Elektrik üreten çatılar 5 yılda ucuzlayıp Türkiye'ye gelecek
Fransız hafif çatı kaplama ürünleri markası Onduline, yeşil çatıları Türkiye'ye getirdikten sonra elektrik üreten çatılar üzerinde çalışmaya başladı. Onduline Avrasya Genel Müdürü Karahan, "Sistem Avrupa'da uygulanıyor ancak çok pahalı. 5 yılda ticari hal
Satışlar yüzde 33, pazar payı yüzde 16 arttı İnşaat yatırımları her geçen gün artsa da çatı pazarı bundan beklenen ölçüde etkilenmiyor. Çünkü yeni nesil binaların ya çatısı yok ya da çatı malzemesi olarak hafif kaplamalar tercih ediliyor. 35 yıldır Türkiye'de kullanımda olan Fransa merkezli hafif çatı kaplama malzemeleri markası Onduline de Türkiye'de işleri büyüten firmalar arasında. Onduline Avrasya olarak bölgesel merkez niteliğinde hizmet veren şirketin genel müdürü Burhan Karahan, Türkiye'de 110 milyon metrekarelik çatı kaplandığını ve bunun 20 milyon metrekaresinin onduline olduğunu ifade ediyor. Yenilikçi ürünler konusunda özellikle 'yeşil çatılar' projesi ile gündeme gelen Onduline'in başka projeler üzerinde de çalıştığını kaydeden Karahan, gündemlerinde elektrik üreten çatılar olduğunu anlatıyor fakat şu ifadeleri de sözlerine ekliyor: Şimdilerde Almanya ve Fransa'da kullanılan bu çatılar henüz çok pahalı. Metrekaresi 3 bin Euro'ya indiğinde Türkiye'ye getireceğiz. Bu da 5 yıl alır sanırım.
35 yıldır Türkiye'de
* Onduline'in Türkiye'deki geçmişi ne kadar eski? Bugünkü yeri nedir?
Onduline'in marka olarak gelişi 35'inci yılını dolduruyor. Öyle ki, jenerik isim oldu. Artık Türkiye'de her türlü oluklu levha tipli şeye Onduline deniyor. Doğal selüloz elyafından yapılma su sızdırmaz bir ürün. Bu özellik de bildiğimiz asfaltla sağlanıyor. Türkiye'ye ilk gelişinde ithalat sıkıntısı olduğundan bir lisans altında burada üretiliyordu. 1994'te ise Fransız grup kendisi gelip üretime başladı. O gün bugündür Sapanca'daki fabrikada üretiliyor. Birkaç tip ürün var. Onduline levha üretiminde yıllık kapasite 15 milyon metrekare. Toplamda tüm ürünlerde yıllık 35-40 milyon metrekare üretim kapasiteli bir fabrikamız var. Onduline'in metrekare bazında en büyük fabrikasına dönüştük Türkiye olarak. Bölgesel merkez olduk. Yoğun bir ihracat trafiğimiz var; özellikle Orta Asya'ya. Uluslararası örgütlenmede başkanlığa bağlı müstakil bölge olduk. Avrasya ve Ortadoğu ülkesi diye geçiyoruz. 75-80 milyon Euro ile bölgelerde grup içinde en yüksek ikinci satış hacmini yakalamış durumdayız.
'Metrekaresi 3 bin Euro olmlı'
* Normal kaplamalar dışında yeşil çatılarla gündeme geldiniz. Farklı özellikte çatılar için yeni çalışmalarınız var mı?
Biz inovatif olmayı seven bir firmayız. Tabii ki yeni çalışmalarımız var. Ancak henüz Türkiye'de uygulanma aşamasında bir şey yok. Mesela enerji üreten çatılar üzerinde çalışılıyor; Almanya ve Fransa'da örnek uygulamalar da var. Henüz pahalı bir sistem. Metrekaresi 25-30 bin Euro'ya mal oluyor. Güneş enerjisini alan çatılar su ısıtmanın ötesinde elektrik üretiyor. Avrupa ülkeleri bunun için teşvik vermeye başladı. Çatıda ürettiğiniz elektriği gidip ana şehir şebekesine bağlıyorsunuz. Kendi ürettiğinizi size geri satıyorlar gibi ama sonra faturadan düşüyorlar. Sizi kâra geçiriyorlar. Belediye sizden aldığına 100 lira veriyor, size sattığına 80 istiyor. Sizi 20 lira kâra geçiriyor. Siz de o 20 lira ile elektriği bedavaya getiriyorsunuz.
* Bu sistemi Türkiye'ye ne zaman getirebilirsiniz?
Henüz ticari hale gelmedi. Yani çok pahalı. Milyon dolarlık villalarda kullanılabilir ancak sıradan bir evde zor. Önce metrekare maliyeti olarak 3 bin Euro dolayından söz etmek lazım. Bu da 5 sene civarında gerçekleşebilir. Çalışmalar sürüyor. O zaman sistem Türkiye'ye de gelir. Ülkedeki yasaların da yardımcı olması gerek. Teşvik edici olmalılar. Sistem şu anda uzman bir elektrikçi gerektiriyor. Çatı ustasının kurabileceği duruma gelmeli.
Çatı yapanlar hafif malzeme seçiyor
* Son yıllarda inşaat yatırımlarının artması sizi ve sektörü nasıl etkiledi?
Piyasaya hareketlilik gelmesi bizi doğal olarak etkiliyor. Ancak artık bazı binalarda çatı bile yok. Bir gerçek var: Türkiye'nin kaplanan çatısı metrekare olarak çok da büyümedi. 10 sene önce 80 milyon metrekare konuşuyorduk, bugün de 110 milyon metrekareden söz ediyoruz. Çünkü geleneksel çatı azaldı. Yeni yapılan binaların üstü düz. Ancak buna rağmen Onduline'in kullanımı çok arttı. 10 senede çatı pazarı yerinde saydı ama Onduline 2 iken 10 oldu. Çünkü hafif malzemeye kayış var. Çatı malzemesi ne kadar ağır olsa o kadar iyi meselesi tersine döndü. Deprem falan derken fikirler değişti. İnsanlar artık fazla yük taşımak istemiyor.
'Çatı yarım yamalak tamir edilmez'
* Kiremitli veya geleneksel malzemeli çatı kullanıyorsanız her sene eliniz üstünde olmalı. Kiremitle iş bitmiyor. Onun altına konan birtakım örtülerin ömrü uzun değil. Bir yerinden yırtılırsa sadece dekoratif olur kiremit, arasından su sızar. Altına levha tipli bir şey koyup sağlama almalısınız.
* Levha tipli bir çatınız varsa ellemeden uzun süre idare eder. Her sene kaldırmak zorunda değilsiniz. Ama dolu fırtına olur, bir şeyler yerinden oynayabilir. Çatının akmasını beklememek lazım. Bir şeyler sızıp kafanıza akıyorsa çok geç kaldınız demektir. Kanser erken teşhis edilir derler. Akmaya başladığı anda bitti. Vücudu sarmıştır.
* Bir de çatının yarım yamalak tamiri olmaz. Tanıdığım her usta aksini söyleyebilir. Ama hayır. Bir yerden başlayınca o su yürür. Siz orayı halledersiniz, başka yerden devam eder. Çatıda kısmen tamir olmaz. Ayda bir tamir gerekir sonra. Bu da çok da pahalıya gelir. Her yerini yapmak lazım.
* Bu zamanda artık ısı yalıtımsız çatı olmaması lazım. Göğü ısıtmak yıllardır söylenir ama hala çatı katlarında bir şey yok. Bu ısı kaybı önlenmeli. Çok yazık oluyor.