Ekonomide büyümeye inşaat sektörü katkısı!
TÜSİAD Başkanlığı'nı genel kurulda devralan Erol Bilecik, ekonomiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Bilecik, İnşaat sektörü son yıllarda büyümeye önemli katkı yaptı. Biz sürdürülebilir yüksek büyümenin temeline verimliliği koyuyoruz'' dedi.
TÜSİAD Başkanlığı’nı 12 Ocak’taki genel kurulda devralan Erol Bilecik, ekonomik ve siyasi gündemi Vatan’a değerlendirdi. Bilecik; varlık barışından referanduma sorularımızı yanıtladı. Son dönemde çok tartışılan özel sektörün döviz borçlarına değinen Bilecik, bu borçların hâlâ kontrol edilebilir seviyede olduğunu ancak artık dikkat edilmesi gereken noktaya gelindiğini vurguladı. Özel sektörün döviz cinsinden borçluluğunun 2010 yılından bu yana hızla arttığını kaydeden Erol Bilecik, “Hem şirketler, hem bankalar kur riskini yönetmek konusunda gereken özeni gösteriyor. Özellikle büyük firmalar ki bunlar döviz cinsinden borcun yarısına yakınına sahipler ya döviz cinsinden gelirleri ile ya da gelişmiş türev araçlar ile kur riskini dengeleme imkanına sahipler. Yine de kurda ani ve yüksek hareketler bilançolar üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Şu an bu riskler hâlâ yönetilebilir olmasına rağmen, bundan sonrası daha dikkatli yönetilmesi gereken boyuta gelindiğini söyleyebiliriz. Bu sorunun kalıcı çözümü enflasyon oranının hızla düşürülmesidir. Böylece TL cinsinden daha uygun borçlanma imkanımız olacak ve bu kadar büyük bir kur riski kalmayacak. Kur konusu fal açmak gibi. Aslolan TL ile oyuna devam etmek” diye konuştu. Bilecik’in değerlendirmeleri şöyle:
Teşvikleri destekliyoruz
- Cazibe merkezleri, teşvik paketleri, Kredi Garanti Fonu destekli paketler açılıyor. Bunların geri dönüşü nasıl olacak?
Teşvik paketlerini olumlu buluyoruz. Özellikle teknoloji odaklı yatırımlara, Ar-Ge ve inovasyona yönelik teşvikler iş dünyasının 21. yüzyıl dinamiklerine uyabilmesi için çok önemli. Hükümetin bu yöndeki tüm girişimlerini destekliyor, elimizden gelen tüm katkıyı vermeye gayret ediyoruz. Bölgesel eşitsizliklerin giderilmesi de TÜSİAD için öncelikli konulardan biri. Doğu ve Güneydoğu için son dönemde çok önemli yeni teşvik ve paketler hazırlandı. Bu kapsamda görece az gelişmiş olduğu tespit edilen, toplam 23 ilimizi kapsayan bölgelerde yatırımların desteklenmesi için başlatılan Cazibe Merkezleri Programı’nı yakından takip ediyor ve değerli buluyoruz.
Rekabet ortamını bozar
- İstihdam seferberliği amacına ulaşacak mı? İşsizliğin çözümü için önerileriniz nelerdir?
İşsizlik oranımız maalesef çift hanelerde. Genç işsizlik oranımız ise yüzde 20’ye, ne eğitimde ne de istihdamda olan gençlerimizin oranın da yüzde 28’e dayandığını görüyoruz. Bu rakamlara baktığımızda bu kampanya çok önemli. Ancak her sektörün, şirketin, grubun kendi dinamikleri var. O dinamiklerin değerlendirmeleri ışığında, iş insanlarımızın bu kampanyaya kayıtsız kalmayacağını, sağduyulu yaklaşacağını görüyoruz. Ayrıca, işsizlikle mücadelede, yatırımlar ve büyümenin yanında işgücü piyasasının etkinliğini sağlayacak reformlar önem taşıyor.
- Borç yapılandırması, varlık barışı gibi uygulamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu uygulamalar sık yapıldığında oluşturacağı eksiklikleri dile getiriyoruz. Zira, bu uygulamalar rekabet ortamını bozarak vergisini zamanında ve düzgün ödeyen kesimi dezavantajlı duruma düşürüyor. Vergi affı, yeniden yapılandırma gibi düzenlemelerin bir alışkanlık etkisi yaptığını, ‘Nasıl olsa af çıkar’ gibi bir bakış açısının yerleşmesine izin verdiğini izledik. Oysa vergisini zamanında ve tam ödemek tüm mükelleflerin birincil görevidir. Vergisini düzenli ödeyenlere getirilen vergi indiriminin, mükellefleri bu yönde teşvik etmeye yardımcı olacağına inanıyorum.
