Dekorasyon

Emek Sineması'nın yerine AVM mi inşa edilecek?

Bir süredir Emek Sineması'nın yıkılıp, yerine bir alışveriş merkezinin en üst katına inşa edileceği iddiaları gündemde

AKM'nin yenilenme sürecine benzer bir dönem yaşayan Emek Sineması 'nın akıbeti ne olacak? Önerilen yıkım ve yenileme süreci, çağdaş yenileme ve koruma ilkelerine ve ölçütlerine aykırı mıdır? Bu uygulamada kamu yaraı var mıdır? Sorularımızı Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi YK Başkanı Prof. Dr. Deniz İncedayı, 2. No 'lu İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıklar Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mete Tapan ve projenin müellifi mimar Fatih Kesgün yanıtladı.
 
"2. grup korunması gerekli kültür varlıkları" arasında yer alan Beyoğlu'ndaki Emek Sineması aynı zamanda toplumun belleğinde anı değeri olan mekânlardan, tıpkı AKM gibi. Bu gibi kurumlara herhangi bir "işletme" gözüyle bakılması hem sivil inisiyatiflerin hem de pek çok duyarlı insanın tepkisini çekti. Onlarca eylem yapıldı.

Neden mi? Kasım ayından beri kapalı olan Emek için önce sinemanın bu şekliyle kullanılmasının ekonomik olmadığı, işletme giderlerini karşılayabilmek için yeni ticari birimler ve küçük cep sinemaları ilave etmek gerektiği söylendi.

Ardından Emek Sineması'nı bu yapıların en üst katında yeniden inşa edilmesi yönünde Beyoğlu Belediyesi'nin sahipliğinde bir proje teklif edildi. Bu projeye göre sinema salonunun tüm yan duvarları ve tavanı numaralandırılarak sökülecek (!!!) ve yeni yerinde yani yapının en üst ka¬tında tekrar inşa edilecek...

(Emek Sineması'nın bulunduğu yapı adası ve çevresi 5366 sayılı yasa kapsamında Bakanlar Kurulu'nun karan ile 2006 yılında Yenileme Alanı olarak ilan edilmişti. Bu yapı adasındaki 33 parsel üzerinde farklı tarihlerde inşa edilmiş altı adet yapı bulunmakta. Proje tüm bu binaları kapsayacak biçimde 33 parselin bütününde ha¬zırlandı.)

Mimarlar Odası, Emek Sineması için öngörülen bu projeyi onaylayan kurul karanna dava açtı.

Davada mahkeme yürütmeyi durdurma kara-n verdi. Bu kararından ardından Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi YK Başkanı Prof. Dr. Deniz İncedayı, 2. No'lu İstanbul Kültür ve Tabiat Varlıklan Koruma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mete Tapan ve projenin müellifi mimar Fatih Kesgün ile Emek Sineması üzerine konuşuyoruz. Aklımızda pek çok soru var:

Önerilen yıkım ve yenileme süreci, çağdaş yenileme ve koruma ilkelerine ve ölçütlerine aykırı mıdır? Bu uygulamada kamu yararı var mıdır? Mimarlar Odası tarafından yapılan itirazların gerekçeleri nelerdir? Emek Sineması'na yapıacak müdahale yöntemleri için avan projede önerilen yöntem yerine başka çözüm yolları da üretilebilir miydi? Projenin akıbeti ne olacak?
Yerel yönetimlerin her geçen gün güçlenmesi yönünde politikaların benimsendiği, bu konu çeşitli uygulamaların hayata geçirildiği bugii lerde Beyoğlu Belediyesi'nin projeyi sahiple me konusunda nisan ayında NTV deki bir proramda "...Ben bu işin dışındayım, her şeyi Kurul bilir, sorumlu da onlardır..." tavrı eleştirildi.

Edindiğimiz bilgiye göre, 5366 sayılı yasa ilan edilen yenileme alanlanna sadece ve sadece belediyeler proje teklif edebilmekte!

