal gelişmelere olan duyarlılığını daha da artırıyor.
Tüm konut üretiminin yaklaşık dörtte biri, bir kentte, yani İstanbul'da ve yaklaşık yarısı da üç büyük kentte, İstanbul, Ankara ve İzmir'de gerçekleşiyor. Bu elbette, başta İstanbul olmak üzere bu üç kentin Türkiye'deki konut sekülasyonun da en önemli mekanları olması anlamına geliyor.
2010 yılından itibaren Türkiye'de ipotekli konut satışında yaşanan önemli sıçrama. Nitekim, bu yılın ikinci çeyreğinde ipotekli konut satışı toplam konut satışlarının yüzde 44'ü düzeyine ulaşmıştır.
Bizim konut olarak gördüğümüz nesnelerin, bu görünümdeki birer finansal araç olduğunu söylemem sanırım yanlış olmaz. İnşaat sektörünün mali sektörle bağını anlayabilmek amacıyla ferdi konut kredilerinin, inşaat sektörünün ve imalat sanayinin toplam krediler (TK) içindeki payı sunulmuştur. İmalat sanayinin kredi payı hızla daralırken (yüzde 35'den, yüzde 20'ye), ferdi konut kredilerinin payı yüzde 10'lara yükselmiştir. Ferdi konut kredilerinin tüketici kredileri içindeki payı ise yüzde 45 ile yüzde 50 düzeyindedir. Dahası inşaat sektörüne açılan kredilerle bilikte değerlendirildiğinde, bu sektöre yapılan kredilendirme imalat sanayini yakalamıştır. Yani mali sektör inşaatla, inşaat ise mali sektörle giderek daha fazla iç içe geçiyor.
Sol Gazetesi