Sektörel

Emlak alanların oranı yüzde 3’e yükseldi!

Habertürk Gazetesi köşe yazarı olan Abdurrahman Yıldırım bugünkü köşe yazısında TÜİK 2015 Yapı İzin İstatistikleri'ni değerlendirdi. Yıldırım, Emlak alanların oranı da yüzde 2.6’dan yüzde 3’e yükseldiğini belirtti.

TÜİK dün 2015 yılına ait hem Yaşam Memnuniyeti hem de Yapı İzin istatistiklerini açıkladı. Biz de ikisini bir arada yorumlamaya karar verdik. Çünkü “Dünyada mekân, ahirette iman” bizim sözümüz. Barınacak konutun varsa, konutundan, mahallenden, çevrenden memnunsan, mutlusun, işin yarısını halletmişsin demektir.


- Yaşam memnuniyeti anketine göre insanımız 2015 yılında borçlandı. Borçlananların oranı bir önceki yıla göre yüzde 36’dan yüzde 48’e çıktı. Toplumun yarısı borçlu demektir bu.


- Borç ödeyenler yüzde 23.9’dan yüzde 26’ya çıktı.


- Tasarrufları azalanların oranı yüzde 23.6’dan yüzde 21.7’ye düştü. Yani tasarruf edenler arttı.


- Geliri azalanlar yüzde 23.6’dan yüzde 20.7’ye geriledi. Demek ki, gelirler artmış. Buna paralel geliri artanlar yüzde 17.2’den yüzde 19.3’e çıktı.


- Gelir arttığına göre insanlar iş de buldu. “İşe girdim” diyenlerin oranı yüzde 10.3’ten yüzde 11.8’e çıktı. Gerçi bu oranda bir iyileşmeyi istihdam verileri teyit etmiyor. İyileşme yüzde 0.2 düzeyinde.


- Ancak tek terslik orada değil. İşini kaybedenlerin oranı da yüzde 6.8’den yüzde 11’e yükseldi. İşsizlikte de bu oranda artış yok.


- Araba alanların oranı yüzde 6.6’dan yüzde 6.9’a çıktı.


- Emlak alanların oranı da yüzde 2.6’dan yüzde 3’e yükseldi.


Bütün bu değişimler bir yıl içinde oldu ve olan şeyler de anket yöntemiyle belirlendi. Matematik bir kesinlikle değil. Bu gelişmeler paralelinde de vatandaşların umut düzeyi yüzde 73.8’den yüzde 74.4’e, mutluluk düzeyi yüzde 56.3’ten 56.6’ya çıktı. Üstelik 2015 gibi kötü bir yılda.


- Dikkati çeken unsur, vatandaşın borç ödemeleri artıyor ve bunun için de daha fazla kişi işgücüne katılıyor, işe giriyor, gelir elde ediyor ve sonuçta daha fazla tasarruf ediyor. Gayet iyi bir gelişme.


Ancak yine de yetmiyor ki, en dramatik gelişme borçlananların oranındaki artışta yaşanıyor. Borçlananların oranı yüzde 36’dan yüzde 48’e çıktı. Hem borç ödemeleri artıyor hem de giderek daha fazla kişi borçlanıyor.


- Bu nasıl olur? 2015 yılında konut satışları 1 milyon 289 bin adetle yeni bir rekor kırdı. Otomotivde de satışlar ilk kez 1 milyonun üzerine çıktı. Vatandaş zaten borçluydu, ama yeni konut ve otomobil için yeni yükler altına girdi. Rekor satışlar böyle geldi.


- Bitişikte yer alan tablodan konut üretiminin 2015’te frene bastığını görüyoruz. Çünkü yapı izinleri veya inşaat başlangıç izni yüzde 15.5 azaldı ve 870 bin daireye düştü. Yapı kullanma izin belgesi alan tamamlanmış ve oturmaya hazır hale gelen daire sayısı da 724 bine indi ve yüzde 6 azaldı.


- Türkiye’de henüz bekleyen konut satış istatistikleri yok. Hem birinci el hem de ikinci elde ne kadar konutun satışa çıktığını bilmiyoruz. Bu konuda istatistik üretilmiyor. Üretilen resmi istatistikler de yapı ve kullanma izni dışında 2008 ve sonrasına ait. Satılmayı bekleyen konut sayısı konusunda ise ancak kanaate sahip olabiliriz. Piyasanın yönü ve fiyatların seyri konusunda son derece yararlı bir veri olduğu kesin. Satışa çıkan daire sayısı artıyorsa fiyatlar düşer, sayı azalıyorsa fiyatlar artar. Piyasanın sağlıklı işleyişi açısından bu verinin acilen üretilmesi gerekiyor.


- Biz inşaat ve yapı kullanma ruhsatlarından giderek bir kanaate varalım. 14 yıllık dönemde yapı ruhsatı alan daire sayısı 8.5 milyona ulaşırken, yapı kullanma izni alan daire sayısı 5.9 milyonda kaldı. Arada 2.5 milyon adetlik fark oluştu. Elbette inşa halinde olanların sayısı milyonla ifade edilebilir.


- Ama yine de bitmiş ve satılmayı bekleyen belki milyon adet daire vardır. Konut inşaatlarında frene basılmasının en önemli nedeni bu olsa gerek ve arz-fiyat dengesi açısından son derece önemli.


SONUÇ: “Umudunu kaybetmiş olanın başka kaybedecek şeyi yoktur.” Boise



Abdurrahman YILDIRIM/Habertürk