Reformlara odaklanmalıyız
- Şu anda siyaset gündemi çok fazla baskılamıyor mu?
Son dönemlerde yaşadığımız terör olayları, 15 Temmuz darbe girişimi ve ardı ardına gelen seçimler gündemi doğal olarak siyaset ağırlık olmasını sağladı. Şimdi de önümüzde bir referandum süreci var. Bu süreçte de siyasetin ön plana geçmesinin kaçınılmaz olduğunu görüyoruz. Yıllardır yapısal reformların önemine dikkat çekiyoruzVakit kaybetmeden ekonomiye odaklanmamız gerektiğini, rekabet gücümüzü artıracak reformlara olan ihtiyacımızı her fırsatta gündeme getirmeye özen getiriyoruz. TÜSİAD olarak siyasi gündem ne olursa olsun Türkiye ekonomisini geleceğe taşıyacağına inandığımız dijitalleşme, eğitim, Sanayi 4.0, girişimcilik gibi alanlara yoğunlaşarak çalışmalarımızı devam ettiriyor, projeler geliştiriyoruz. Özetle ülke olarak hakettiğimize inandığımız bir üst gelir grubuna girmek için hızla reformlara odaklanmalıyız.
Büyümenin temeli verimlilik
- Gayrimenkuldeki 240 aya varan kampanyalar gündemde? Büyüme kurgularını gayrimenkul üzerine yapmak ne kadar doğru?
Son yıllarda inşaat sektörü büyümeye önemli ölçüde katkı yaptı. Biz sürdürülebilir yüksek büyümenin temeline verimliliği koyuyoruz. Büyüme kurgusunun sektörel olmaktansa, tüm sektörleri kapsamanın daha değerli olabileceğine inanıyoruz.
Kutuplaşma söylemleri doğru ve sağlıklı değil
- Anayasa değişikliğinin Türkiye’nin ihtiyaçları doğrultusunda olup olmadığı tartışılıyor. TÜSİAD ülkenin en önemli iş örgütü olarak burada nasıl bir bakış ve duruş sergiliyor? Size göre anayasa değişikliği yerinde mi? Başkanlık Türkiye’ye uygun bir sistem midir?
Sistem tartışmasından önce demokrasinin kurum ve kurallarının işlemesini çok önemli görüyoruz. Zira dünyada Başkanlık sisteminin çok başarılı olduğunu gördüğümüz ülke örnekleri olduğu gibi, tersine de tanık olduğumuz ülkeler var. Denge ve denetim mekanizmaları, güçler ayrılığı, güçlü meclis, bağımsız ve tarafsız yargı, etkin bir icraat demokrasimizi geliştirecek unsurlardır. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bireysel, fikri, etnik, dinsel, cinsel ve kültürel hak ve özgürlüklerini mutlak güvence altına alan bir devlet anlayışı çok önemlidir. Halkın oyuna sunulacak olan anayasa değerlendirilirken Türkiye’nin 21. yüzyılın gereği olan standartlara gelebilmesini sağlayacak bir yapıda olmasını değerli buluyoruz.
- Evet-hayır kutuplaşması toplumsal barışı nasıl etkiler?
Sert kutuplaşmaların bedeli ülkemizin yıllarına mal olacak zaman kaybı demektir. Bu tip söylem tarzlarını doğru ve sağlıklı bulmuyoruz. Kullanılacak oy bireysel olup, gizlidir. Birlik ve beraberlik mesajlarının sıkça dile getirilmesine ihtiyaç duyduğumuz bir dönemdeyiz. Yapıcı, olumlu, birbirine katkı veren diyaloglar artık vazgeçilmezimiz olmalı...
Siyaset ağır bastığında bize daha fazla sorumluluk düşüyor
- TÜSİAD’ın 2017 gündeminde öncelikli konular nelerdir? Toplantı, rapor, araştırmaların yanı sıra yurt dışında ajandanız nasıl olacak? ABD’ye ziyaret planınız var mı? Avrupa Birliği kanadında ne gibi temaslar planlıyorsunuz?
Temel önceliğimiz küresel rekabette daha güçlü Türkiye. ABD’de Trump yönetimi biraz gecikmeli yapılanıyor. Bu yılın son çeyreğine doğru temaslarımızın yoğunlaştıracağız. AB nezdinde ise gümrük birliğinin güncellenmesi müzakereleri ve Kıbrıs’ta çözüm öncelikli konularımızdır. TÜSİAD, ülke gündemimizdeki en aktif aktördür. Ve ülke gündemiyle uyumlu hareket eder, katkıda bulunur. Zaman zaman Türkiye’de siyasi gündem yakın geleceği şekillendiren alanlardan daha ağır basıyor. Bu zamanlarda TÜSİAD’a daha fazla sorumluluk düştüğünü görüyoruz.
Vatan