'YIKILMADAN KORUNACAK'
FATİH KESGÜN
 
Proje Emek Sineması'nı yıkacak bir proje değildir! Emek Sineması Salonu'nun nakil edilmesi ise sinemanın yaşatılması, kullanılarak korunması için bu tür bir uygulama kesinlikle gereklidir. Proje alanında özgün durumda olan kültür varlığı olarak tanımlı her duvar, her yapı yıkılmadan korunmaktadır. Alternatif olacak önerilerin bu bileşenleri doğru tanımlayarak üretilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu proje, bilimsel olarak hazırlanmış bir koruma projesi. Sahanın kütlesel ilişkilerini tanımlayan bir avan proje. Tekrar belirtelim sahada özgün olarak bulunan hiçbir kültür varlığının yıkımı söz konusu değildir.
Konunun yargıya taşındığı günden bugüne kadar, "yeni"ye geçit vermeyen yerleşik aydınların, tekellerini ısrarla korumak gayreti içinde, sınıfsal bir baskı yaratmak amacıyla tamamen mimari olan meseleyi, hiçbir bilimsel incelemeye gerek duymadan siyasi platforma taşımak istediğini görüyorum.
Proje ekibi olarak, yargı süreci tamamlanmadan projenin akıbeti hakkında görüş belirtmenin yanlış olduğuna ve yasal olmayacağına inanıyoruz.

'HUKUKSAL ÇELİŞKİLER VAR'
PROF. DR. DENİZ İNCEDAYI
 
Öncelikle tarihi Cercle d'Orient binasını ve kompleksini barındıran yapı adası Beyoğlu Sit Alanı içerisinde yer almakta. Sit alanında uygulanmak istenen 5366 sayılı Yenileme Yasası ve Kurul karan anayasa ile çelişmekte. Ayrıca bu karar, İstanbul 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 1991 tarih ve 2917 sayılı kararında belirtilen koruma kararlarıyla ve ilkelerine de aykırıdır. Bunlara bir de, Emek Sineması DOCOMOMO -Türkiye Listesinde (Modern Mimarlık Eserleri tescil listesi) yer almasını ve Türkiye modern mimarlığının tescilli bir binası olduğunu ekleyebiliriz.
 
Bu tür ilkesel, hukuksal ve anayasal çelişkilerin yanı sıra, bilimsel ve estetik açıdan da Emek Sineması'nın yıkılma kararı, dünyaca kabul edilen çağdaş koruma kriterlerine ters düşmekte. Birçok benzer uygulamada da kültürel belleğin silinmesi ve toplumsal bağlamdan kopartılması yöntemiyle karşılaşıyoruz. Emek Sineması'nın da kentsel mekânın metal aştırılması politikalarına yenik düşmesi, toplumsal kültür varlıklannın rant aracı olarak görülmesi anlayışı Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi'nce kabul edilemez. Bilimsel kriterlere, sivil toplum görüşlerine karar süreçlerinde yer vermeyen, şeffaflıkla tartışamayan bir koruma ve yenileme anlayışı, evrensel koruma ölçütlerini ve çağımızın bilimsel doğrularım yadsımaktır.

'YERİNDE KORUMAK ESAS'
PROF. DR. METE TAPAN
 
Dünyadaki uygulamalar izlendiğinde benzer uygulamalara rastlamak mümkün. Ancak bu tür yaklaşımlarda kamu yararının temel neden olması aranır veya müzelerde teşhir etmek amacıyla duvar panolarının taşınması uygulamalarda izlenebilir. Sözü edilen konuds toplumsal bir yararın varlığından söz etmek zorlama olur. Koruma felsefesinde kültür varlıklarım yerinde korumak esastır. Kültürel süreklilikte sosyal yararın kişisel yarardan daha önemli olduğunu unutmayalım.
Ceren Çıplak/Cumhuriyet